Ömer Halisdemir’in şehit edilmesi ile ilgili görülen davada yargılanan sanık İsmail Çınar, “Biz kalkışmayı bastırmaya gittik, meğer kalkışmayı yapan başımızdaki kişiymiş” dedi
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Semih Terzi’yi vurarak, darbe teşebbüsünün seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin 18 sanığın yargılandığı davaya, esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanların dinlenmesiyle devam edildi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatlarının yanı sıra şehit Halisdemir’in kardeşleri, olayda yaralanan Başçavuş İsmail Oğuz ile karargahta öldürülen Astsubay Nedim Şahin’in eşi Ayşe Şahin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığının da aralarında bulunduğu müştekilerin avukatları katıldı.
AA’nın haberine göre; yaralı haldeki Semih Terzi’ye ilk müdahaleyi yapan sanıklardan eski sıhhiye astsubay başçavuş Hüseyin Oğuz, Diyarbakır 7. Kolordu kışlasında 12. ve 16. taburlara alarm verildiğini, bunun üzerine hazırlanıp, polis eskortu eşliğinde Diyarbakır 8. Ana Jet üs komutanlığınına intikal ettiklerini söyledi.
Yolda Ankara ve İstanbul’daki hareketliliği öğrendiklerini, ancak ilk başta terör saldırısı olduğuna yönelik haberler bulunduğunu, darbeden söz edilmediğini savunan Oğuz, kendilerinin de terör saldırısına karşı Ankara’ya gittiklerini değerlendirdiğini anlattı.
Havaalanında tabur komutanı Fatih Şahin’in 1. ve 3. timlerin uçağa binmesini istediğini aktaran Oğuz, “Havaalanında uçağın 24 kişilik kapasitesi olduğunu öğrendik. Bunun üzerine donanım ve kabiliyetinden dolayı 2 timin uçağa binmesi istendi. Diğer timler, 2. uçakla gelmek üzere havaalanında kaldı. Mütalaada iddia edildiği gibi Diyarbakır’da sadece buradaki sanıklara emir verilmedi. İki tabur emir aldı. Emir verildiği ilk andan itibaren emir komuta zinciri ve birlik bütünlüğü içinde hareket ettim. Kanunsuz emir almadım. Biz özellikle değil rastgele seçildik.” diye konuştu.
Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığına iner inmez çatışma çıktığını ve kendisini şokla kaldırımın yanına attığını söyleyen Oğuz, bu sırada Terzi’nin vurulduğunu, eski tabur komutanı Fatih Şahin’in emriyle yaralıya müdahale ettiğini belirtti. Oğuz, “Yaralı haldeki Terzi’ye eski tabur komutanı Fatih Şahin’in emriyle mesleğim ve uzmanlığım gereği müdahale ettim. Bu suç değil.” dedi.
Terzi’nin bina içinde bir odaya alındığını, burada yaralıya serum bağlayıp bandaj uyguladığını aktaran Oğuz, yaralının helikopterle GATA’ya götürüldüğünü, Şahin’in “Sen başında dur.” emri üzerine Terzi ile GATA’ya gittiğini söyledi.
“DARBEYİ HASTANEDE ÖĞRENDİM”
Darbe girişimini Semih Terzi’yi hastanenin acil servisindeki görevlilere teslim ettikten sonra GATA komutanlarından öğrendiğini savunan Hüseyin Oğuz şöyle devam etti:
“Tim personeli olarak, sıralı komutanlarımın darbeci olduğunu bilmem mümkün değil. Olayların gerçek yüzünü GATA’da öğrendim, yaralıyı acile teslim ettikten sonra GATA komutanına bilgi verdik. Bu sırada Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz, telefonla arayarak tabur komutanı Fatih Şahin’i vur emri verdi. Sıralı amirlerimin hain olduğunu o anda öğrendim. Hastanede siviller olduğu Şahin’i vuramayacağımı anlattım. O zaman Yılmaz bana, ‘Vurabilirsen vur, yoksa derdest et. Onu da yapamazsan bulunduğu yerden uzaklaş’ dedi. Durumu yanımdaki Hasan Aksoy’a anlatıp Şahin’in emir komutasından çıktık. Bu andan sonra müdahale için fırsat kolladık ama hastanedeki ortam yüzünden bunu gerçekleştiremedik. Fatih Şahin’den uzaklaşıp destek kıtaları komutanının odasına sığındık.”
Terzi’ye mesleği ve uzmanlığı gereği müdahale ettiğini, bunun suç olmadığını ve FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını iddia eden Oğuz, beraat istedi.
“KALKIŞMAYI YAPAN MEĞER BAŞIMIZDAKİ KİŞİYMİŞ”
Sanıklardan Halit Çelik de haklarında müebbet hapis cezası istenen savcılık mütalaasının kendi kendini çürüttüğünü öne sürdü. Çelik, savcının “özel” olarak seçildikleri görüşüne karşılık dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın, “Tim elemanları emir komuta içerisinde seçildi” şeklindeki ifadesini hatırlattı.
Sanıklardan Mihrali Atmaca ile ÖKK karargahındaki darbecileri derdest eden askerlerden olan sanık İsmail Çınar da Semih Terzi’nin darbeci olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını savundu.
Savcılık mütalaasındaki Terzi vurulduktan sonra darbenin başarısız olacağını anlayıp taraf değiştirdiler iddiasını kabul etmeyen Çınar, şunları söyledi:
“Bir general ve astsubay vurulmuş. Neyin ne olduğu, kimin kim olduğu anlaşılamamış. Bu ortamda taraf değiştirmemiz söz konusu olamaz. Zekai Paşa 2013’te komutan olduğunda 8 maddelik bir liste yayınladı. Birinci madde, ‘Bütün faaliyetlerde legallik esastır’, bir diğeri de ‘Şehit olmak esastır, teslim olmak değil’ diye. 15 Temmuz’da bu prensiplerle hareket ettim. Semih Terzi komutanımız. Birinci sıradan general olmuş. Ben Semih Terzi’nin böyle bir şey yapmasını beklemiyordum. Kalkışmayı bastırmaya diye gittik. Kalkışmayı yapan meğer başımızdaki kişiymiş. ‘Bu kişi, işin içinde olamaz’ dedim. Ertesi sabah Zekai Aksakallı gelip şehit Ömer Halisdemir’i alnından öpünce, ‘Semih Terzi hain, Ömer Halisdemir kahraman’ dedim. Yıkıldım. Keşke o gün ölseydim de bunları görmeseydim.”