Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ yazarı Prof. Faruk Şen yazdı.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye için yeni bir milat oldu. Ülkemizin kuruluşunun 91. yılında Türkiye’de ilk defa Cumhurbaşkanı halkoylarıyla seçildi. Oldukça ilginç bir seçim kampanyası yaşadık.
Seçimlerin üç galibi var
Olaylara bir göz atarsak bu seçimlerin üç galibi olduğunu görüyoruz. İlk olarak HDP’nin adayıSelahattin Demirtaş ülke çapında partisinin ve Kürt oylarının %6 sınırlarını geçmediği bir konuda oylarını nereyse %10’lara çıkardı.
İkinci galipte olarak ta Ekmelledin İhsanoğlu’nu sayabiliriz. Kendisini şimdiye kadar sadece bilim çevrelerinde yahut İslami İşbirliği Örgütü Başkanı Genel Sekreteri olarakİslam Dünyası’nda tanınırken, bir buçuk aylık bir süre zarfında çatı adayı oldu ve oyların neredeyse %40’nı aldı. Bu Türkiye’de az görünen bir olay, çok az bilinen bir kişi Türkiye’deki oyların 2/5’sini alarak bir başarı çizgisi gösterdi.
Esas galip Erdoğan
Ama seçimlerin esas galibinin Türk siyasetinde 13 yıllık geçmişi olan eski Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu görürüz. Tek başına 30 Mart tarihinde Belediye seçimlerini AK Partiye kazandıran Tayyip Erdoğan oylarını %52’lere çıkardı ve Türk halkının yarısından fazlasının güvenini kazanarak Cumhurbaşkanı oldu.
10 yıllık süreç
Önümüzdeki 10 yıl Türkiye’de Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın başta olacağından hareket edebiliriz. 2023, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağımız tarihi yıldönümüne Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanımız olarak girmek istiyor. AKP önümüzdeki dönemde çözülmezse 2019 seçimlerinde de Tayyip Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı seçileceğinden gayet rahatlıkla hareket edebiliriz.
Bu Türkiye için ilginç bir görüşme, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığındanbaşlayıp, Başbakanlık, daha sonra Cumhurbaşkanlığına gelen kademe kademe yükselen başka bir politikacımız olmamıştır.
Dış ülkeler ve Tayyip Erdoğan
Gelelim dış dünyanın yeni Cumhurbaşkanına bakış, AB ülkelerinden Tayyip Erdoğan’a karşı çatlak sesler yükseliyor. Almanya’dan Avusturya’ya kadar yeni bir padişahlık düzenineTürkiye’nin hazırlandığını dile getiriyorlar. Bu hakikaten Türkiye’ye yapılan bir haksızlık.AB’nin Türkiye’yi dışlaması için şimdi eline yeni bir koz olarak Tayyip Erdoğan’ınCumhurbaşkanlığını alması da kendileri için bir ayıp.
ABD, Obama uzun bir aradan sonra Tayyip Erdoğan’la tekrar iletişime geçti. Akıllıcı bir politika izleyen ABD Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın başkanlığının uzun süreçli olduğunu bildiği için eski husumetleri unutacak gibi görünüyor. Bugün Türkiye için en önemli sınav Ortadoğu’daki gelişmeler ve IŞİD’e karşı takınacağımız tavır.
Gelelim Rusya’ya, Rusya’dan gelen sinyaller iyi, Putin büyük ölçüde anlaştığı Tayyip Erdoğan’la bundan sonra da uyumlu bir politika izleyecek.
Birçok ülkenin olumlu sinyaller verdiğini de görüyoruz. Baktığımız zaman İslam ülkelerinden çok fazla bir sevinç ve kutlama hareketi görmüyoruz. Aynı şeyi Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için de söyleyebiliriz ama buna karşılık hepimizin bildiği bir lafı vardır, önümüzdeki günlerde Tayyip Erdoğan’a alışmak zorundalar.
Türkiye açısından Yeni Cumhurbaşkanı
Halk bu yeni döneme nasıl yaklaşacak. Tayyip Erdoğan politik kariyerinde polarizasyona ağırlık veren, “Benden veya bana karşı” sloganı kullanan bir politikacı olarak gözümüze çarptı. Türkiye’de %52’lik bir kitle Tayyip Erdoğan’a büyük ölçüde olumlu yaklaşırken,%48’lik bir kitlenin de büyük ölçüde karşı olduğunu görüyoruz. Fakat seçimler artık bitmiş ve demokrasiye inanan bir kitle olarak yeni Cumhurbaşkanın önünü açmamız ve kendisine olumu yaklaşmamız lazım. Türkiye güç bir döneme giriyor, komşularımızla olan ilişkilerimiz her geçen gün daha kötüye gidiyor ve ekonomik açıdan krizler bekleyebiliriz. AB ile olan ilişkilerimiz Angela Merkel’in etkisiyle de artık özel statüden stratejik müttefik konumuna dönüyor. Bu açıdan ülke herhangi bir şekilde Türk-Kürt, Alevi- Sünni, Sağ-Sol veya Anti-Tayyibist-Pro-Tayyibist ikilemlere girmemesi gerektiğini bilmeli. Önümüzdeki dönemdeTayyip Erdoğan’ın başarılı olması, ülkenin başarılı olması anlamına gelir. Artık eski düşmanlıkları unutarak, olaylara olumlu yaklaşmakta yarar vardır.
Son olarak ta yedi yıl Cumhurbaşkanlık görevi yapan Abdullah Gül, olumlu bir politika izledi her ne kadar hükümetin getirdiği kanunların büyük çoğunluğunu imzalarken halka belirli ölçüde güven verdi. Ümit ederiz ki yeni Cumhurbaşkanımız da bunları yapacaktır.
Prof. Faruk Şen
Avrupa Türk Gazetesi