“PKK ile istihbarat örgütlerinin ilişkisini açıklayacağım” demişti. 17 gün sonra aracına yerleştirilen bombanın patlamasıyla, elindeki belgeleri açıklayamadan hayata gözlerini yumdu. Türkiye, gladyo suikastına kurban verdiği Uğur Mumcu’suz tam 22 yıl geçirdi.
Uğur Mumcu’nun katledilmesi bir dizi suikastın halkası idi. 90’lı yıllar, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun ve Uğur Mumcu cinayetlerine sahne oldu.
Arkasında süpernatonun olduğu eylemler bununla son bulmadı. Ardından Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis, Gaffar Okkan ve diğer cinayetler geldi.
Amerikan Gladyosu 90’lardan itibaren Türkiye’ye kriz yerlerine müdahale misyonu yüklemek istiyordu. Kriz bölgeleri de Ortadoğu, Balkanlar ve Kafakaslardı.
Türk ordusu 1993-94’ten sonra bu görev tanımını değiştirdi. Genelkurmay, Amerika’nın kukla devlet üzerinden yönettiği tehdide karşı önlem geliştiriyor ve PKK terörü ile savaşmayı esas alıyordu.
Bu yaşananalar Amerika’nın bölgedeki planlarını bozuyordu. Süreci tersine çevirmek isteyen Amerikan Gladyosu, çok sayıda cinayet ve tertiple Türkiye’yi hizaya getirmeye çalıştı. Bu planların karşısında duran Atatürkçü aydınları tek tek katletti.
Uğur Mumcu, ölümünden 17 gün önce kaleme aldığı “MOSSAD ve Barzani” başlıklı yazısında, Barzani ailesi ile İsrail devleti arasında bulunan çok ilginç bir bağlantıyı açığa çıkarmıştı. Mumcu aynı zamanda PKK’nın MİT tarafından kurulması ve kullanılması sürecini araştırıyordu. 8 Ocak 1993 tarihli “Ültimatom” başlıklı yazısında şöyle demişti;
Mumcu, “Kürt Milliyetçileri ile istihbarat örgütleri arasındaki ilişkilere ışık tutacak çok ilginç belgeler açıklayacağım” dediği belgeleri açıklayamadı. 24 Ocak 1993 tarihinde otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.