Hedef haline getirilen ‘Türkiye Türklerindir’ prensibi ve emperyalist dayatmaların eşiğindeki kültür erozyonu

Türkiye’de Türkler yaşar. Bunu Cumhuriyet’in kurucusu ve banisi Büyük Atatürk, “Türkiye Türklerindir” sözleriyle ortaya koymaktadır.

Hangi azınlık olursa olsun, Türkiye’de yaşamak, çalışmak ve aş istiyorsa, Türkçe konuşması gerekir ve Türk hukukunu her türlü hukuktan üstün bulması gerekir.

Bu bağlamda şu demokratik tavsiyeler öne çıkmaktadır;
Eşitliği öne almayan farklı hukuk anlamına gelen şeriat olarak uydurulan bozuk hukuk sistemleri istiyorlarsa azınlıklar, bunun etkin olduğu ülkelere iltica ederek bunu bulmaları mümkündür. Oralara iltica etmeleri tavsiye olunur.

Kötü niyetli emperyalist güçlerin dışarıdan dayatmalarıyla, Kürtçe, Zazaca ve benzeri adlar altında kimi yöresel dilleri gereğinden fazla büyütmeye çalışanlar bu dilin ana dil olarak bilinen ülkelere iltica etmeleri ayrıca tavsiye olunur.

Dolayısıyla Türkiye’de başarılı olmanın yolu Türkçe’ye ve kültür normlarımıza sarılmaktan geçmektedir, silaha değil.

‘Türkiye’nin azınlıklara gereği yoktur, azınlıkların Türkiye’ye gereği vardır.’ desem PKK ve FETÖ artıkları yerlerinden hoplayacaklardır. Oysa bu söz Büyük Atatürk’ün Adalet Bakanı olarak modern hukukun Türkiye’de zemini oluşturan Mahmut Esad Bozkurt’un sözü ve felsefesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine göre kendisini ikinci sınıf görmek isteyen görmeye devam edebilir, ancak onlara hiç bir ayrıcalık verilmeyecektir. İstedikleri kadar ‘ayrımcı’ diyebilirler ama kanunlarımız onların arzuları üzerine değiştirilmeyecektir. Bu adımları uygulayarak Türkiye Cumhuriyeti bir bütün kalacak ve hiçbir dış güce bağlı olmayacaktır.

Kahraman askerlerimizi Şehit eden aşağılık eşkıya sürüye sormak gerekir; ne elde ettiniz, hangi uyduruk ülkeyi kurdunuz, rezillikten ve saklanmaktan daha nereye geçtiniz, mağaralarda kuduz köpekler gibi yaşamaktan ileriye geçebildiniz mi, geberip gittiğinizde arkanızdan ağlayacak kaç çakal kaldı?

Değişmeyen gerçeklere alışmak zor olsa da ebediyete kadar Türklük bakî kalacak, teröristlerin çabaları sonsuza kadar boşa kalacaktır. Tüm nimetler önlerine sunulan bu insanlık müsveddelerinin, insanlıktan çıkmış hakimiyet peşinde koşan barbarların, mağaralarda hayvandan da aşağı yaratıklar olarak sonları sadece ama sadece acı bir son beklemektedir.

Eli kanlılar istedi diye Türklük parçalanmayacak, Türk milleti bölünmeyecektir!

Kahraman Şehitlerimiz ölü değildirler, asla olmadılar, onlar milletimizin sinesinde ve gönlünde yaşamaktadırlar. Ancak eli kanlı teröristler saklandıkları mağaralarda er veya geç birer ölü olup her an pisi pisine gidecekleri o kahrolmuş yolu boylama’ya hazır birer sıçandan farksızdır.

Milletimiz içinde siyasi parti bakımından farklılık ve çeşitlilik olsa da bizlerin her daim birleştiği tek nokta; “Ne mutlu Türk’üm” dediğimizdir.

Anıl Yüce – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI

Foto: Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Anıl Yüce, Lefkoşa’daki TMT Anıtı’nda