Akademisyen Sefa Yürükel Hollanda Türkleri Konseyi adına, 16 Nisan’da referandumla oylamaya sunulan Başkanlık sistemine geçişi ön-gören Anayasa değişikliği hakkında açıklamada bulundu.
Yürükel, yurtdışındaki seçmenlere ve yetkililere önerilerde bulunduğunu ifade ederek şu görüşleri dile getirdi.
“Yüce Türk Milletinin Evlatları,
Şimdi referandum sürecine girmiş bulunmaktayız.
Yüksek Seçim Kurulunun kendi portalı üzerinden yaptığı duyuruda, 16. Nisan 2017 de, Türkiye’de Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemi adlı halk oylamasında (referandum) Yurt dışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan vatandaşlarda oy kullanma hakkına sahiptirler.
Yurtdışındaki referandumda oy kullanacak olan T.C. vatandaşları, bundan dolayı bağlı bulundukları T.C Başkonsolosluk ve Konsolosluklardaki oy kullanma ile ilgili kayıt işlemlerini bu an itibarı ile kontrol ettirmelidirler ve yaptırmalıdırlar. Alınan resmi bilgilere göre yurtdışında oy kullanma tarihi, 27 Mart-9 Nisan arasındaki tarihlerde bağlı bulundukları ve gösterilen mahallerde oy kullanabileceklerdir.
Yukarıda belirtilen teknik konular dahil ve haricinde yurtdışı seçmenlerimize, sandık görevlilerinin ve resmi olarak Diyanet İşlerine Bağlı Camilerde devletin maaş ödediği İmamların, Diyanet Cami ve Vakıfların yöneticilerinin, her düzeyde Büyükelçilik ve Konsolosluk görevlilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, siyasi parti yurtdışı temsilciliklerinin; referandumdaki tüm süreçlerde, oy kullanımı öncesi, sırası ve sonrası, seçmenleri gerginlikten, kışkırtıcılıktan, hakaretten ve çatışmadan uzak tutan bir dil kullanmalarına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Medyada ise, Yurtdışında Türklere yönelik olarak yayın yapan, gazete ve gazetecilere de bu konuda büyük iş düşmektedir. Evet yada Hayır oyu veren ve bu konuda açıklama, toplantı yapmalara, gazetecilik ahlaki ve etiği açısından eşit şekilde yer vermeliler ve yazılarda ve görsellerde gerginliğe mahal verecek kışkırtıcı yayın dilinden uzak durulmalıdırlar. Burada medyanın büyük bir rol oynayacağı aşikardır.
Özellikle, Türkiye Cumhuriyeti’nden maaşlı yurtdışındaki her türlü personel, bu süreç içerisinde davranışlarına çok dikkat etmelidir. Daha önce yaşanılan çeşitli şaibeli durumlardan uzak durmalıdırlar. T.C. ne vatandaşına, milletine ve devletine eşit ilişkiler kurarak bağlılıklarını yerine getirmelidirler.
Yurtdışındaki devlet personeli, kıraldan fazla kıralcı ve işgüzar olmaktan uzak durmalı ve herkese eşit mesafede hareket etmelidirler. Biz maaşlı/resmi personelin Siyasi iktidar yetkililerinin yurtdışı seçim gezilerine ve toplantılarına katılmalarını kesinlikle tarafsız kalınması açısından tasvip etmiyoruz. Ve tarafsızlık açısından anayasal bir suç olarak görüyoruz.
Yurtdışındaki resmi T.C. personelinin, Türkiye’den siyasi parti ve yetkililerin karşılanmasında, taraf tutmadan aynı intizamı, saygı ve hürmeti bekliyoruz. Çünkü T.C. yurtdışındaki devlet görevlileri memurdur. İmzaladıkları memur aktine yani yeminine göre hareket etmelidirler. Siyasi direktiflerle ayrım yapma,işgüzarlık yapma, kanun ve anayasal suç işleme hakları yoktur. Bu konuda zaaf gösterenler suç işlemiş sayılırlar. Kendilerinden bu konuda yasalara uymalarını bekliyoruz. Eğer bu konuda suç işlerlerse, işledikleri suç çerçevesinde bunun müeydelerine katlanma durumunda kalacaklardır. Bu duruma düşmemelidirler. Tarih karşısında sorumlu durumdadırlar. Bu konuda tüm seçmen, sivil toplumu üyeleri uyanık ve kararlı olmalı ve suç işleyen görevliler hakkında tutanak tutarak ve belgeleyerek, seçim kurulunun yanı sıra, siyasi parti temsilcilerine ve biz Hollanda Türkleri Konseyine’de elektronik olarak (sefamyurukel65@gmail.com) bir nüshasını göndermelerini talep ediyoruz.
Yukarıdaki talebimizin sebebi ise, referendum sonrası; Yurtdışında konu ile ilgili süreçteki vakalar, gelişmeler ve sonuçlar ile ilgili rapor hazırlıyacağımızdandır. Rapor, Referandumu yöneten ve denetleyen gerekli ilgili mercilere ve siyasi parti, medya ve sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Millet Meclisi Başkanlığı ve Milletvekillerine ve bunun dışında isteyen her kuruma ve kişiye elektronik olarak tarafımızdan gönderilecektir.
İbadet yerlerinde ise, Yurdışındaki, özellikle Diyanet camiileri başta olmak üzere, digger camiler ve Cem Evleri referandumda evet yada hayırcı kesimin karargahı veya toplantı yeri olarak kullanılmamalıdır. Siyaseti dini mahallerden arındırmalarına özen göstermelidirler. Diyanet camiileri özellikle resmi statüsüde dolayısı ile siyasi iktidarın, propaganda, insan ve oy devşirme merkezleri olmamalıdırlar. Buralardan yandaşlık yaparak otobüs kaldırmamalıdırlar. Çünkü Diyanete bağlı yerlerin her seferinde kim iktidarsa ona göre eylem gösterdikleri gözlemlenmiştir. Bu durumdan uzak durulmalı ve tarafsız olunmalı, siyaset dışı manevi kurum özelliklerini yitirmemelidirler.
Kişiler ise referendum sırasında aynı şekilde, hakaretten, kışkırtıcılıktan, saldırganlıktan, fiziki saldırıdan uzak durmalıdır. Nihayet hepimiz aynı Yüce Türk Milletinin çocuğuyuz. Referandum sonrasında da birlikte aynı havayı teneffüs edeceğiz. Birlikte sohbet edeceğiz ve Türkiye’mizin gelişmesi için çaba göstereceğiz, bir birimizin suratına bakacağız. Kişilerin, Yüce Milletimize yakışır olan sağ duyudan uzaklaşmamalarını ve bunu kişisel düzeyde herkesin yerine getirmesi bizim HTK olarak en önemli talebimizdir.
Biz Hollanda Türkleri Konseyi olarak, tavrımızı, Millet Hakimiyetine dayanan ve hakimiyeti bir kişiye terk etmeyen, Parlamenter sistemden yana koyuyoruz. Başkanlık sistemini ve gerekçelerini çağ dışı, uygarlıktan uzak, 2017 yılı Türkiye’sine yakışmayan ve 1920’lerin gerisinde bir sistem olarak görüyoruz.
Bu nedenle referandumda oy kullanacak tüm Anavatandaki ve Yurtdışındaki T. C. vatandaşlarına HAYIR OYU kullanmalarını öneriyoruz,
Herkese, HAYIRLI bir referandum süreci ve sonucu diliyoruz!!
Saygılarımızla”
HTK-Hollanda Türkleri Konseyi Adına,
Başkan Sefa Yürükel
Başkan Yardımcısı Mustafa Cingöz
Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER