O Avrupalı belediye başkanı Türkleri resmen Hitler gibi fişledi

ÖZEL HABER – Konuyu inceleme altına alıp Hollandaca kaynakları’da özenle inceleyen AvroTürk‘ün de katkılarıyla Avrupa Türk Gazetesi, faşist fişleme skandalıyla birlikte yabancılar uyruklu Hollanda vatandaşlarını askere görev vererek fişleyen Amsterdam Belediye başkanı Eberhard van der Laan’ın başkanlığı döneminde Amsterdam’da yerleştirmeye çabaladığı anti-demokratik ve yabancılara yönelik baskı düzeniyle ilgili olarak çok çarpıcı bulgulara ulaştı.

2. DÜNYA SAVAŞI’NDA YAHUDİLERE UYGULANAN YASADIŞI FİŞLEMEDEN DAHA İLERİ GİDİLDİ!
Van der Laan’ın teşvikiyle askerlerin Amsterdam’ın batı ve özellikle Bos en Lommer bölgesindeki Türkler ile Faslıları fişlediği ortaya çıktı! Olay 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Yahudileri fişlemesini aratmadı.

Etnik toplulukların fişlenmesi emrini azınlıkların oy verdiği Sosyal-Demokrat İşçi Partisi PvdA’ya mensup Amsterdam belediye başkanı Eberhard Van der Laan vermiş. Üstelik belediye başkanı bu iş için Hollanda ordusunu kullanmış. Askerler polisle birlikte çalışarak bölgedeki Türk ve Faslı etnik toplulukların haritasını çıkarmışlar bununla yetinmeyerek, davranışlarını da fişlemişler.

POLİS DEVLETİ UYGULAMASI ALMANYA’DAKİ GESTAPO İLE ESKİ DOĞU-ALMANYA’DAKİ STASİ GİBİ
2012’nin Eylül ayında başlayan operasyona ‘PsyOps’, “Psychological Operations” (Psikolojik Operasyonlar) adı verilmiş. “Civiel en Militaire Interactie Commando” birlikleri bölgede sivil giysilerle dolaşarak halkı etnik kökenlerine göre fişlemişler. Bu iş için Afganistan’da çalışmış askerler ve yöntemler kullanıldığı belirtildi. 2013 yılında da savaş bölgelerinde kullanılan yöntemlerle fişleme sürmüş. Fişlemenin parasını Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanlığı sağlamış. Fişleme 2014’ün Mart ayına dek sürmüş! Daha sonra hazırlanan rapor gizli kalmış.

HOLLANDA’DA IRKA GÖRE GÖRE AYRILMA; NAZİK ADI ‘ETNİK PROFİLLEME’
Belediye başkanı Eberhard Van der Laan’ın bu tartışmalı projesi çeşitli çevrelerden tepki aldı. Antropolog Paul Mutsaers, kişilerin geldikleri yerlere göre ayrılmasını, “etnik profillemenin aşırı bir biçimi” olarak niteledi. Mutsaers ‘PsyCops’ projesini ‘Batılı olmayan göçmenlere’ karşı bir beyin yıkama ve manipülasyon stratejisi olduğu belirlendi. Askeri Ahlak konusunda uzman olan profesör Desiree Verwierij de “Düzeni sağlamakla görevli polisten böyle bir davranışın beklenemeyeceğini” söyledi. Polis örgütünde projenin yöneticiliğini yapan Carolien Dijkstra’nın yorumu ise skandal cinsinden. Dijkstra, “PsyCops’un toplumdaki çeşitli topluluklarla daha iyi ilişki kurmalarına yardımcı olduğunu” öne sürdü. Dijsktra, “Polis yalnızca suçluları yakalamaz, suçu önlemek için önlemler de alır. Bu da halkın yardımı ile olur” diye ilgisiz bir savunmada bulundu. Ancak neden askerin yardımının kullanıldığı konusunda ise de, “Askerler olaylara yansız bakmaya alışık oldukları için kullandık. Onlar tanklarıyla bir bölgeye giderler ve kültürel engelleri aşarak halkla ilişki kurmayı bilirler. Bu konuda bize yol yordam gösterdiler” dedi.

TOPLUMU KESİMLERE AYIRDILAR
Askerler Amsterdam’ın batı’sında ve Bos en Lommer’daki halkı “hedef kitlelere” bölmüşler: ’25-40 yaş arası camiye giden erkekler’, ‘Genç çocukların “allochtoon” anababaları’, ‘Yerli (autochtone) anababalar’ gibi. Daha sonra bu kesimler üzerine alabildiğine yasadışı şekilde “elden geldiğince çok” bilgi toplanmış. En zayıf yanları ne? Etkilenmeye, manipülasyona ne oranda açıklar? Hangi yöntemlerle en kolay etkilenebilirler? gibi konular yasadışı yollardan elde edilen istihbarat bilgileri toplanmış. Tüm bu bilgilerde de devletin nüfus kayıtları kullanılmış. Yani kısacası yasal bilgiler yasadışı amaçlar için kötüye kullanılmış.

UTANMAZLAR FİŞLEMEYE “ÇOK HEVESLİLER”MİŞ. FİŞLEMELER SÜRECEK!
Trouw’daki haberde, polisin açık açık fişlemeden çok hoşnut olduğu ve de fişlemenin sürdürüleceği açıklandı. Ek olarak 8 yeni polis ve 3 yeni gözetmeni (supervisor) daha yasadışı fişleme için eğitildiği öğrenildi.

II.DÜNYA SAVAŞIN’DA DA YAHUDİLER AYNI YOLLA FİŞLENMİŞLERDİ
Bir ülkenin eşit vatandaşlarını geldikleri yerlere, etnik kökenlerine göre ayırmak eskiden daha çok yapılırdı. Bunun en kötü sonuçları II. Dünya Savaşı’nda görüldü. Hollanda’yı işgal eden Alman Nazi Faşistleri, Hollanda kurumlarının kayıtlarından kimin Yahudi, kimin Roman olduğu gibi ayrımcı bilgilere kolayca ulaştılar. Daha sonra bu bilgileri bu zavallı insanları ölüm fırınlarında yakmak için kullandılar.

ADN-Zentralbild/ Archiv
27.9.1941, Amsterdam
Die “Endlösung der Judenfrage” durch die deutschen Faschisten.
Alle Juden werden zum Tragen des Judensterns gezwungen.
[Scherl Bilderdienst]

FAŞİST EBERHARD VAN DER LAAN ‘YENİ GLADYO’NUN MİMARI
‘Güvenlik sektörü’ adı verilen ve eski/yeni AİVD (ulusal istihbarat örgütü), MİVD (askeri istihbarat), RİD (yerel istihbarat örgütü) istihbaratçılarından oluşan kişilerin, güçlerini kötüye kullanarak, devletin elindeki veriler üzerinden kendilerine yeni rant kapıları açmak için istihbaratçılık ve yasadışı fişleme faaliyetlerine girdikleri bir gerçektir. Van der Laan gibi egemenler, üstelikte burada devlet güvenliği denilerek kolayca işin içinde sıyrılabiliyorlar. Hukuk tanımaz tavrıyla Van der Laan da çağımızda ‘Yeni Galdyo’ adı verilen bu faşist uygulamanın mimarıdır.

FAŞİST VAN DER LAAN TÜRK DÜŞMANI
Eberhard van der Laan, 15 Mayıs 2013’te Amsterdam Arena stadında oynanacak UEFA Avrupa Ligi final maçından önce 2 Mayıs’ta yarı finale kadar gelen Fenerbahçe’nin final çıkıp özellikle şampiyon olmaması gerektiği şeklindeki istediğini açıkça ifade ederek ırkçılığını göstermişti. Van der Laan, bir kanalda Türk takımlarının bunun hak etmediğini dile getirerek, Fenerbahçe’nin yarı finalde Benfica’ya elenmesiyle birlikte yine utanmadan sevincini göstermişti.

TÜRKLERE VE YABANCILARA KARŞI MÜCADELE’DE PİS İLİŞKİLER
Yine aynı Van der Laan, şehirdeki Türk derneklerine karşı. Van der Laan bu derneklerin faaliyetlerini kontrol altında tuttu ve kendisini eleştirmemeleri için, tabanı dahi bulunmayan HDP-PKK yanlısı birkaç yapay yandaş dernekler oluşturarak, bunları adına sübvansiyon denen parasal desteğe boğmuştu. Bunlar arasında kısa adı HTİB olan Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği adlı tabanı bulunmayan radikal ve marjinal oluşuma verdiği destek ile Van der Laan’ın her istediğini yapan Mustafa Ayrancı adlı görevli en çok bilinenlerdendir. Ayrancı’nın kendisine rakip olan ve PKK’nın ırkçı görüşlerini kabul etmeyen kişi ve dernekleri de bu ilişki sayesinde fişleyip Van der Laan’ın yönetimine bildirdiği öğrenildi. Sözde “hak mücadelesi” yürüttüğünü ağız dolusu ifade eden ve medya’da yer almak için her küçük olayı bile fırsat bilen Ayrancı ne hikmetse Van der Laan’ın merkezinde bulunduğu son fişleme skandalı hakkında hiç konuşmuyor.

VAN DER LAAN’IN ‘CİCİ TÜRKLERİ’ ÜNVER VE TEKİN DE SESSİZ!
Bunun yanı sıra Van der Laan’ın da mensubu bulunduğu Sosyal-Demokrat İşçi Partisi PvdA’dan Amsterdam Belediye meclis üyesi olan ve yine HTİB mensubu olduğu bilinen Emre Ünver’in sessizliği ile yine aynı partide bulunan ve seçim dönemlerinde Türklere yakın bir profil çizmeye çalışan ancak Paralel Yapı olarak bilinen Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yakınlığıyla tanınan Adnan Tekin adlı kişinin sessizliği manidar olarak karşılandı. Ünver’in Ayrancı gibi HDP’yi desteklediği belirtiliyor.

Yetkilerini aşan Eberhard van der Laan’ın hukuk devletini bitiren, vatandaşın devlete olan güvenini yerle bir eden; bu ahlak tanımaz, acımasız, utanç fişleme uygulamasıyla ilgili olarak hala susuyor.

AvroTürk / Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER