Fıkıh; anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama çalışmalarına verilen ismi ifade ediyor.
Fıkıh, Arapça kökenli bir sözcüktür. “Bir şeyin özünü ve inceliklerini kavramak” anlamındadır. Kur’an’da da bir bilimden çok “ince anlayış, keskin idrak ve konuşanın amacını anlamak” anlamlarında kullanılmıştır. Fakih ise “bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse” demektir. Çoğulu “fukaha”dır. Fakih kelimesinin İslam ilimlerindeki terim anlamı ise tarih içerisinde fıkıh kelimesinin değişen manası ile paralel olarak değişikliğe uğramıştır.
Fıkıhcılar, insan davranışlarını kategorize ederek onlara farz, vacip, sünnet, müstehap, mübah, mekruh, haram gibi etiketler vermişlerdir. Fıkıhta fetva dilinde sık kullanılan diğer terimler ise zeyd, yecüzü (caizdir, uygundur), la yecüzü (caiz değildir, uygun değildir) gibi deyimlerdir.
İslamda; Muhammed sonrasında dini kuralların belirlenmesi ve şekillendirilmesi amacıyla yola çıkan ulemanın, günün şartları ve getirdiği yeni problemler karşısında şeriat hükümlerinin ortaya çıkartılması veya bu konularda hüküm konulmamış ise yeni hükümlerin, konulmuş olan eski hükümlere kıyasla konulabilmesi gibi ictihad (hüküm tesis etme) ve kurallar koyma çalışmaları yapılmıştır.
Tesis edilen hükümlerin delilleri ile birlikte bilinebilmesi ve aynı delillere dönük eleştiri ve yeni yorumlar yapılabilmesi, farklı anlayışlar ve fıkıh mezheplerinin oluşumuna yol açmıştır. Müslümanlar arasında şeriatın aksine fıkıh, kutsallık içermez ve farklı ve birbirini kıyasıya eleştiren mezhepler (İslam dini fıkıh mezhepleri) değişik coğrafya ve topluluklar arasında yaygınlaşır.
Fıkhın çalışma alanı ibadet, muamelat ve cezaları hukuku gibi şeriatın tekabül ettiği alanları kapsamakla birlikte günümüzde laik eğilimlerin artması ile özellikle ibadetlerle ilgili bir alan görünümü oluşturulmuştur. Fıkıh usulü İslami kural ve kanunların teorik çalışmalar kısmını oluşturur. Bu kapsamda bir konu ile ilgili kaynakların neler olduğu veya olabileceği ile ilgili görüşlerin ortaya konması, değerlendirilmesi, ayet ve hadislerin konu ile ilgili açık bir hüküm ifade edip etmediğinin tartışılması, ayet ve hadislerin bağlam, kapsam, istisna, mutlakiyet gibi açılardan değerlendirilmesi, birbiri ile çelişen kaynakların uyumlulaştırılması veya hangisinin tercih edileceği gibi konularla ilgilenir.