avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
34,7367
EURO
36,5541
ALTIN
2.951,51
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Önce sağcı, sonra cemaatçi

Önce sağcı, sonra cemaatçi

Uzun süre “Özgür basına darbe” haberleriyle yatıp, Hidayet Karaca’nın “Özgür basın susturulamaz” nidalarıyla kalktık. Sonra söylem değişti; “Bankaya siyasi gasp” haberleriyle yatıp kalkmaya başladık…

Araya banka ve para girince “Hidayet Abi” ikinci plana düştü.
Boşluğu ise CHP doldurdu. Ana Muhalefet Partisi, Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve milletvekili Ali Özgündüz’den oluşan bir heyeti, yarın Silivri’ye göndermek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Tanrıkulu ve Özgündüz, cezaevinde Hidayet Karaca’yı ziyaret edecek.
Sezgin Tanrıkulu, “Bu ziyareti siyasi amaçlı yorumlamak ahlaksızlıktır” diyor demesine de…
Nasıl yorumlanacak?
CHP, bir sivil toplum örgütü ya da Kanarya Sevenler Derneği değil ki. Türkiye’nin Ana Muhalefet Partisi. Siyaset yapıyor.
Durum bu olunca, elbette bu ziyaret de siyasi olarak yorumlanacak. CHP, belli ki gelinen noktada Paralel Yapı’ya destek veriyor. Hem de düne kadar yerden yere vurduğu, hakkında soru önergeleri verdiği ve eleştirdiği bir yapıya!
Niye?
Çünkü o yapı bugün AK Parti, Hükümet ve Erdoğan ile mücadele ediyor. CHP, o yüzden geçmişteki ağır suçlamalarını bir kalemde silmiş durumda.
* * *
CHP, yıllardır sürdürdüğü söylemlere bakılırsa Sosyal Demokrat ve Atatürkçü bir parti. Seçim öncesi Sosyal Demokrat vasfını bir kenara bıraktı ve milletvekili listelerinde geçmişte “sağcı” diye suçladığı isimlere yer verdi. Uzun süredir de, yıllar boyunca “Atatürk karşıtı” olarak suçladığı bir yapıyla kol kola geziyor.
Üstelik CHP’nin suçladığı dönemlerde o yapı sessiz ve derinden gidiyordu. Kendi tabirleriyle “Örümcek sabrı içinde ağlarını kurmuş bekleme” dönemindeydi. Onları suçlayabilecek ciddi deliller yoktu. Ne zaman ki harekete geçtiler, Ana Muhalefet’in tavrı da 180 derece değişti.
O yapı bugün Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde “ülke için tehdit” olarak yer alıyor. CHP ise geçmişi unutmuş, onlara sempati ile bakıyor!
Aslında CHP uzun süredir bocalıyor…
Durum bu olunca, kendi içinden de çok ciddi tepkiler alıyor.
* * *
Bir CHP’li açısından bakıldığında, bütün bu gelişmeleri doğal olarak görüp kabullenmek ve hazmetmek elbette kolay değil…
Daha dün gibi hatırlıyorum. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 72 arkadaşı, Fethullah Gülen’in okulları için Meclis’e araştırma önergesi vermişlerdi. Altında Atilla Kart, Oğuz Oyan, Algan Hacaloğlu ve Berhan Şimşek gibi isimlerin imzaları bulunuyordu. Gülen’e yönelik ağır suçlamalar vardı.
Mersin Milletvekili İsa Gök’ün 2008’de verdiği soru önergesinde de aynen şu ifadeler yer alıyordu:
“Birçok vali, belediye başkanı, emniyet müdürü ve bürokratın Fethullah Gülen’i ABD’de, Pensilvanya eyaletindeki evinde ziyaret ettikleri duyumları alınmıştır. CIA’in yakın korumasındaki 130 dönümlük çiftlik evinde yıllardır Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk karşıtı faaliyetlerini sürdüren Gülen’in peşinde olduğu siyasi projenin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine tamamen aykırı olduğu biliniyor.”
Daha sıralayayım mı?..
CHP’li Birgül Ayman Gürel’in bugün, Kılıçdaroğlu’nun da geçmişte bu yapıya yönelik açıklamalarını da yazayım mı? Ergenekon Davası sürecinde yaptıkları Silivri ziyaretlerinin ardından kimleri “kumpasçılıkla” suçladıklarından da bahsedeyim mi?..
Gerek yok. Zaten herkes biliyor.
* * *
Parti içindeki muhaliflerin de sık sık dile getirdikleri gibi CHP savruluyor. Günlük politikalar ve gelişen siyasi durumlara karşı aldığı Makyavelist politikalarla durumu idare etmeye çalışıyor.
Kendi çizgisini, başkalarının pozisyonları ve siyasi rakiplerinin “düşmanlıkları” ya da “dostlukları” üzerine oluşturuyor.
Kılıçdaroğlu’nun politikaları, hem CHP seçmenini şaşkına çevirmiş durumda hem de Ana Muhalefet’in tekerlerine sürekli patinaj yaptırıyor.

Emin Pazarcı – Akşam

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.