Gülenist ideolojinin altın nesil projesinin önemli isimlerinden Ramazan Akyürek, paralel devletin genel sekreterliğini yürütüyordu. Şimdi bu genel sekterliğin operasyonlarla çöküşünü izliyoruz
Türkiye yakın tarihinin en kritik dönemeci olan Ocak 2007’de üç önemli isim İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde kozmik bir toplantı yapıyor. Masanın bir yanındaki kişi, toplumsal hafızaya uzatmalı İçişleri Bakanı olarak kazınan Abdülkadir Aksu’dur. Diğeriyse toplumsal hafızaya pos bıyıklarıyla kazınan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah… Üçüncü kişiyse Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürütürken aslında ‘de facto’ olarak paralel devletin genel sekreterliğini yapan Ramazan Akyürek’tir. Gülenist ideolojinin altın nesil projesinin en önemli isimlerinden biri, belki de birincisi olan Ramazan Akyürek, Hrant Dink suikastından hemen sonra İçişleri Bakanı’nın talimatıyla İstanbul’a çağrılmıştır.
Masada, cinayete adı karışan isimlerden Erhan Tuncel’in polis muhbiri olduğu ortaya çıktığı için soğuk rüzgarlar esmektedir. Bakan Aksu, Akyürek’e, mealen “Tuncel senin adamınmış. Ne yaparsan yap bu işi çöz” talimatını verir. Toplantıdan, polis muhbirliğinden uzaklaştırılmış olan Erhan Tuncel’i yeniden elemanlaştırma kararı çıkar.
Akyürek, tepkileri dindirmek için bu kararı uygulamak üzere toplantıdan ayrılır. Tuncel’in polis muhbirliğinin devam ettiğini Mart 2007’de gazeteci Erdal Kılınç ortaya çıkarır.
Akyürek’in sıkıntısı büyüktür, Türkiye’yi uluslararası camiada zor duruma düşüren bir cinayet işlenmiş, devlet yetkililerinin de bu cinayetin hazırlık aşamasında kusuru olduğu anlaşılmıştır. Akyürek, durumun ciddiyetinin farkındadır, bir tür kimlik bunalımı yaşar. Devletle paralel devlet arasında bir sarkaç gibi salınan, ama en kritik hallerde her seferinde paralel devletin tarafında saf tutan iradesi bu kez de sadakatle aynı cephede hizalanacaktır.
KOZANLI ÖMER DÖNEMİNDE YÜKSELDİ
Zira savaşta açık biçimde devlet yanında saf tutan cemaatin eski emniyet imamı Kemalettin Özdemir’in 2002 yılında görevi bırakmasından sonra gemiyi devralan Kozanlı Ömer namlı Osman Hilmi Özdil’in imamlığı döneminde kariyerinde çok büyük bir sıçrama yapmıştır. Bir başka deyişle altın çağını yaşamıştır. Sicilinde ‘Fethullahçı’ notunun bulunduğunun ortaya çıkmasından sonra hızlanan önlenemez yükselişin en önemli aşamasıdır bu. Dink suikastının hazırlık evresinde Trabzon Emniyet Müdürü iken o dönemde paralel devletin merkez üssü olan İstihbarat Daire Başkanlığı’na atanmıştır.
Paralel devletin arşivinde yer alan belgelere göre Ramazan Akyürek, 2005 yılında Hanefi Avcı’nın ayağı kaydırıldıktan sonra Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı olan Ahmet Pek’in valiliğe atanmasının ardından paralel devletin genel sekreterliği görevine getirilecektir.
Paralel devlet o dönemlerde bir tür Politbüro gibi örgütlenmiştir. Ancak parti genel sekreterliğinin giderek etkinleşmesiyle Politbüro’nun yönetimini yavaş yavaş ele geçiren ve Lenin’in ölümünden sonra tartışmasız lider olan Stalin kadar yükselme şansı yoktur elbette.
‘BENİ DE ALACAKLAR, BEKLİYORUM’
Üç Boyutlu Portre’nin bu haftaki konuğu Emniyet İstihbarat Dairesi’nin eski Başkanı Ramazan Akyürek, paralel yapı operasyonunun ilk dalgasında gözaltına alınmadı. Avukatı da “Gözaltı listesinde yok” diyor. Bu doğru. Bununla birlikte olağan şüpheli olarak soruşturmada adının geçtiği de sır değil. Hatta edindiğim bilgilere göre kendisiyle görüşenlere, Akyürek’in, “Beni de alacaklar, bekliyorum” dediği de vaki.
Türkiye, Ramazan Akyürek adını ilk kez Fethullah’ın Coplarıkitabının yazarı Zübeyir Kındıra’dan duydu. Kındıra, Akyürek’i ta Polis Koleji’ne girdiği yıllardan tanıyordu. Ve onun Fethullahçı olduğunu yazmıştı. Bu, yükselmesinde etkili olmuştu ancak Akyürek, Gülen Cemaati içi rekabette aradan sıyrılarak paralelin de paraleli bir konuma 2002’den sonra Kozanlı Ömer devrinde yükseldi.
Önce Trabzon Emniyet Müdürü oldu. Onun müdürlüğü döneminde Trabzon’da McDonalds bombalaması yaşandı, TAYAD üyeleri, yüzlerce kişi tarafından linç edilmek istendi ve Santa Maria Kilisesi’nin rahibi Santoro 16 yaşında bir lise öğrencisi tarafından öldürüldü. İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandıktan sonra Hrant Dink cinayeti işlendi. Akyürek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alındı. Görevden alınmadan önce 9 Ekim 2009’da tüm log kayıtlarını sildirdi.
PARALELLERİN MİT MÜSTEŞAR ADAYIYDI
Paralel yapının meşhur isimlerinden biri, 2011 yılında SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek’e ve bana Ramazan Akyürek’in MİT Müsteşarlığı’na getirilmesi için yapılan bir plandan söz etmişti.
Buna göre Akyürek, önce MİT Müsteşar Yardımcılığı’na getirilecek ve ardından MİT’in patronu olacaktı. Bu plan gerçekleşmedi, MİT’in paralel yapı tarafından hedef seçilmesinin belki de en önemli sebebi buydu.
Geçtiğimiz mart ayında açığa alınan Akyürek’in silahına ve rozetine el konuldu. Ramazan Akyürek’in ketum, sabırlı ve cemaatine inancının tam olduğunu söyleyebiliriz. 35 yıllık paralel devlet öyküsünde bir kez bile ihanetine ve yanlışına tanık olunmamış. Bu yüzden Fethullah Gülen’in çok sevdiği bir isim. Dolayısıyla boşuna değildi paralel devletin genel sekreterliğine getirilmesi.
Türkiye, şimdi hep birlikte bu genel sekterliğin paralel yapı operasyonlarıyla çöküşünü izliyor.