Ortadoğu da dengeler değişti mi?

Çok karışık bir durum ile karşı karşıyayız, bunlar ile birlikte tuhaf olan şeyleri de gözden geçirmek gerekiyor.

Amerika Irak’tan çekildi, ama geri de ne bırakarak çekildi?
Sormamız gereken soru aslında budur.
Amerikan halkın’dan desteği göremeyen devlet yöneticileri, çareyi Ortadoğu’nun petrol madenlerin den çekilmek’te buldu. Saddam, Bin Ladin vs. gibi birçok terör örgütünü bahane ederek geldiği toprakları bir anda bırakma kararı aldı, fakat petrolden vaz geçemezdi, yeni bir terör örgütü bulmak ve bahane üretmek gerekiyordu.

Ama Türkiye bu planlar da oyunun neresindeydi?

(Bu şahsi bir teoridir)

Türkiye de son 1-2 senedir gelişen olaylara dikkat edelim. Her fırsatta bir darbe girişimi ve yönetimin bir şekil de el değiştirmesi düşüncesi veya planları yürüyordu, belki de hala plan yapanlar vardır.

17-25 Aralık Darbe girişimcileri amaçlarına ulaşmış olsa idi, şuan Türkiye’nin başın da Fethullahçı Terör Örgütü’nün yaydığı terör olacaktı, bu örgüt öyle zannediyorum ki başta halk tarafın dan sevilmese de, prestijini yükseltmek için örgüte tamda Türk insanı’nın sevebileceği bir hediye verilecekti.

Örneğin: PKK dan tamamen kurtulmak, dahada ilerisi Irak Kürt Yönetimi topraklarının Türkiye’ye dahil olması.

Bir diğeri ise Suriye’nin tamamı’nın Türkiye topraklarına karışması, ve mülteci krizinin çözülmesi gibi. Demek istediğim şu, Amerika fiziksel olarak belki Ortadoğu’da olmayacaktı ama orada onun için çalışıyor olan bir terör yönetimi (FETÖ), her an orada olduklarını hissettirecekti.

Olmadı!
Herkesin planı var ise Allah’ın da bir planı olduğuna herkes şahit oldu.
Burada TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zekası ve milletin desteği ile her saldırı dan başarı işe çıktı Türkiye.
Belki de bu yüzden FETÖ’nün terörist-başı Fethullah Gülen yollanmıyor’dur Amerika dan. Ne dersiniz?

Hakimiyetini Ortadoğu’da neredeyse kaybeden Amerika, DEAŞ terör örgütü ile ben hala burdayım hissi vermeye çalışıyor. Fakat Rusya buna karşı çıkıyor, inanıyorum ki kendilerini belli etmemek için geri adım atıyormuş gibi gözükseler de Amerika’nın Rusya planı bitmiyor.

Hatırlarsınız, Amerika yakın bir zaman da PYD’ye havadan Silah yardımın da bulunmuştu. Kutuların bir tanesin’de öyle ilginç bir şey vardı ki bu şey Rusya ile Türkiye arasındaki tansiyonu yavaş da olsa yükseltecekti. Türkiye Sınırları yakınların da bir İnsansız hava aracı TSK tarafından düşürüldü, bu İHA Rus yapımı idi, aradan çok zaman geçmeden 2-3 saat için de Amerika daha Türkiye bile IHA’nın kime ait olduğunu bilmeden İHA’nın Rus yapımı olduğunu açıkladı, tam da bu şey Amerika tarafından PYD’ye vermiş ve PYD tarafından Rusya yollamış gibi gösterilmek istenmiştir. Bu Türk-Rus ilişkilerine gölge düşürmek için atılan ilk adım’dı. Bir diğer adım ise Rusya’nın bu İHA ya karşı cevab olarak kendi uçağını yollaması ve adeta “Ben istersem yaparım, oyun oynamayın benimle” demesidir.

Türkiye ile Amerika ilişkileri, bunun üzerine mülteci sorunu da eklenince Batı Dünyası mecburi olarak Türkiye ye destek çıkmış, Rusya’nın hem siyasi hem de ekonomik olarak kan kaybetmesi sağlanmıştır.

Zannediyorum ki, Rusya bundan sonra Amerika ve batı ülkelerine Türkiye üzerin den cevap vermek isteyecektir, bunun için araç bellidir. Selahattin Demirtaş’ın Rusya işe görüşmesi, Rusya’nın kim üzerin den saldıracağı’nın açık ifadesi’dir.

Garip olan tek şey burada Türkiye Cumhuriyeti’nin hafife alınmasıdır.
Stratejik olarak Türkiye siz bir Ortadoğu bundan sonra düşünülemez. Belirli yaptırımlar uygulamak ne batı ne de doğu’nun işine yarar. Türkiye bu karmaşa için de kendini çok geliştirmiş ve kimse’nin tahmin edemeyeceği güce sahip olmuştur.

Bundan sonra olabilecekleri tahmin etmek aslın da o kadar da zor değil.
En geç bu 2 sene için de FETÖ’nün (Fethullahçı Terör Örgütü) lideri Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi gerçekleşecektir. PKK ise aldığı ağır darbeler sonucu çok yaralanmış hatta Ebola virüsüne yakalanmış halde kendi sonu’nu beklemektedir.

Rusya, Ortadğu’nun lideri olan Türkiye ile anlaşmak zorundadır, aksi bir durum gerçekleşir ise kendi kendini kangren hale getirir ve elbet bir yerini kesmek zorun da kalır.

Ortadoğu’nun tansiyonu düşmez veya düşürülmez ise, yeni bir Dünya Savaşı ile karşı karşıya olabileceğimiz den kimse’nin şüphesi olmamalı. Bu gibi durum da Türkiye’nin stratejik konumu onu bir kolun dan batı’nın diğer kolun dan ise doğunun kendi tarafına çekmesini sağlayacaktır.

Salih Eren – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI

Salih Eren kimdir?