avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

“Mış” gibi yaşamak…

Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ yazarı Özlem Kardeş Sancar yazdı.

“Mış” gibi yaşamak…

Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba!
Yeniden buluşmak, sizlerle olmak güzel his..
Özlemişim…
Umarım herkesin hayatında her şey yolundadır ve dünyaya geliş amacınızın vakti gelmiştir.
Hani derler ya her şeyin herkesin bir vakti vardır, bende bu aralar hep buna yoruyorum kafayı…

Yıllarca yurtdışında yaşayan biri olarak kendi ülkemin vaktinin ne zaman geleceğini düşünmekten kendimi alıkoyamıyor , olup bitenleri görüp duydukça içimin yanmasına engel olamıyorum …
Son beş yıl ama özellikle son üç yıl içinde hem toplumsal hem bireysel yaşadıklarımızı düşündükçe…
Haa yok hemen aklınıza pandemi gelmiş olabilir, gelmesin!
Hayır, rahatlayın konumuz bu değil!
Konumuz aslında ülkemiz
Sen, ben yani
BİZİZ !
Evet biz ne yaptık da bir türlü gelişemedik ,
Biz ne yaptık da bir türlü bir arpa boyu yol alamadık !
Sanırım acı da olsa gerçek şu ki gerçek konumuz ve sorunumuz:

“Mış gibi” yapmak …

Çok basit gibi görünen bu kelime aslında hayatımızda oldukça önemli bir yere sahip!
Çünkü biz ne çektiysek mış gibi yapmaktan , mış gibi yaşamaktan , mış gibi yapanlardan çektik!
Onca yaşanmış tecrübe edilmiş ,anlatılmış, dinlenilmis şeylerin sonrasında oluşmuş bir düşüncedir bu bende .

Bizim ülke olarak dünya ülkeleri yanında çok daha iyi yerlerde olmamız için hiç bir engel yokken mış gibi yapmaktan kaybettiğimizi üzülerek anladım ve gördüm.

Mesela;
Kutuplaşmaktan, ayrışmaktan , her türlü ayrımdan hoşlanmadığını ve bununla savaştığını söyleyenlerin aslında farklılıklara tahammülü olmadığını, birleşmekten toplanmaktan , toparlanmaktan bahsedenlerin ayrıştırmadan, ayırmaktan ,ayrılmaktan beslendiğini gördüm..

Şikayet eden herkesin iş kendisinde geldiğinde şikayet ettiği ne varsa aynısını yaptığını gördüm mesela..

Bulundukları konumları kaybetmemek için kaybedenin vatan olmasına kıllarını kıpırdatmayanları,

Kalabalıklarda insanlara verilen sözlerin tenhada nasıl dalga konusu olduğunu gördüm

Haktan bahsedip hakikati unutanları, dinden bahsedip Allah korkusu olmayanları; onları eleştirenlerinse elli yıldır aynı konuşmalarla farklı sonuç alacağına inandırma riyakarlılığını gördüm..

Devletle iktidarı karıştırmanın sadece iktidarın değil, muhalefetin de sorunu olduğunu
Diktadan otoriteden şikayet edenlerin değiştireceğini söyleyenlerin, aslında elinde olsa belkide beterini yapacağını gördüm!
Siyasetten, sanattan, spordan birbirleriyle konuşmayı uzlaşmayı iletişim kurmayı hayal ettiklerini ballandıra ballandıra anlatanların bunu başaranları her yöne çekiştirdiğini;
Siyasetçisinden, gazetecisine sanatçısına sporcusuna herkesin herşeyi neredeyse sadece göstermelik yaptığını gerçekten elini taşın altına koyanları kendi aralarında bile barındırmak istemeyecek kadar menfaatten gözlerinin karardığını, birbirlerini dinlediği müzikten okuduğu kitaba izlediği filme habere kadar kategorizeleştirdiklerini gördüm..

Tüm bunlara bir son vermek, önemli olan birlikte yaşamak, vatanına sahip çıkmak çatının altında hepimiz biriz, devletsiz millet olmaz bakın komşu ülkelere diyenleri ya olursa korkusuyla diskalifiye etmek için en sağından en soluna kadar tüm etnik mezhepsel dinsel farklılıkları yüzyıllardır uyudukları mezarlardan hortlatanları gördüm.

Toplumda kadının ilerlemesini önleyen bunca engel, töre ,bağnazlık sorun ve erkek şiddeti varken bazı hemcinslerimin hasbelkader geldikleri noktayı kaybetmemek için etkisizliklerini yansıtan davranışlarının hırslarının komplekslerinin kadınlara ne büyük zararlar verdiğini toplumdan koparıp soyutladıklarını, güya değiştirmek istedikleri şiddete nasıl ortak olduklarını gördüm..
Tacizi tecavüzü ahlaksızlığı savunanları da gördüm ama bunlara karşı durduğunu söyleyip kadına şiddetin ekmeğini her reklamdan yiyip iş kadına çocuğa yardım etmeye gelince bahtsız bedeviileri kuruşsuz dilencileri oynayanları gördüm..
Maddi değerlerin maneviyatı bir kalemde silip götürdüğünü,
Ahlakın olmadığı toplumlarda hiçbir kurumun kuruluşun dinin etkili olmadığını, menfaat uğruna herkesin, her şeyin maddi manevi bütün değerleri ayaklar altına alabildiğini gördüm.

Ölümün bile değiştiremediği , evlat acısının bile ıslah etmediği edemediği kilitli, mühürlü, kararmış kalpleri gördüm

Yüze gülüp arkadan konuşanlar, sahtekarlık da birbiriyle yarışanlar kaç maskesi olduğunu unutup yarım yamalak suratla ortaya çıkanları …
Asıl meselenin samimiyetsizlik olduğunu mış gibi yapmanın insanları nasıl dibe vurduğunu da gördüm,!
Velhasıl kelam ben bu kadar oyundan çok sıkıldım..
Çöpten ekmek toplayanlar, gelecekten umudu olmayanlar, bir oyuncağı bile olmayan çocukları gördüm…
Ruhum sıkıldı o kadar kötü olmamalıydı herşey..
Bir yerlerde birileri olmalıydı. Gerçek samimi hayat da iyiler de var ve onlar hâlâ hikayenin kazananları , dünyayı sevmek kurtaracak diyenler ,tüm bunlara rağmen hala temiz ruhlarını kaybetmemiş insanlar!
İnandıkları uğruna maddi değerleri elinin tersiyle bir çırpıda itip maneviyata sevgiye sarılanlar,
Hak yemeyen, fakat hakkını da emeğini de yedirtmeyen..
Her türlü mücadeleyi iyilik ve güzellikle verenler..

Vardılar !
Gördüm tanıdım.
Ki sır vereyim mi inanılmaz da çoklar..
Yalnız değiliz !
Şükür!

Size bir sonraki yazımda uzun uzun, isim isim anlatacağım hayata, yaşama güzellik sevgi ve yarına UMUT olan umut katanları..

İyi ki varlar! hep olsunlar..

Velhasıl kelam rahmetli babam derdi ki uzun söz kitaba yakışır..

Ya olduğunuz gibi görünün; ya göründüğünüz gibi olun
Çünkü bizim artık ne olursa olsun gelenlere, tahammülümüz de toleransımızda kalmadı..!
Size harcayacağımız zamanı, emeği, hak eden sevgi dolu olduğu gibi olan, ve en önemlisi
“Mış Gibi “ yapmayan!
Öyle olan ruhlara harcamanın vakti geldi..
Sevgi ve umutla kalın…

Özlem Kardeş Sancar – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.