avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu kendisini anlattı; çok kanaatkarımdır, en çok Şehitlerimiz için üzülürüm

Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) Başkanı Hikmet Gürcüoğlu AVRUPA TÜRK GAZETESİ’ne konuştu. Gürcüoğlu kendisiyle ilgili bilinmeyenleri gazeteci-yazar Özlem Kardeş Sancar’a verdiği söyleşide açtı. İşte o söyleşinin 1’inci bölümü.

HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu kendisini anlattı; çok kanaatkarımdır, en çok Şehitlerimiz için üzülürüm

Hollanda Türk toplumu gündeminde sıkça duyulan, her duyulduğunda saygı hisleri uyandıran, beyefendi kişiliği, kendinden emin duruşu, gösterişten uzak, mütevazi davranışları ile etrafına güven veren ismi Hikmet Gürcüoğlu ile başta HOTİAD olmak üzere sivil toplum çalışmaları ile TBS’te gönüllü çalışmalarından, aile hayatına kadar keyifli bir söyleşi.

Hikmet Gürcüoğlu ismi Hollanda Türk toplumunun gündeminde sıkça duyulan bir isim. Her duyulduğunda saygı hisleri uyandıran, beyefendi kişiliği, kendinden emin duruşu, gösterişten uzak, mütevazi davranışları ile etrafına güven veren bir isim. Kültür, sanat ve spor aktivitelerini önemseyen ve destekleyen başkanlığını yaptığı Hollanda Türk İşadamları  Derneği’nde (HOTİAD) yaptığı çalışmalarla Hollanda Türk toplumunun dikkatini çeken bir isim. Kendisini daha iyi tanımak ve anlamak için bu söyleşiyi yaptık.

gurcuoglu-sancar-koc

Sancar: Hikmet bey sizinle özel bir söyleşi yapmak istiyorum. Özel derken gerçekten özel, sizi sizden dinlesin okuyucularımız!

İsminiz hep başkanlığını yürüttünüz Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) ile birlikte anılıyor. HOTİAD’ı da konuşacağız ama ben önce sizi konuşmak istiyorum. Örnek bir kişiliğiniz, etrafınıza ışık tuttuğunuz, yardımseverliğiniz, topluma katkılarınız… Yani önce siz.

Hikmet Gürcüoğlu, çocukluğunuz, aileniz, eğitiminiz, Hollanda’ya göçünüz, evliliğiniz, neler okur neler dinlersiniz, hayat şiarlarınız, neler sizi mutlu eder, neler sizi üzer, hayatınızı neler doldurur?

Çocukluğunuzla başlayalım mı?

– “Yarın dönecekmiş gibi Türkiye için, hiç dönmeyecekmiş gibi Hollanda için.”

Gürcüoğlu: Aslen Bayburt’lu olup Sivas doğumluyum. Yedi çocuklu bir ailenin beşinci çocuğuyum. Babam kasaptı. Sucuk yapmak da mesleğin bir gereği. Hayvanlarımız da vardı. İşin bu kısmında annem de görev alırdı. Biz çocuklarda bize düşen her görevi  yapardık. Öğrenciliği ve eğitimi seven, önemseyen bir tarafım vardı. Okul tatillerine herkes sevinirken ben buruk karşılardım. Belki bunda, tatil diye bir şeyi bilmemek bir etkendi. Tatil sadece okulun kapanması demek olurdu benim için..

Sancar: Gençliğiniz, eğitim hayatınız nasıl geçti?

Gürcüoğlu: İlkokuldan sonra orta okul ve liseyi Sivas, Turhal ve İzmir de okudum. Orta okuldan sonra subay olmak arzusu ile askeri liseye gitmek istedim, olmadı. Liseden sonra siyasal bilimler ilgi alanıma girmişti. Mülki idare,  idealim olmuştu. Ancak o yılların Türkiye’nin siyasi ortamı düşündürücü idi. Derken hukuk eğitiminde karar kılmıştım ki 12 Eylül gerçekleşti. Hollanda’da yaşayan iki abimin desteği ile tahsilime bu ülkede devam etmek üzere Eylül 1980’de Hollanda’ya geldim. Hukuk düşüncemi bir kenara koymak zorunda kaldım. Kısa bir dil kursu ile bu olacak gibi değildi. Teknik Üniversite’ye gittim. Burada petrol mühendisliği tahsili yaptım. Aynı üniversitede mastır programını da yaparak tahsil hayatımı tamamladım.

gurcuoglu-sancar1

Sancar: Hollanda’ üniversite hayatı keyifli miydi?

Gürcüoğlu: Yok pek keyifli  sayılmazdı. Sıkı bir çalışma gerekiyordu. Geriye hoş bir seda olarak kalan şudur. 14 bin nüfuslu bir üniversite 14 tane Türk genci idik. Sadece hafta sonları görüşebilirdik. Cuma akşamları toplanır, tavla, kağıt oynar türküler çalar söylerdik. Bir de futbol takımımız vardı. Otuz-beş yıldır bu grupla hala pazar günleri, aynı salonda futbol oynuyoruz. Kondisyon eksildi, dizler ağrıyor ama top oynama keyfi değişmez. Hepimiz idealist idik, mutlaka başaracaktık. Öyle de oldu.

Sancar: Evliliğiniz, eşiniz, çocuklarınız..

Gürcüoğlu: Eşim aileden sayılır, dayımın torunu.  Ben daha öğrenci iken evlendik. Eşim de Hollanda’ya geldi. İki oğlumuz oldu. Onları büyüttük. Büyük oğlum evlendi, küçük oğlum nişanlı. Yani şimdi iki de kızımız var. En önemlisi, bir de dünyalar güzeli torunum var. Tap taze bir hayat ve bana çok büyük pozitif enerji veriyor. Küçük oğlum mastır eğitimini bu yıl tamamlayacak. Evlilik için mastır sonrası diyor. Eğitimleri önemli  ama ben de boy boy torunlarım olsun istiyorum.

Sancar: Hollanda göçü nasıl gerçekleşti ? Hollanda’yla bu bağ nasıl oluştu ?

Gürcüoğlu: 12 Eylül ihtilali ile karışan ortamın belirsizliği ana etken olmuştur. Hollanda için vize uygulaması da henüz başlamamış, daha bir haftası  vardı. Dolayısı ile bu kararı vermek ve uygulamak zor olmadı. Eğitim, evlilik, iş, çocuklar derken Hollanda’ya kök saldığımızı fark ettik. Devamlı büyüyen bir sosyal çevre, arkadaşlık ilişkileri, çocukların büyümeleri, yuva kurmaları, onların bu ülkenin insanları olduğunu bilmek, Hollanda ile olan bağımızın hayati bir hal aldığını göstermekte. Eğitimden siyasete, ticaretten sosyal görevlere kadar her alanında bulunduğum bu ülke ile bir yurt ve yurttaşlık bağlarımız oluştu.

gurcuoglu-sancar2

Sancar: Hayatınızın merkezi, aileniz midir ?

Gürcüoğlu: Ailem, işim, çevrem tabii ki merkezi dolduruyor. Fakat bir bu kadar da kendimde hissettiğim sosyal sorumluluk hislerim var. Mesela gençlerimizin tamamının geleceğimiz için olan önemi. Manevi ve kültürel değerlerin korunması. Kendinizi bunlardan soyutlayamazsınız.

Sancar: Ne okur, neler dinler, neleri seyrederdiniz? Okumak neden önemlidir sizce?

Gürcüoğlu: Kitap okumak  önemsediğim bir davranıştır. Dinlenmenin en etkin yoludur aslında. Kitap okurken tasvirler sizi zaman ve mekanda alır götürür. Zaman ve mekan değişimi de dinlenmenin asıl yoludur. Başucu kitaplarım her zaman mevcuttur. Eskiden daha çok roman, hikaye ağırlıklı kitaplar okurdum. Artık daha çok araştırma ve belgesel türü kitaplar okuyorum. Biraz yaşlandık galiba!

Okumak önemlidir, çünkü bilgi dağarcığınız genişler. Ama en önemlisi okuduğunuz anlatı ve tasvirler sayesinde muhayyile gücünüz gelişir ve okuduklarınızı yaşar gibi olursunuz. Bu da sizi yaşadıklarınızı daha iyi anlar ve anlatır hale getirir.

Müziği severim. Özellikle halk müziği ve Türk sanat müziği. Dinlemek güzeldir ama biraz da söylemek lazım, derim. Kendimce söylemeye de çalışım. Pop müzikle aram hiç iyi olmadı. Bir iki bilinen ismin dışında pop müzikte sanatçı ve parça bilmem. Zaten artık hafızam yeni parçaları almıyor. Dedik ya, biraz yaşlandık galiba!  İyi bir tv izleyicisi değilim. Tercihim haber bültenleri, haber magazin programları ve belgeseller olur.  Maçların skorlarını sonradan duyarım. Takım tutarım ama 90 dakika maç izlemem.

Sancar: Özel bir koleksiyonunuz yada hobiniz var mi?

Gürcüoğlu: Koleksiyon ile ilgili söyleyebileceğim tek bir şey var. Benim mineral koleksiyonum vardır. Her biri benim için birer tabiat harikası tablo gibi. Benim evimde vitrinde gümüş ve kristal takımlar yerine minerallerimi sergilerim. En büyük hobim okumak ve seyahat etmektir.

Sancar: Hayatınızın amaçları nelerdir?

Gürcüoğlu: Hayatta iki büyük şiarım vardır. Saadeti kanaatte aramak ve büyüdükçe küçülmek. Yani aşırı hırs ve kibirden uzak olmak. Para, rütbe, makam sizi siz olmaktan çıkarmamalı. Bu sizi hep huzurlu ve mutlu kılar. Bu kendin olup, kendin kalmaktır. Kendi ile barışık, etrafına güven veren biri olursunuz. Bir de kişiligi ile etrafını ışıtan insan olmayı önemserim. Her zaman söyleyecek, ışık tutacak bir sözünüz  vardır

gurcuoglu-sancar3

Sancar: Nelerden sakınır, nelerden mutlu olursunuz?
Neler sizi üzer?

Gürcüoğlu: Dünyayı kendinden ibaret sanıp, bencillik gafletine düşmekten hep kaçınmışımdır. İnsanların ayıplarını yüzüne vurmak hiçte bana göre değil. Bir de paradan söz etmek hoşuma gitmiyor. Ciro, yatırım rakamları vs. illa da bir rakamsal büyüklük vereceksem, firmamızın yaşını veririm. Yani gururla firmamızın bu yıl 38. yılında olduğunu söylerim. Bu biraz da örnek olsun diye tabii ki.

Ben kolay mutlu olurum. Kanaatkar olduğumu söylemiştim. Beklentilerim de büyük değildir. Olayları olduğu gibi kabule hep hazırımdır. Böyle olunca mutlu olmakta zor olmuyor. Siz buna kadercilik de diyebilirsiniz. Duygusal tarafım vardır. Makul ölçülerde üzülürüm herkes gibi. Gözlerim de nemlenebilir. Mesela şehit haberlerinde.

Sancar: Şu anki konumunuzu  hayal etmişmiydiniz?

Gürcüoğlu: Kaderci olduğumu söylemiştim. Herşeyi olduğu gibi, geldiği gibi kabul ederim. Fazla zorlamam. Önemli bulduğum şeyleri yaparım, eğitim gibi mesala. Ama hayatı bir rafine gibi düşünürüm. Hep daha iyiye, daha saf’a doğru götürmeli.  Böyle düşününce ve davranınca, süreç kendiliğinden işliyor. Bu günlere bir hırs peşinde koşarak değil ama gayretle, süzerek  ve hep daha iyiyi isteyerek geldim

Hikmet Gürcüoğlu’yla yaptığımız çarpıcı söyleşi dizisi, söyleşinin 2.bölümüyle yakında AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nde olacak.

Avrupa Türk Gazetesi © SÖYLEŞİ | ÖZEL HABER

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.