Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek’in AİHM Büyük Daire’de görülen tarihi davayı köşesine taşıdı.
Pazarcı yazısında Perinçek’in “Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır” sözlerinin doğru olduğunu belirterek, “İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek doğru söylüyor. “Ermeni Soykırımı” iddiası kocaman tarihi bir yalan.” ifadelerini kullandı.
Yazısında çocukluğundaki bir anısına da değinen Pazarcı, Vasili Vereşçagin’in 1871’de yaptığı “Savaşı Tanrılaştırma” adlı yağlı boya eserinin Ermeni Diyasporası tarafından “sözde Ermeni soykırımı”nın resmi olarak tebrik kartlarında kullanıldığını belirtti.
Pazarcı, “O tablonun aslı Moskova’da Tratyakov Resim Galerisi’nde ortaya çıktı. Rus ressam Vasily Vereshchagin’e aitti. En önemlisi de gerçekleştiğini iddia ettikleri “soykırımdan” çok önce 1871 Yılı’nda yapılmıştı. Yalan ortaya çıkınca sözde yeni belgeler üretmeye başladılar…” dedi.
Pazarcı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek doğru söylüyor. “Ermeni Soykırımı” iddiası kocaman tarihi bir yalan.
Söyledi de ne oldu? İsviçre tarafından bu doğruyu dile getirdiği için cezaya çarptırıldı. Üstelik halen Avrupa’da “O ceza doğru mu, yanlış mı?” tartışması yapılıyor. AİHM Büyük Dairesi, bu işle uğraşıyor.
Karar verecekler, İsviçre mi haklı, yoksa Doğu Perinçek mi, diye.
Sadece bu tablo bile başlı başına bir kepazelik. “İfade Özgürlüğünden” bahsedilen bir yerde, “Kim doğru söylüyor” tartışması yapılıyor…
Garip, hatta acayip! İfade özgürlüğünün olduğu bir yerde mahkemeler kimin doğru, kimin yanlış söylediğini tartışabilir mi? Bu konudaki yasakların doğru olup olmadığı mahkeme konusu yapılabilir mi? Elbette yapılamaz.
Ey Avrupa, nereye gitti sizin “İfade Özgürlüğü” üzerine attığınız nutuklar? Nerede o özgürlüğün kullanılacağına dair hukuki düzenlemeleriniz?
Belli ki sadece kağıt üzerinde.
Demek ki, Ermeni soykırım tekerlemeleri gibi Avrupa’nın “İfade Özgürlüğü” iddiaları da koca bir yalan!
* * *
Çocukluğumda Ermeni tanıdıklarım vardı. Dini günlerinde yurtdışından tebrik kartları gelirdi. Çoğunda kuru kafaların yığıldığı ve üzerlerinde kargaların uçtuğu bir fotoğraf yer alırdı. Onlar da bunu bize göstermemeye, saklamaya çalışırdı.
Bu, sözde “Ermeni Soykırımının” fotoğrafıydı. Üstelik, oldukça da etkileyiciydi.
Yurtdışında yıllarca kullandılar, “işte” dediler:
-Osmanlı’nın Ermenileri nasıl katlettiğinin belgesidir bu istif edilmiş kuru kafalar.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
O tablonun aslı Moskova’da Tratyakov Resim Galerisi’nde ortaya çıktı. Rus ressam Vasily Vereshchagin’e aitti. En önemlisi de gerçekleştiğini iddia ettikleri “soykırımdan” çok önce 1871 Yılı’nda yapılmıştı.
Yalan ortaya çıkınca sözde yeni belgeler üretmeye başladılar…
Ayrıca, yıllardır artırım üzerine artırım yapıyorlar. Başlangıçta ortaya atılan 150 bin Ermeni’nin katledildiği iddiası, bugün 1,5 milyona kadar ulaştı. Hatta 20 milyon rakamını veren gayri ciddi kaynaklar bile oldu.
Oysa 1. Dünya Savaşı öncesi yapılan nüfus sayımına göre Osmanlı coğrafyasında sadece 1 milyon 250 bin Ermeni yaşıyordu. Üstelik Suriye gibi Ermenilerin en yoğun olduğu bölgeler, Osmanlı’dan ayrılmamıştı.
New York Times’ın 1915’teki nüshalarını açın bakın: O günlerde ortada “soykırım” iddiası bile yoktu. Gazete, 500 bin Ermeni’nin Anadolu’dan sürüldüğünü yazıyordu.
“Soykırım” iddiaları, emperyalist İngilizlerin Anadolu’ya yönelik planları doğrultusunda yazdıkları düzmece “Mavi Kitap”la başladı.
* * *
Bir Osmanlı Paşası olan ve daha sonra Ermeni ayaklanmasının öncülüğünü yapan Bogos Nubar’ın 3 Aralık 1918’te Fransa Dışişleri Bakanlığı’na yazdığı mektup, her şeyi çok güzel özetliyor. Bogos Nubar Paşa, o dönemde 150 bin Ermeni’nin Rus Ordusu’nda, 40 bin çetecinin de içeride “Osmanlı’ya karşı bilfiil savaştığını” yazıyor. Fransızlara, Ermenileri yüzüstü bırakıp gittiği için tepki gösteriyor.
O kadar çok belge var ki… Ermenilerin sergilediği ihanet, baskın ve zulmün dışında, o dönemde bizim yaptığımız utanılacak hiçbir eylem yok.
Tehcir mi? Ne yapacaktı Osmanlı, kendisini arkadan vuran çetelerin sırtını mı sıvazlayacaktı? Ayrıca, Ruslar da 2. Dünya Savaşı’nda bunu yaptı. Volga Almanları ile Ahıska Türklerini Orta Asya içlerine sürdü. Binlerce insan hayatını kaybetti.
Var mı sözünü eden, var mı tartışan?