avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,3259
EURO
36,7155
ALTIN
2.953,99
BIST
9.889,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Hicran Kazancı, ‘Barış Pınarı’nın büyük başarı olduğunu anlattı

Irak Türkmen Cephesi partisi (ITC) yürütme kurulu ve idare heyeti üyesi Dr. Hicran Kazancı, AVRUPA TÜRK GAZETESİ’ne yaptığı açıklamada Barış Pınarı harekatını değerlendirdi. İşte Kazancı’nın açıklaması.

Hicran Kazancı, ‘Barış Pınarı’nın büyük başarı olduğunu anlattı
20.10.2019
A+
A-

9 Ekim 2019 tarihinde, Türk Ordusu’nun başlattığı Barış Pınarı Harekatı başarılı bir şekilde siyasi hedefine ulaşmıştır. PKK/PYD/PYG ve DAİŞ terör örgütlerinden arındırılmış 420 km uzunluğunda ve 32 km derinliğinde bir güvenlik koridorunun sağlanmasını hedefleyen Barış Pınarı, büyük ölçüde amacına ulaşmıştır. Akdeniz’e açılmasını planlanan terör koridorunun ortadan kaldırmasıyla, ABD-Türkiye görüşmesinde, Türkiye kayda değer kazanım elde etmiştir. ABD ise, Suriye’nin Kuzeydoğusunda yer alan Der ez-Zor’a uzanan yolu, kanadı altına aldığı PKK/PYD unsurlarını güneye çekerek, İran’ın Akdeniz’e açılan bağlantısını kesti. Başka bir değişle, hem Türkiye hem de ABD kazandı. Önümüzdeki süreçte, masa oyunları sonuca büyük etki yapacaktır. Türkiye, yetişmiş ve derin deneyimlere sahip olan hariciye mensuplarını sürecin içinde tutarsa, Adana Mutabakatı benzeri tarihe geçen başka bir diplomasi zaferi elde edecektir.

Batılılar Neden tepkili

2000’lı yılların başlarından itibaren ABD tarafından ileri sürülen Genişletilmiş Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgede kurulacak sözde Kürdistan, Irak’ın Kuzeyinde değil Suriye’nin Kuzeyinde kurulmasını planlamıştır. Bu bağlamda, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt devletinin Türkiye’ye karşı tehdit oluşturmayacak söylemini, PKK elebaşı Öcalan tarafından Barış Süreci görüşmelerinde defalarca ileri sürmüştür. Kürt halkının varlığı kabul etmeyen Esad rejimine karşı hiç bir silahlı eylemi olmayan PKK, 1984 yılından itibaren batılı ülkelerin desteğiyle Suriye’ye karşı değil, Türkiye’ye karşı silahlı eylemler yapıyorlar. 2011 yılına kadar PKK Terör Örgütün içerisinde yer alan yaklaşık 2000 Suriye kökenli terör unsularının olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla, bölgede kurulacak her hangi bir yapının Türkiye’nin onayı olmadan gerçekleşmeyeceği kantatına varan batılılar, 1900’lı yıllardan bugüne dek Türkiye’ye karşı terör dayatması yapıyorlar. Söz konusu proje, Barış Pınarı Harekatı ile büyük darbe almasıyla, batılı ülkelerin tepside o kadar büyük oldu.

Türkmenler Olarak Çıkaracağımız Dersler

Irak’taki grupların haiz olduğu askeri ve/veya milis güçleri gibi bir silahlı yapısı olmayan Türkmenler, siyaseti besleyen gerçek bir kamu diplomasisinin acilen Kerkük’te teşkil edilmeli. Yani, Kerkük Stratejik Araştırmaları Merkezi gibi Türkmen siyasi partiler üstü bir merkezin oluşturulması. Türkmen siyasi partileri, geleceğe dönük doğru bilgiler ile bilgilendiren bu merkezin çalışanları, bölgenin gerçeğini doğru okuyan ve deneyim ile harmanlanmış yüksek eğitim sahip olanlardan olmalıdır. Başka bir değişle, bölgenin resmi ve mahalli dilini bilemeyen, bilimsel değil ideolojik öğreti doğrultusunda harekat eden ve 2003’ten sonra Türkmenlere yönelik yapılan terör eylemleri ile ilgili uluslararası alanda tanılan bir tek rapor bugüne dek sunamayan kişi/kirşlerden olmaması gerekir. Aksi takdirde, Irak’taki Türkmen siyaseti büyük krizlere gebe olmaya devam eder. Bu bağlamda, Türkmen meselesi ile ilgili yapılan hataları dile getirip yakın geçmişimizle yüzleşmezsek, gelecekte yapılacak hataları garanti altına almış oluruz. Dolayısıyla, Akademik bir çatı altında her türlü eleştirinin saldırı düzeyine ve sübjektiviteye varmama koşuluyla yapılabileceği noktasından harekât ederek, isimlendirerek eleştiri yaparsam ve/ veya yapmışsam bunu kişisel görüşlerimin ifadesi değil, bir tartışmanın bilimselliğe oturtulması ve akademinin bir gereği olarak algılamanızı özellikle vurguluyorum.

Avrupa Türk Gazetesi © SÖYLEŞİ | ÖZEL HABER

Dr.Hicran Kazancı kimdir?

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.