avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
34,5209
EURO
36,4834
ALTIN
2.960,56
BIST
9.118,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

HTGF Kadın Kolları araştırma sonuçlarını Kadınlar Günü’nde yayınladı

Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları, 8 Mart Dünya Kadın Günü nedeniyle Federasyon Kadın Kolları Başkanı Özlem Kardeş Sancar’ın başkanlığında toplanarak gündemi değerlendirdi.

HTGF Kadın Kolları araştırma sonuçlarını Kadınlar Günü’nde yayınladı
A+
A-

Hollanda’nın etkili sivil toplum kuruluşlarından Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları etkinliğini sürdürerek Kadınların vicdanı olmaya devam ediyor.

Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları Başkanı Özlem Kardeş Sancar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadın Kolları olarak organize ettikleri toplantının ardından yayınladıkları mesajda, daha önce yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ve çözüm önerilerini açıkladı.

GİRİŞ: TARİHİ GELİŞİM, NEDEN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ?
1857 -New York; grevdeki kadın işçilerin polisin orantısız şiddeti sebebiyle mahsur kaldıkları fabrikada, çıkan yangında feci şekilde can vermelerinin anısına, 129 kadın isçinin bedelini hayatlarıyla ödedikleri bir hak savaşı gündür aslında. Ve bu acı günü bir daha yaşanmaması ve unutulmaması için, Dünya Kadınlar Günü olarak
öneren; Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’u saygıyla anıyoruz.

Bir çok şeyin değişmesi umuduyla girişilen bu eylem tam manasıyla yerini buldu mu dersek; üzülerek belirteyim ki Hayır! Çünkü aradan asır geçmesine rağmen; kadınların yaşadıkları pek az değişmeyle günümüze kadar süregelmiştir!

ARAŞTIRMA SONUÇLARI VAHİM
Maalesef, dünya üzerinde şiddet görenlerin başında hala kadınlar! gelmekte… Ne acıdır Cumhuriyetin getirdiği kazanımlara rağmen kadının ülkemizdeki durumu da ortada.

Toplumumuzun kanayan yarası haline gelen kadın haklarının ihlali ve cinayeti sonuçları üzerine yapılan araştırmalarda: TC İçişleri Bakanlığı Emniyet ve Jandarma teşkilâtlarının istatistikî verilerine göre; 2001–2004 yılları arasında; 21.268 kadın aile efradına kötü muamele, 10.148 kadın kaçırma, 3.800 kadın müstehcen hareket, 3.366 kadın ırza geçme, 1803 kadın evlenme vaadiyle aldatılarak kızlık bozma, 1.371 kadın fuhuşa teşvik suçlarının mağduru olarak kayıtlara geçmiştir.

KADIN’A ŞİDDET ÇOK YAYGIN
Türkiye’de yaşayan kadınların dört’te biri fiziksel şiddete uğramaktadır. Şiddete uğrayan kadınların dörtte üçü eşi tarafından şiddete maruz kalmaktadır. Cinayet sonucu ölen kadınların çoğu eşi tarafından öldürülmektedir.

KADIN HAKLARINA SAHİP ÇIKILMIYOR
Sadece bu araştırma bile yetiyor vaziyeti anlamaya. Ülkemizde bir çok hak ve özgürlük, uğrunda mücadele edilmeden elde edildiği için değeri ve anlamı fazla kavranamıyor. Kadın hakları konusunda da durum çok farklı değil. Şu an mevcut olan haklarımıza yeterince sahip çıkmadığımız gibi daha ileriye taşıma anlamında da kitleler halinde bir çaba gösterdiğimiz pek söylenemez.

‘ERKEK EGEMEN ZİHNİYET’LE KADIN SORUNU ÇÖZÜLEMEZ
Evvela şunu kabul etmeliyiz; kadın sorununa erkek egemen zihniyeti yaklaşımıyla kadın sorunları çözülemez!!

Ama asla karamsar değiliz, biliyorum ki bu konuda yapılabilecek bir çok alternatif var:

  • Kadın sığınma evlerinin sayısının artırılması ve sığınma evlerinin ekonomik yönden desteklemesi,
  • kadınları öldüren erkeklere uygulanan haksız tahrik indiriminin kaldırılması (şiddete uğrayan kadınlar jandarma, karakol, adliye kapılarından aile meselesi denilerek geri çevrilmektedir)
  • cezai müeyyidelerin suçun niteliğine göre artırılarak en hızlı şekilde kesin olarak uygulanması,
  • şiddet tehlikesi altında ki kadını koruyucu güvenlik tedbirlerinin alınması,
  • can güvenliği nedeniyle gerekiyorsa kent, kimlik, barınma yerlerinin değiştirilmesi,
  • bu bağlamda geçinme sorununun çözülmesi ve
  • çocuklarının eğitimine devam etmesinin sağlanması

gibi somut tedbirlerle kadına yönelik şiddet olaylarında azalma sağlanabilir.

ATATÜRK CUMHURİYETİ’NİN BİRİKİM VE KAZANIMLARI
Ve en önemlisi de Ulu Önder Atatürk’ün biz kadınlara verdiği haklara ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkılmalı. Bu da kadınların Türk milletiyle beraber insanlığın ortak kaderine ve kendilerine sahip çıkmalarından ve örgütlü toplumda etkilerini demokratik olarak ortaya koymalarından geçmektedir.

Kadınlık ve insanlık onurumuz için, daha iyi bir gelecek için, çocuklarımız için ve başka Özgecanlar, Aysenurlar… olmasın diye, en kısa zamanda bu utançtan, kadına yönelik şiddet utancından kurtulmalıyız! Bu sebepten tüm dünya kadınları ile bir enerji yaratıp toplumsal ve küresel birleşme ile haklarımıza sahip çıkıp onlar için tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz.

Çünkü; “Kadınların uyanışı hiçbir uyanışa benzemez. Kadın uyanırsa eş uyanır, çocuk uyanır, kadın uyanırsa koca bir toplum uyanır. O yüzden kadınların ayak sesleri ürkütür birçok insanı!”
Bırakalım ürksünler gelecek güzellikler hepimiz için olacak.

SORUMLULUK DUYGUSUYLA DOLU KADROMUZLA BUGÜNLERE GELDİK
Kaygımız sadece Türkiye değildir, hatta öncelikli olarak yaşadığımız ülkemizdeki Türk kadınları da sadece değildir, tüm kadınlardır. Bizim uzattığımız el, kendisini yaşadığı dünya’ya ve topluma karşı sorumlu his eden herkesedir, biz böyle bir kadroyla bugünlere geldik.

Karamsar değiliz umutluyuz. Çalışıyoruz. Geleceğe bu umutla, daima milletimizle beraber örgütlü bir şekilde yürüyoruz.
Günümüz kutlu olsun…
İnanç ve Sevgiyle kalın…

Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER

htgf kadin veriler3

htgf kadin veriler2

htgf kadin veriler1

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.