4 Kasım 2012 tarihinde Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da ilginç bir olay yaşandı. Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç’ı taşıyan araca, kimliği belirsiz kişiler tarafından, Kılıç’ın çalışma ziyareti için Türkiye’de bulunduğu sırada hasar verildi. Amsterdam’ın merkezinde en işlek caddelerinden birisi olan Singel 1-2 adresinde park edilmiş halde bulunan aracın 3 tekerleğinin bantları bıçaklanarak indirildi ve ön ve arka plakaları çalındı. Arabanın park halinde olduğu yerde ön tarafının kanalın içinde olmasına rağmen, zorluğa katlanarak aracın ön plakasının çalınması olayın sıradan bir vandalist hareket olmadığını gösterdi. Türkler ise hem tedirgin hem de olayın aydınlatılmasını istedikleri için kızgın.
TÜM DELİLLER HOLLANDA İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNÜ İŞARET EDİYOR
Öte yandan Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) çevresine yakın güvenilir kaynaklardan edilen bilgi kadarıyla olay, Hollanda istihbarat örgütü AİVD’nin bir yıldırma hareketi olduğu ifade edildi. Bantların bıçaklanarak indirilmesi ve plakaların çalınması yönteminin, istihbaratın el kitabından tanımlandığı vurgulandı. Meydana gelen sabotaj, Hollanda Türkleri tarafından, Türk aydınlarını susturmayı ve sindirmeyi amaçlayan aşağılık bir saldırı olarak değerlendirildi.
DESTEK ve GEÇMİŞ OLSUN MESAJLARI YAĞIYOR
Genel Başkan Oğuzhan Kılıç suskunluğunu koruyarak hiç bir açıklama yapmazken sadece sağduyu çağrısı yaptı. Olayın kamuoyunda yankılanması üzerine, Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu Genel Merkezi adına Genel Başkan Yardımcısı Denizhan Murat Üresin, geçtiğimiz günlerde kısa bir yazılı açıklamada bulundu.
FEDERASYONUN AÇIKLAMASI
Açıklamada; “Meydana gelen saldırı nitelikli çirkin bir saldırıdır. Bu saldırı hakkında geç de olsa açıklama yapma ihtiyacı basının ilgisi ve halkımızın duyarlılığı üzerine zaruri görünmüştür. Hollanda Türk toplumu, Federasyon Merkez Yönetim Kurulumuz, derneklerimiz ve üyelerimiz gönderdikleri mesajlar ve açtıkları telefonlarla Hollanda Türklüğünün önemli ve önder ismi olan Genel Başkanımız Sayın Oğuzhan Kılıç‘a yönelik bu hukuk dışı eylemi kınamışlardır. Gerçekleşen sabotajın Genel Başkanımız ve beraberindeki heyetin 4 günlük Ankara-Antalya’ya yaptıkları çalışma ziyareti esnasında vuku bulması oldukça manidardır.
EMNİYET’TEN ve ASAYİŞ’TEN SORUMLU MÜLKİ AMİR OLAN BELEDİYE BAŞKANI VAN DER LAAN DOĞRUDAN SORUMLUDUR
Amsterdam Anakent Belediye Başkanı Eberhard van der Laan’ın Türk aydınlarına yönelik son dönemde artan saldırılar hakkında neden suskun kaldığını doğrusu merak ediyoruz. Şüphe yok ki, Amsterdam Anakent Belediye Başkanı Eberhard van der Laan olayın aydınlatılmasında baş sorumludur. Halkımız ve Hollanda toplumu bu gibi fitne ve fesat eylemlerinin karşısında eskisinden çok daha duyarlıdır. Eğer bu ülkede ‘hukuk devleti’ işliyorsa, ki biz işlediğine inanmak istiyoruz, bu tür düşük işleri gerçekleştiren eylem sahiplerinin hiç bir yere varamadığı ve varamayacakları bir gerçek olarak ortadadır.
GEREKLİ HUKUKİ ADIMLAR ATILDI
Konu hukuk önüne taşınmış olup, polis dahil ilgili merceklere yasal takibat yapılması için gerekli başvurular yapılmıştır. Olay soruşturulmaktadır. Şüphe yok ki; olayın takipçisi olacağız. Bu vahim olayın aydınlığa kavuşturulması sadece kendimiz, değil ‘temiz toplum’ ve ülkede demokrasinin sağlıklı işlemesi için çok önemlidir.” denildi.
SİNDİRME ve SUSTURMA POLİTİKASI HUKUK DEVLETİNİN İZLEYECEĞİ YOL DEĞİLDİR, OLMAMALIDIR
Hollanda’da ırkçılığın devlet katında giderek daha büyük zemin kazandığı vurgulanırken, Hollanda’da Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu’nun (HTGF) Türk toplumundan yana önemli ve etkili sivil toplum örgütlerinden birisi olarak biliniyor.
TÜRK DÜŞMANLARI FİŞLİYOR, BELEDİYE BAŞKAN DA OYUNA GELEREK KENDİ ALTINDAKİ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNE ‘SİNDİRİN ve SUSTURUN’ EMRİ VERİYOR
Federasyonu sürekli devletin değişik birimlerine şikayet eden, radikal-marjinal Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği’nin görevlisi Mustafa Ayrancı gibi PKK yanlısı Türk karşıtı lobiler Federasyonun hukuk içinde yaptığı demokratik çıkışlardan oldukça rahatsız. Çok küçük bir grup olduğu öğrenilen bu lobi grubunun Federasyonu, “Ankara’nın uzun kolu” olmakla itham ederek istihbarat örgütüne sürekli hedef göstererek fişliyor. Bu lobinin yönlendirdiği öğrenilen Amsterdam Belediye Başkanı Van der Laan ise, Federasyon yöneticilerini fişlemek ve sindirmek için, kendisine bağlı yerel istihbarat ağını devreye sokarak hukuk devletinde eşine rastlanmayan olayların medyana gelmesine öncülük ettiği, yapılan sabotajı şeklindeki saldırının da ‘uyarı sinyali’ olarak gerçekleştirildiği kulislerde konuşuluyor.
2012 yılında Türkiye ile Hollanda arasında diplomatik ilişkilerin 400. yılı olmasına rağmen Hollanda, PKK terör örgütünü Türkiye’ye karşı ve uyuşturucu ihtiyacını gidermek için örtülü olarak desteklemekte ve terör örgütüne karşı çıkan çevrelere hoşgörüyle bakmamaktadır.
Hollanda devletinin küçük bir grup terörist bağlantılı grubun oyununa gelerek elindeki gücü kötüye kullanması ve yasadışına çıkarak, Federasyon başkanının arabasına yapılan sabotaj örneğinde olduğu gibi, kendi vatandaşlarına yönelik sindirme ve susturma politikası izlemesi yönündeki olaylar son yıllarda artığı gözleniyor.
Kaynak: Son Havadis Gazetesi, Gundemhaber, Türkinfo