Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ yazarı Prof. Faruk Şen yazdı.
Geçtiğimiz akşam Feriye Sineması’nda daha sonra da Feriye Restaurant’ta ‘Ermeni Belgeleriyle 1915’ adlı belgeseli izlerken ‘acaba Osmanlı’da başlayıp bugünün Türkiye’sinde gündemde olan Türk Ermeni sorunu nasıl çözülür?’ diye düşündük… Belgeselde tüm Türkiye’nin tezlerini savunan Amerikalı, Fransız ve başka bilim adamlarının ön görüşleri dile getirdi. Soykırım var mıydı yok muydu, Ermeniler mi Türklereyoksa Türkler mi Ermenilere soykırım uyguladı sorunu tartışıldı.
Nasıl Barış Sağlanabilir?
Esas olan acaba Türkler ve Ermeniler arasında tekrar nasıl bir barış sağlanabilirkonusu olmalı. Bu konuda Ermenistan, Bulgaristan’la birlikte ilginç bir kaderi paylaşıyor. Dış göç nedeni ile dünyada büyük ölçüde nüfus kaybeden iki ülke var. 9 milyonluk nüfusu 6,5 milyona inen Bulgaristan’la kurulduğu ve bağımsızlığına kavuştuğu zaman 3,2 milyon olan ve bugün ancak 1 milyon 900 bin nüfusa sahip olan Ermenistan… Türkiye ile Ermenistanarasında ciddi ilişkiler kurulabilirdi. 2009 yılında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Ermenistan-Türkiye maçını seyretti ve somut bir adım attı. Daha sonra İsviçre‘de yapılan görüşmeler çerçevesinde 2009 yılında karşılıklı adımlar atılması bir tarihçiler komisyonu kurularak Ermeni ve Türk belgelerini incelemelerinin dışında, Ermenistan ve Türkiye’nin kara sınırının açılması Kars-Ardahan anlaşmaları çerçevesinde Ermenistan’ın Türkiyesınırını tanıması gibi konular ele alındı. Bu konuda somut adımlar atılacak ve kara sınırı tam açılacakken Azerbaycan‘dan gelen 5 kadın milletvekili ellerinde çanta tüm Türk kuruluşları dolaşarak, bu sınırın açılmaması için ellerinden geleni yaptılar. Karabağ‘daki Ermeni saldırısı ve işgali bitmeden bu sınır açılamaz dediler. Dünyada bir kural vardır, savaş yolu ile elde edilen toprak, barışta kolay kolay verilmez! Eğer Azerbaycan bugün 8 milyonluk nüfusu ile1,9 milyonluk Ermenistan’dan Karabağ‘ı silah zoru ile geri alamıyorsa bunun hiçbir şekilde geri verileceğini beklememesi lazım.
Türk Malları Ermenistan’da
Türkiye, Ermenistan kara sınırını açmayarak, bütün Türk mallarının Azerbaycan üzerinden kaçak yollarla Ermenistan’a girmesine göz yumuyor. Bugün Ermenistan pazarında Türkmallarından geçilmiyor. Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden gelen mallar eğer sınır açılsaydı direkt Türkiye üzerinden gidecek ve karşılıklı ilişkiler gelişecekti. Türkiye ve Ermenistanarasında sınır esasında 1993‘de hava yolu şirketleri tarafından açıldı. Günde 2 kez Ermenihavayolları ve 1 kez Atlas havayolları Erivan-İstanbul arasında yolcu taşıyor. 80 Doları olanErmeni uçağa biniyor, 10 Dolarla ise vize veya ayakbastı parası ile Türkiye‘ye giriyor.
Şuan Ermenistan’dan gelip Türkiye‘de çalışan 80-100 bin‘e yakın kaçak Ermeni vatandaşı var. Bunlar çalıştıkları yerde hem kendileri mutlu olup, hem de çalıştıkları yeri mutlu ediyorlar. Bu açıdan artık gecikmeden sınırın açılması, ikili ilişkileri daha çok geliştirir. Bunun dışında başta gazeteciler, bilim adamları, politikacılar v.b. kişilerin birbirlerini ziyaret olayı yumuşatır. Bu konuda politikanın dışında sistemlerde vardır. Bu sistemleri burada 4 ana başlık ile açıklamak istiyorum.
Politika Dışında Atılabilecek Adımlar
1) Türkiye ve Ermenistan’ın hangi açıdan ekonomik olarak birbirlerini tamamlayacakları, hangi ülkenin nerelerden yararlanacağı ortaya çıkarılmalı ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi için bilimsel bir tarama yapılması.
2) Türk basınında Ermeni sorunu, Ermeni basınında Türkiye sorunu araştırmaları ve basının olayları algılaması ortaya çıkarılmalı ve basının yumuşaması için neler yapılabilir tartışmasına açılması lazım.
3) Ermenistan eliti Türkiye hakkında ne düşünüyor, Türk eliti Ermenistan hakkında ne düşünüyor? Bu konuda yapılacak bir araştırmada ön yargıların ne durumda olduğu ortaya çıkarılır.
4) Türk okul kitaplarında Ermenistan, Ermenistan okul kitaplarında Türkiye sorunu ciddi bir şekilde ele alınabilir.
Bu adımlar atıldığı takdirde yumuşamanın nasıl olacağı somut olarak ortaya konulabilir. Bu projeyi Türk ve Ermeni Sivil Toplum Örgütleri belki Avrupa’dan belirli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla da gerçekleştirebilir.
Prof. Faruk Şen
Avrupa Türk Gazetesi