Rusya, dünyayı savaşın eşiğine getiren ve Suriye’de düzenlendiği iddia edilen kimyasal silah saldırısının ‘mizansen’ olduğunu ve olayın arkasında İngiltere’nin bulunduğunu öne sürdü. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü, “İngiltere’nin direkt katılımı olduğuna dair deliller var” dedi. İngiltere ise “Düpedüz yalan” yanıtını verdi.
SURİYE’de 7 Nisan’da Esad rejiminin Duma’da en az 80 kişinin öldüğü hava saldırısında kimyasal silah kullanıldığı şüphesiyle başlayan gerilimin kontrolden çıkma riskine karşı dün Rus Dışişleri’nden üst düzey uyarılar geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Tanrı göstermesin. Avrupa’nın yeni bir Libya veya Irak modeli maceraya hiç mi hiç ihtiyacı yok. Umarım böyle bir maceraya kimse kalkışmaz. En ufak bir kıvılcım bile Avrupa’nın yeniden mülteci akınına maruz kalmasına yol açabilir. Bunu ne Rusya ne de Avrupa ülkeleri ister” dedi.
‘SALDIRI MİZANSEN’
Duma’daki olayın bir mizansen olduğuna dair Rusya’nın elinde kanıtlar bulunduğunu iddia eden Lavrov, “Bunu yapan ülke şu an Rusya karşıtı kampanyalarda birinci sıralarda yer almak için can atıyor” dedi. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) uzmanlarının bugün Şam’a ulaşmaları beklendiğini de sözlerine ekleyen Lavrov, “Orada klorin mi, yoksa başka bir kimyasal mı olup olmadığını acil rapor etmelerini bekleyeceğiz” dedi.
‘LONDRA’NIN İŞİ’
Rusya Savunma Bakanı Sözcüsü Igor Konaşenko ise Duma’daki ‘sözde kimyasal saldırının’ bir provokasyon olduğunu ve buna “İngiltere’nin doğrudan katılımı olduğuna dair delilleri bulunduğunu” öne sürdü. Konaşenko, “İngiltere, Suriye’deki Beyaz Baretliler grubuna kimyasal silah saldırısı provokasyonu düzenlemeleri için baskı yaptı. Sözde kimyasal saldırı günü Ceyş-ul İslam, Şam’a topçu ateşi açtığı sırada Beyaz Baretliler önceden kurgulanan kimyasal saldırı planını hayata geçirdi” dedi.
‘DÜPEDÜZ YALAN’
Bu iddialara İngiltere’den yanıt gecikmedi. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce, Rusya’nın iddiası için “gülünç” ve “düpedüz yalan” yorumunu yaptı. Pierce, “Rus propaganda makinesinin şu ana kadar ürettiği uydurma haberlerin en kötüsü” tanımını yaptı.
BİLGİ NOTU: İngiltere ile Rusya arasında bu ikinci kimyasal saldırı krizi. 4 Mart’ta Rus asıllı çifte ajan Sergey Skripal ve kızı Yulia, Salisbury’de sinir gazı saldırısına uğramıştı. İngiltere bu olaydan Moskova’yı sorumlu tutmuştu.
Duma’dan El Bab’a tahliye: Suriye ordusunun kontrolüne giren Doğu Guta’nın Duma ilçesinden siviller ve muhalif savaşçılardan oluşan bir grup tahliye edildi. Konvoy, Türkiye’ye yakın ÖSO güçlerinin kontrolündeki El Bab’a getirildi. Konvoyda bin 477 kişi bulunuyor. Bunlardan 583’ü çocuk, 353’ü kadın. El Bab’da kalacak bu grup daha sonra Azez’e taşınacak.
‘NOVİÇOK HERHANGİ BİR LABORATUVARDA ÜRETİLEBİLİR’
– Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün Rus asıllı çifte ajan Sergey Skripal ve kızı Yulia’nın 4 Mart’ta Salisbury’de zehirlenmesinde askeri nitelikte ve sinir sistemi üzerinde etkili bir kimyasalın kullanıldığını açıklamasının ardından Rusya’nın Londra Büyükelçiliği de bir rapor yayınladı. Saldırıyla ilgili Rusya zan altında. Raporda, “Bilimsel literatüre göre, her çağdaş kimya laboratuvarının Noviçok maddesini sentezleyebileceği söylenebilir” dendi. Rusya’nın Londra Elçisi Aleksandr Yakovenko, “İngilizlerin Noviçok sözcüğünü kullanmadaki ısrarı, bu maddeyi Rusya ile ilişkilendirme çabasıdır” dedi.
‘SALDIRIYI ESAD’IN YAPTIĞINA EMİNİZ’
– BEYAZ Saray Sözcüsü Sarah Sanders, ABD’nin Suriye’de yaşanan kimyasal silah krizinin arkasında Esad rejiminin olduğundan emin olduğunu söyledi. Rusya’nın saldırıya ne derece dahil olduğu konusunda henüz soru işaretleri bulunduğunu söyleyen Sanders, dünkü basın toplantısında, nihai karar vermek için müttefiklerle görüşme halinde olduklarını belirtti.
RUSYA HİKAYELERİ DEĞİŞTİRİYOR
– Sözcü Nauert, Rusya’nın, Duma’daki saldırının arkasında İngiltere’nin olduğu yönündeki iddiasını da değerlendirdi. “Suriye rejimi sorumludur. Bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. Rusya bilgi toplayıp bunları değiştiriyor” diyen Nauert, Rusya’nın “hikayeleri değiştirdiğini” söyledi. “İngiltere’nin bu saldırıyla bir alakası yoktu” ifadesini kullanan Nauert, “Suriye Hükümeti bu saldırıyı gerçekleştirdi” diye konuştu. Sözcü Nauert, “Elinizde delil var mı?” şeklindeki soruya ise “Evet” yanıtını verdi. Nauert, geçen cumartesi günü meydana gelen saldırının ‘kimyasal’ saldırı olduğu konusunda da emin olduklarını söyledi. Nauert, “Biliyoruz ki, Suriye gibi belli ülkeler bu tür silahları sağlama mekanizmasına sahip” dedi. Saldırının arkasında Suriye rejiminin olduğuna emin olup olmadıkları sorusuna ise Haley, “ABD’nin verileri, Suriye’de bağımsız bir inceleme yapan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) verilerine değili kendi bulgularına dayanıyor” dedi.
ACELE EDERSENİZ HATA YAPARSINIZ
– ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, ABD’nin Suriye’de askeri eylem için acele etmemesi gerektiğini, ancak bir noktadan sonra bir şeylerin de yapılması gerektiğini söyledi. Dünkü BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde konuşan Haley, “Bu tür kararlarda acele etmemelisiniz. Hata yaparsınız” ifadesini kullandı.
KÖRFEZ KRİZİNDEN BERİ EN BÜYÜK YIĞINAK
Suriye’ye olası askeri müdahaleyi engellemek için girişimler devam ederken ABD’nin nükleer güçle çalışan USS Harry Truman gemisi, üzerinde 90 uçak ve beş savaş gemisiyle birlikte Avrupa ve Ortadoğu’ya doğru yol alıyor. ABD’nin Akdeniz’de ya da civarında Donald Cook, Porter, Carney ve Laboon olmak üzere dört destroyerinin daha bulunduğu sanılıyor. Ayrıca USS Georgia ve USS John Warner denizaltılarının da bölgede ya da yakınında olduğu belirtiliyor. ABD böylece olası bir saldırı için 2003 Irak müdahalesinden bu yana en büyük savaş filosunu toplamış oluyor.