İlhan Karaçay yazdı…
Anavatan Türkiyemiz, yurtdışında yaşayan bizlere seçimlerde oy kullanma imkanı vermediği yıllardan birinde (1986), Hollanda devleti, Hollanda sınırları içinde yaşayan yabancılara sadece yerel seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkı vermişti.
Ne kadar sevinmiştik o zamanlar…
Hollanda devleti, yabancı uyruklulara genel seçimde seçme ve seçilme hakkını hala vermedi ama, örneğin 500 bin Türk’ün 350 bini Hollanda vatandaşlığını da almışsa bir beis yok demektir. Biz burada hem seçiyoruz ve hem de seçiliyoruz. Holanda Belediye Meclisleri’ne bugüne kadar bini aşkın, İl Genel Meclisleri’ne 50 ve Parlamento’ya 12 üye seçtik.
Kim ne derse desin, Türkler’in katılım oranları da normal ve hatta normalin üzerindedir.
Ama bunu çarpıtmaya çalışanlar var.
Yurtdışındaki Türkler’e, Türkiye’deki seçimlerde ilk oy kullanma imkanı sınır kapılarında tanınmıştı. O kısıtlı imkan bile bizi sevindirmişti. Kısıtlı olmasına rağmen, bazı siyasi partiler ve yandaşları, sınırlarda oy kullandırmak için özel seyahatlar organize ettiler.
Yurtdışındaki Türkler’in, yaşadıkları ülkelerde oy kullanbilmek için harcadıkları çabaları biz seslendirmeye çalıştık.
Nihayetinde, yurtdışındaki Türkler, yaşadıkları yerlerde oy kullanabilmeyi ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçiminde elde ettiler. Daha sonra da geçtiğimiz 7 haziran’daki genel seçimler sırasında…
Bir yığın eksiklik ve aksaklık vardı bu oy kullanma işleminde. Örneğin, randevu şartı konumuştu. Şimdi o şart kaldırıldı. Oy kullanacak yerler çoğaltıldı.
Ama buna rağmen zorluklar devam ediyor.
Sınırlarda ben şahsen iki defa ay kullanma fırsatı bulmuştum. İki defa da anavatanda kullanabilmiştim.
Yurtdışında ilk kez oy kullandım. Oy kullandıktan sonra facebook’a alttaki kısa yazıyı koydum:
Demokratik görevimi yaptım.
‘Demokratik hakkımı kullandım’ da diyebilirdim.
Ama ben ‘görevimi yaptım’ demeyi uygun buldum.
Bize verilmiş olan hakları kullanmak bir zaruret olduğu için öyle yazdım.
Haydi, şimdi herkes görev başına…
Ben yola çıkarken navigasyona baktım. Tam 101 kilometre uzaktaydı oy kullanacağm yer. Gidiş geliş 202 km.
Ne yaparsınız? bazılarınız belki de 400 km. yapacak.
Görev, görevdir !!!
Benim oy kullandığım yer Deventer kentindeydi. Oy kullanılacak salona otomobil ile yaklaştığım zaman, Deventer polisinin muntazam organizasyonu ile karşılaştım.
Yollarda önlemler alınmış, park edebilmek için kolaylıklar sağlanmış.
Park yerinde onlarca otobüs ve minibüs gördüm. Gruplar halinde uzak yerlerden gelmişti yaşlısı genci…
Salona girdiğim zaman büyük bir sürprizle karşılaştım. Bizi Başkonsolos Zafer Ateş ve Konsolos İlyas Çetin karşılamıştı. Tabii ki anında bir hatıra fotoğrafı çekildik.
Başkonsolosumuz, seçimler boyunca, vatandaşa yardımcı olmak için kendilerinin ve diğer elemanları salonda hazır bulunduklarını belirtti.
Hemen oracıkta bir tanınmış sima bana, ‘Hayrola İlhan bey, pembeler içindesiniz?‘ diye seslendi. (Fotoğrafa bakınız) Yanımda devletimizin temsilcileri vardı ama ben latifeyi yapıştırdım: ‘Kardeş, seçim Hollanda seçimi, değil. Haliyle GAY Patisi de yok. Hollanda seçimi olsaydı, belki GAY Partisi’ne oy vereceğimi düşünebilirdiniz.’
Oy kullanılan iki salon vardı. Her oy sandıının önündeki masada bir devlet temsicimiz ve dört siyasi parti temsicisi oturuyordu. İşlemler çok çabuk yapılıyordu. Kalabalık olmasına rağmen, oy kullanma seri bir şekilde işliyordu.
Ben de oy pusulamı aldım, gönül verdiğim ve de ülkeme yararı olacağına kanaat getirdiğim partiye mühürü bastım, zarfı kapatarak sandığa attım.
Hem Türkiye demokrasisi için ve hem de siyasetin sağlıklı işlemesi için hayırlı olur inşallah!
İlhan Karaçay
Avrupa Türk Gazetesi ©