avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Örgüt dediğin böyle olur

Örgüt dediğin böyle olur

Dev-Yol, Dev-Sol, TİKKO, THKP-C, DHKP-C ve diğerleri… Yoktur aslında birbirlerinden farkları. Hepsinin örgüt stratejileri aynıdır…

Bu örgütlerin tamamında sorgusuz teslimiyet ve örgüt disiplini esastır. Tıpkı bugün Paralel Yapı’da olduğu gibi!
Onlarda itaat kültürü vardır. Paralel Yapı’da da biat kültürü! Hem de ne pahasına olursa olsun itaat ve biat!
Öğrencilik dönemimizde mücadele ettik ve yaşadık. 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından açılan davaları takip ettik. Hepsinin yapılarını iyi biliyoruz. Yasadışı sol örgütlerde tepede oluşturulan kararlar, büyük bir gizlilik içinde aşağılara aktarılır. Bu kararlar sorgulanamaz ve harfiyen yerine getirilir.
Paralel Yapı’da da Pensilvanya’dan aşağılara uzanan bir piramit hâkim. Orada da kararları belli bir otorite alıyor. Bu kararlar gizlilik içinde alt birimlere iletiliyor. Sorgulanmadan yerine getiriliyor.
Silindiği sanılan ve sonradan kurtarılan diyaloglara ait ses kayıtları ortada…
Biri, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Sincan Cezaevi’ne konulmasının planlandığını öğrenince, duruma tepki gösterir gibi oluyor. Diğeri hemen uyarıyor:
-Abi, yukarısı istiyorsa vardır bir hikmet. Sorgulamayı bırak, teslimiyet çizgini aşma! Sorgulamak bize düşer mi hiç?
İşte bu: Geçmişte TİKKO, Dev-Yol ve Dev-Sol gibi örgütlerdeki zihniyet neyse, bugün Paralel’deki de o!
* * *
Söz konusu yasadışı bir örgüt olunca, cezaevine düşmek de peşinen göze alınıyor demektir.
İşte, bu yüzden o örgütler tarafından cezaevleri hep kutsanır!
Hem geçmişte, hem de bugün herhangi bir yasa dışı sol örgüt militanı cezaevine düşerse, statü kazanır. Yüceltilir, hatta hakkında destanımsı yazılar yazılır.
Bugün de aynı filmi seyrediyoruz…
Cezaevine doğru yol alan Paralel Yapı mensuplarının kimi slogan atıyor, kimi göğsünden bayrak çıkarıp sallıyor…
Bu yapının medya ayağı da onları yücelttikçe yüceltiyor. Avukatlarına ve yakınlarına mikrofonlar uzatılıyor. Onlar da gururla açıklamalar yapıyor:
-Kendisini ziyaret ettim. Dimdik ayaktaydı. Ben moral vermek için cezaevine gittim ama ondan moral alıp döndüm.
Tam bir örgüt klasiği!
* * *
Yasadışı örgütlerde ajitasyon faaliyeti de eksik olmaz…
Geçmişte sağa sola saldırırlar, elde silah ortalığı kana bularlar, ama “faşistler saldırıyor” diye feryat etmeyi elden bırakmazlardı. Hatta bu psikolojik saldırı faaliyetleri sırasında sınır ve hudut tanınmazdı. Amaç, kitlelerin kafasını bulandırmaktı.
Peki bugün ne yapılıyor?
Aynısı! Belli başlı medya organlarında alabildiğine bir ajitasyon faaliyeti yürütülüyor. İnsanların zihinlerinde ve duygu dünyalarında sarsıntı yaratılmaya çalışılıyor. Duygu sömürüsünün her türünden örnekler veriliyor.
Ajitasyon faaliyeti, yasadışı örgütlü yapıların olmazsa olmazlarından biridir. Oralarda saldırı da ricat da tek merkezden yönlendirilir.
* * *
Yazık, geçmişte bu yapının içinde bulunan Hüseyin Gülerce de saf saf değerlendirmeler yapıyor. Parel Yapı’nın insanları harcadığını ve intihara sürüklediğini belirtiyor. Örgütün başına çağrılar gönderiyor:
-Yakasını bırakın bu insanların…
Farkında değil herhalde, bu tür yapılarda “insan” dediğin “Bir ölüp, bin dirilen” bir varlıktır!
Kararan, kaybolan hayatlara “intihar” denilmez oralarda. Kullanılan bu insanlar, solda “Halk Kahramanı” olurlar! Paralel Yapı gibi örgütler içinde iseler, onlara da Cennet’in yolu açılır.
Yasadışı çetelerde insanın değerinden bahsedilemez. Sadece ne olduğu belirsiz “dava”nın önemi vardır. “Dava”yı temsil eden tepedekilerin korunması için attakilerin zayiat vermesi gerekir.
İşte “örgüt” denilen yapı böyledir! Yıkılmazsa yıkar. Çökertilmezse çökertir. Kendi militanı da istisna değildir.

Emin Pazarcı – Akşam

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.