Takvim gazetesi genel yayın yönetmeni Ergün Diler, 24 Haziran’da çarpıcı bir yazıyla Paralel Örgütün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Lahey’de yargılatabilmek için Hollanda’da yaptığı gizli toplantıları yazdı. “Benim kavgam İslam ve Kur’an’la” diyerek her fırsatta Peygamber Efendimize saldıran Hollandalı İslam düşmanı faşist siyasetçi Geert Wilders’la masaya oturan Fetullahçıların ihaneti sınırları aştı. İşte Diler’in yazısı:
BARONLAR hiç boş durmuyor! Bilmediğimiz taktiklerle geliyorlar, gelmeye çalışıyorlar. Bizler karşımızdaki ORDUYA göre vaziyet alır, gereğini yapardık! Ama finans, borsa, tahvil, faiz, döviz karşısında şaşırıp kalırdık! Bir ülkenin bunlarla ele geçirileceğini düşünmezdik!
Eğitim hayatımızda böyle bir paragraf yoktu. En iyi üniversitelere de gitsen nafile! Ya oradaki hocalar da bilmez ya da bilenler susmak durumunda kalırdı! DENKLEM BUYDU!Mesela MERKEZ BANKASI, seçimlerden önce DÖVİZ’i durduracak bir hamle yapmazken dün set çekti!
Eğer kontrol bizim devletimizde olsaydı bunu önceden yapıyor olması gerekirdi! Ama bizler hep BİÇİME göre değerlendirme yapıyorduk! BİRİNİN EŞİNİN BAŞI KAPALI OLMASI BİZE ÇALIŞTIĞI anlamına gelmezdi!
Binlerce kez söyledim! İŞE BAKMALIYIZ!
Sonuç önemlidir! Gerisi teferruat… Zaten Ankara, Merkez Bankası ve Hazine üzerinde etki göstermeye başladığı an DİKTATÖR ALGISI oluşturuldu!
Amaç PARAMIZI BİZE VERMEMEKTİ! Anlamadık…
Neyse…
Bugünkü konumuz daha farklı. Finans, borsa, tahvil, döviz, bono ve faizin dışında bir de MALUM YAPI vardı!
İnanın bunları üzülerek yazıyorum! Hiç mutlu değilim.
İnsanlarımızın nasıl bu hale geldiğini anlamakta zorlanıyorum!
Siyasi olarak hasımlarınız olabilir. Sevmedikleriniz olabilir.
Hedefleriniz de olabilir. Birilerine verilmiş sözleriniz de olabilir.
Tamam! Ama DEVLETE savaş açmak da neyin nesi… Cumhuriyet Gazetesi, MİT TIR’ları ile ilgili haberleri günlerdir yapıyor. Yayın ekibinin ve Genel Yayın Yönetmeni’nin kararı!
Fotoğraflar, belgeler havada uçuşuyor! İddianın bini bir para!
İnanın içerideki çekişme bir yere kadar anlaşılır! Ama ya dışarısı! HOLLANDA, Avrupa’daki MAVİ KANLILARIN oluşturduğu organizasyonun merkezidir! Kraliyet aileleri arasındaki akrabalıklar ve parayı kullanma biçimlerinin yeşerdiği yerdir! Ticaret parayı, para da faizi getirdi! Hollanda bu noktada hep ileride oldu! Gidenler bilir, WALL STREET‘in de içinde bulunduğu NEW YORK‘un eski adı NEW AMSTERDAM‘dı!
Yani Hollandalılar gelip kurmuştu! Pek çoğu da YAHUDİ‘ydi!
Kralları birbirine bağlayan ve PARANIN GÜCÜNÜ kullananlar KUDÜS‘ten sonra ikinci kutsal kent olarak AMSTERDAM‘ı kabul ederdi!İşte HOLLANDA geçtiğimiz günlerde bizi çok ilgilendiren GİZLİ BİR TOPLANTIYA ev sahipliği yaptı! MALUM YAPI, MİT TIR’larına kafayı taktığı için buraya 4 KİŞİLİK ÖZEL EKİP GÖNDERDİ!
A.E, M.C, B.D, G.Ç… Bu 4 kişilik TİM ilk olarak araya girenlerin SAYESİNDE Hollanda’nın en çok satan gazetesi olan DE TELEGRAAF‘ın yöneticileriyle buluştu!
İstedikleri şey CUMHURİYET GAZETESİ’nin günlerdir yayınladığı haberlerin tekrar edilmesiydi! 4 kişilik TİM’in ısrarı ve kararlılığı gazete yöneticilerini hayrete düşürdü! Bu kadar asılmaları onları korkuttu!
Yöneticiler net olarak “Hayır” demeden kalktı ve izin istedi.
Ama kararlı olan TİM, gelecek cevabı beklemeden ikinci hamleyi yaptı! Hollanda’nın en etkili yayınlarından biri olan NRC‘yle randevu ayarlandı! Bir yandan DE TELEGRAAF, diğer yandan NRC’nin kapıları sonuna kadar zorlanıyordu! İki tarafa da MİT TIR’ları ile bilgileri sunan TİM ayrıca İRAN-MİT arasındaki ilişkiyi gösteren çok özel belgeleri de vereceğini açıklıyordu!
Yani kim yanlarında olursa büyük gazetecilik yapmış olacaktı!
Tabii YAYIN işi madalyonun bir tarafıydı! Aynı TİM, SİYASETE de girdi!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı LAHEY‘e götürmeyi kafasına koyan malum yapı bu kez AVRUPA PARLAMENTOSU’nun kapılarını zorladı!
Hollanda’dan başlayan bir siyasi rüzgara ihtiyaç duyuyorlardı. Bu nedenle ilk iş olarak Pieter Herman Omtzigt’in kapısı çalındı!
CDA Milletvekili Pieter Omtzigt, Türkiye’de özellikle Diyarbakır ve İstanbul’da gazetecilik faaliyetlerinin dışına taşanlara sahip çıkardı! Sınırdışı edilen ve kısa süreli gözaltı yaşayan gazetecilere “Basın özgürlüğü yok! Hukuk yok! Türkiye nasıl bir ülke” diye destek atardı… Bizim 4 kişilik TİM Pieter Herman Omtzigt’le anlaştı!
Ama Omtzigt’in küçük bir itirazı vardı! MİT TIR’ları ve MİT-İRAN ilişkileri hakkında DOSYALAR Amsterdam’da elden ele gezip yayınlanacak adres ararken SİYASET’te yol alınmıştı! Ancak Türkiye karşıtı Omtzigt hedefi 12’den vurmak istiyordu. Bunun için de “Bana 20 milletvekili daha lazım. Bunu bulursak Lahey’i de dünyayı da titretirim” sözü verdi…
Nerede?
Kimsenin bilmediği özel ve gizli toplantıda! Türkiye’yi pazara çıkaracaksın ama Ankara bunu bilmeyecek. Belki eskiden olsa tamam ama şimdi inanın zor!
Hem de çok zor!
Omtzigt’in isteği üzerine bizim TİM bu kez rotayı muhalefetteki D66 Partisi’ne kırdı! Sonuçta Türkiye’de DİKTATÖRLÜK vardı ve SIFIR’dan 66’ya kadar bütün DEMOKRATLAR yardıma koşmalıydı! Temaslar çok kısa sürede kuruldu!. Parti verecek 20 milletvekili bulmakta zorlanacağını açıkladı. “Sizinleyiz, yardıma hazırız. Biz de bakalım. Ama 20 vekilin bizden olması mümkün değil” diyerek ortak adım atacakları sözünü verdi…
O toplantıda “Olmaz” denilen oldu… Pieter Herman Omtzigt’in hem Hollanda Parlamentosu’nu hem de LAHEY’i sallaması için ÜÇÜNCÜ BİR ADIMA ihtiyaç duyuldu!
Bu ihtiyaç neydi biliyor musunuz? “Benim kavgam İSLAM ve Kur’anla” diyen ve Hz.
Muhammed’e her türlü saygısızlığı yapmaktan hiç çekinmeyen faşist Geert Wilders’ti!
Amsterdam’a giden özel görevli 4 TÜRK ve MÜSLÜMAN, Erdoğan’ı LAHEY’e götürmek için İSLAM’a karşı savaş açmış biri olan WILDERS’le masaya oturuyordu!
Amsterdam’dan başlayan ve Lahey’i de içine alan rüzgarın dünyaya yayılması isteniyordu!
Kimlerle ortaklık kurulduğunun bir önemi yoktu! BARONLARIN merkezinde İslam düşmanı bir sapıkla TÜRKİYE’ye çökeceklerdi! HESAP BUYDU! Hem medya ile hem siyasetçilerle pazarlıklar sürüyordu!
Ben önceden duyurmak istedim!
Savaşın nasıl yapıldığını görmenizi istedim!
Top, tüfek, tank bekliyoruz ya!
Çok bekleriz!
Ama bizim TİM bu işi nerede öğrenmişse öğrenmişti!
Kendi vatanlarına GEERT Wilders’le saldıracak kadar gözleri kararmıştı!
Gel de üzülme…