avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, Başkanlık sistemine ‘Evet’ dedi ve FETÖ’nün yurtdışında yaptığı provokasyonlara karşı uyardı

‘Başkanlık sistemi’ne geçişi öngören Anayasa değişikliğinin referandumla 16 Nisan’da halk oylamasına sunulurken, yurt dışında oy verme işlemleri sürüyor. Avrupa’nın etkili Türk sivil toplum kuruluşlarından ise tercihleri ve gelişmelere dair görüşleri hakkında çeşitli açıklamalar geliyor.

Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, Başkanlık sistemine ‘Evet’ dedi  ve FETÖ’nün yurtdışında yaptığı provokasyonlara karşı uyardı

Avrupalı Türk medya mensuplarının meslek kuruluşu olan Hollanda merkezli Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti‘nden referandumla ilgili önemli açıklama ve uyarılar geldi.

Bilindiği gibi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya’nın gelişine Hollandalı yetkililerce izin verilmeyerek, 11 Mart’ta Rotterdam’da 3 bine yakın Hollanda Türkü, Rutte hükümeti ve Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Aboutaleb’in emriyle, atlı köpekli polis saldırısına uğramasıyla vahşet yaşanmıştı.

Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, 11 Mart’ta yaşanan vahşetten çok çok önce, 2 Şubat’ta uyarılarda bulunarak olası toplumsal kutuplaşmanın önlenmesi gerektiğine dikkat çekmiş, FETÖ’nün Rotterdam’da yaşanan saldırı ve provokasyonu ile ardından iki ülke arasında yaşanan diplomatik krize zemin hazırladığını söylemişti.

– AVRUPA TÜRK GAZETECİLER CEMİYETİ 2 ŞUBAT’TA ŞU ŞEKİLDE UYARMIŞTI

DAHA 2 ŞUBAT’TA FETÖ’NÜN OYUNUNA DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Terör örgütlerinin provokasyon yapmak için ortamı fırsata çevirmek istediğine daha 2 Şubat’ta dikkat çeken Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Kılıç şunları söylemişti, “Fethullahçı terör örgütü gibi demokrasi düşmanı odaklar pusuda bekliyorlar. Bu demokratik yarışı, Türk milletini karşı bir fırsata çevirmeye gayret etmeye başladılar bile. Aynen son seçimlerde olduğu gibi toplumsal gerilim ve kutuplaşma üzerinden toplumsal çatışmayı körükleme derdindeler. Uyarımız odur ki, oyuna gelmeyin ve demokratik propagandanızı bu olgunluk içinde vatanseverliğin gereklerine göre çekinmeden yapın.”

FETÖ, AVRUPALI TÜRKLERİ BİRBİRİYLE KAVGAYA SOKMA ÇABASINDA
Kılıç ayrıca FETÖ’nün daha önceki provokasyonlarına dikkat çekerek, FETÖ’nün medya görünümüyle devşirdiği ve satın aldığı elemanlarla hareket ettiğini vurguladı. “Fethullahçılar daha önce de hem 7 Haziran hem de 1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde sandıklara kadar yaklaşarak kutuplaştırıcı ve cepheleştirici provokasyonlara, küfürleşmelere ve fiziki kavgalara yol açtılar. FETÖ bu yolla doneler üreterek ve edinerek, bulundukları ülkelerde Avrupalı Türkleri demokrasiden kopuk insanlar olarak göstertmek istemektedir. Bu yolla, ‘Avrupalı Türklere demokratik haklar fazladır, bunlar geri alınsın’ iklimi oluşturmak istemektedirler. Oyun budur. FETÖ muhbirleri bunu özellikle de basın ve muhabir görünümü adı altında yaptılar ve yapmaya da gayret etmeye devam ediyorlar. Elçilik ve konsolosluk görevlileri bu akreditasyonların verilişinde dikkat etmelidir, BYEGM bu konuda duyarlı davranmaktadır.” dedi.

– 11 MART’TA ROTTERDAM’DA YAŞANAN VAHŞETTE FETÖ PARMAĞI

11 MART ROTTERDAM VAHŞETİ
Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç açıklamasında, 11 Mart’ta Rotterdam’da gece yarısı olağanüstü hal kararı alarak, demokratik hakkını kullanarak barışçıl şekilde toplanan 3 bine aşkın Türkün üzerine polisin atları, itleri-köpekleri salarak, parçalatma emri veren II.Rutte hükümeti’nin Başbakanı Mark Rutte ve Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb sorumsuzluk örneği ortaya koymuşlar, uluslararası ve AB insan hakları ve azınlık hakları mevzuatından yana taraf olan Hollanda’nın imajını, 15 Mart seçimlerini almak için zedelemişlerdir. Hiç bir çağdaş ülkede, seçimleri kazanmak için hükümet devletin polisini ve hatta özel harekat kuvvetini kendi içinde yaşayan bir azınlığın üstüne saldırtmaz. Böyle bir uygulamanın kamu yönetiminde yeri yoktur, hiç olmamıştır. Bu bir vahşet ve travmadır. İnsanlarımız hala korku içinde. Hollanda Türkleri parya değillerdir, Hollanda’nın eşit ve onurlu bir parçasıdırlar. İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti inanılmaz bir darbe almış, vatandaşların devletine olan güveni ve inancı inanılmaz sarsılmış, 11 Mart vahşetinin ‘Avrupalı Türklerin 15 Temmuz’u’ olduğu yorumları ifade edilmiştir. Barıştan sözde yana olduğunu söyleyen erk sahiplerinin, DENK partisi Lideri ve Hollanda milletvekili Tunahan Kuzu’nun kitleye hitap etme ve arabuluculuk talebini değerlendirmeye bile almamaları, siyasi hırslarını ortaya koyan bir başka sorumsuzluk örneği olmuştur. Bu esnada ve iki ülke arasında krizin derinleşmesinde FETÖ’nün parmağı olduğu medyamızda da görüleceği gibi her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. dedi.

ROTTERDAM OLAYLARINDAN SONRA YAYMAK İSTEDİKLERİ İKLİM
Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Kılıç, toplum kesimi temsilcisi kisvesi giyinmiş kimi kişilerin olayları fırsat bilerek provokasyonlar organize ettiğini, bu kişilerin kendi kişisel hesaplaşma ve çıkar hırslarını bu olaylar üzerinden giderme derdine girdiklerini, bu yolla toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek kendi yörüngelerine çekerek buradan bile medet umma hesabı yaptıklarına dikkat çekti. Hesaplaşma duygusu içinde sapla-samanı, elmayla-armutu bilinçli bir şekilde birbiriyle karıştıran provokatörlerin yine hukuk içinde cezalandırılmaları talebinin çok temel bir gerçeklik olduğunu vurgulayarak, ‘devlet bilir ve bulur’ felsefesi çerçevesinde devletin bunları analiz etmek için gerekli becerilere sahip olduğunu söyledi. Kaba kuvvet ve şiddet çağrılarının, meşru ve akredite medya’nın bu ara hedef gösterilmiş olmasının, medya özgürlüğüne baskı kurulması talebinin ve dizayn şeklindeki hukuk dışı ve anti-demokratik çabaların, akıl ve izanla bağdaşır hiçbir tarafının olmadığını dile getirdi.

Kılıç, ortak yaşama karşı çıkan vesayetçi terör örgütleriyle bağlantılı aynı radikal ve marjinal dar çevrelerin, 20 yıla aşkın bir süredir uğrunda çabaladığımız ‘yurt dışında seçme ve seçilme hakkımız’ın bize çok geldiğini söylemelerinin hezeyan olduğunu dile getirdi. Kimliğini gizleyerek, vesveseler, feveranlar ve şayialar yaymak suretiyle bulanık suda balık avlayan, nefret söylemi kullanan ve hedef göstererek yeni kışkırtmalara zemin hazırlayanların ‘toplumsal barış’a nifak sokmakta kararlı olduklarını değinerek, bunların çözüm olmadığını, varsa bir sorun bunun yargıya gidilmesi marifetiyle ancak hukuk zemininde çözülebileceğini vurguladı.

– SİYASİ OLGUNLUK ve DEMOKRATİK ERDEM VURGUSU
Referandumdan sonra da hayatın devam ettiğine vurgu yapan Kılıç, bunun için demokratik olgunluk için hareket edilmesi gerektiğine söyledi. “Herkesin bir oyu vardır. İsteyen neden oyunu ‘Evet’e veya ‘Hayır’a kullanacağını argümanlarıyla ortaya koyabilir. İsteyen verdiği oyu açıkta kullanabilir, demokratik tartışma ortamına katkı yapabilir, ancak birbirimizi üzmemeliyiz, kırmamalıyız. Üzmeden ve kırmadan bu süreci yaşamak zorundayız çünkü referandum’un bir de sonrası var, o zaman da yine birbirimizin yüzüne bakmaya devam edebilmeliyiz. Bunların tamamı demokratik olgunluk ve erdemle ilgilidir.” diyen Kılıç, “Unutman ki, oyun ne olursa olsun, ister ‘Evet’ olsun ister ‘Hayır’ olsun, karşıt oy veren yakınların olacaktır; anan, bacın yeğenin, teyzen ve saire. Onun için ağzımızdan çıkanlara, paylaştıklarımıza dikkat edelim. Büyük millet olmanın vakarına yakışır hareket edelim, hayat Nisan ayından sonra da devam edecek.” dedi.

Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Kılıç, “Taraflar birbirlerini kavgayla, dövüşle değil de demokratik olgunluk içinde ikna edebilmelidir.” diye ekledi.

– NEDEN EVET OYU VERECEĞİNİ AÇIKLADI
Hızlı karar alma süreçlerini tıkayan çift başlılığın önlenmesi, sorumlu Cumhurbaşkanı, terör örgütleri tükenene kadar sürecek kararlı terörle mücadele, enerjisini içe harcayarak tüketmek yerine güçlü Türkiye’nin inşasına devam eden bir istikrar için oyunu evet yönünde kullanacağını belirten Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Kılıç, bunun günü birlik siyasi çekişmeleri aşan bir anlayış içinde teorik altyapısıyla oluşan uzun vadeli beklenti ve görüşleri olduğunu ifade etti. Türk diaspora politikalarının olgunlaşması ve geliştirilmesi ile bu çerçevede siyasi katılım, Türkçe ve kültür politikaları ile gençlerde eğitimin teşviki ve ırkçılıkla mücadele şeklinde özetlenebilecek temelde yapılan Türk kimliği’nin güçlendirilmesi noktasındaki mücadeleye de katkı yapacağını belirtti.

ERDOĞAN’IN HOLLANDA TÜRKLERİNE SAHİP ÇIKMASI TAKDİR EDİCİDİR
Ezici çoğunluğu ‘Başkanlık sistemi’ için evet tercihini desteklediği bilinen Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti‘nin Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, Avrupalı Türklere verilen seçme hakkıyla, yurtdışında kullandıkları oyların toplam oy dağılımı içinde yüzde 6’lık bir karşılığa tekamül ettiğini ifade etti ve vatandaşların seçime katılımlarının hayati önemde olduğunu vurguladı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 Mart’ta vatandaşlarına, Hollanda Türklerine sahip çıkması da takdire şayan bir durum olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de yükselen dayanışma bizi oldukça duygulandırmıştır.” dedi. Meslek kuruluşu olarak önümüzdeki süreçte yapacakları toplantılarla gazetecilik mesleğinin gençleşmesi ve ihtisaslaşmasına yönelik yeni stratejiler izleyecekleri belirtildi.

Avrupa Türk Gazetesi © SÖYLEŞİ | ÖZEL HABER

Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı gazeteci Oğuzhan Kılıç ve Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı gazeteci Denizhan Murat Üresin’in; Hollanda-Türkiye krizi, 15 Mart 2017 Hollanda genel seçimi ve 16 Nisan 2017 referandum sürecinin yurtdışındaki yansımalarını dair değerlendirmelerini izleyin:

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.