Son dakika… Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. AB Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için ikinci 3 milyar Euroluk mali desteğin serbest bırakılmasının yanı sıra AB Afrika Fonu’na 500 milyon Euro transfer edilmesi kararına değindi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB’den Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteciler için 3 milyar Euro’nun gecikmeli geldiğini, son dönemlerde sürecin hızlandığını belirtti.
AB’nin Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için ikinci 3 milyar avroluk mali desteği serbest bırakmasına ilişkin kararını değerlendiren Çavuşoğlu, “2018 yılı sonuna kadar vermeyi taahhüt ettikleri ikinci 3 milyar avronun onayı çıktı. Umarım ilk dilimdeki zorluklar ve bürokrasiden ders alınır ve bu sefer daha hızlı bir şekilde uygulama olur, paralar aktarılır ve Suriyeli mültecilere proje olarak döner.” dedi.
AB’nin bu bağlamda sözünü tutmasının önemine işaret eden Çavuşoğlu, Birliğe daha hızlı davranması gerektiğini hatırlattıklarını ve sürecin hızlandırılması gerektiğinin altını çizdi.
“2018 yıl sonunda gelmesi planlanan ikinci 3 milyar Euro’nun geldiğini, Suriyeli mültecilere proje olarak döneceğini söyledi. AB’nin sözünü tutmasından memnun olduklarını, ancak şartlar öne sürdüklerine değindi.”
“Göçü sadece transit ülkelerde durrdurmak akıllı bir şey değil. Göçmenlerin geldiği ülkelerde bunu durdurmak gerek. Bunun nedeni ne, kıtlık mı var, yönetimsizlik mi var, çevresel sebepler mi var? Göçmenlerin terk ettiği ülkelerde bunları çözmek gerek. Kuzey Afrika ülkelerine istediğiniz kadar para yardımı yapın bunu çözemezsiniz.”
“AVUSTURYA DÖNEM BAŞKANLIĞINDA OLUMLU ADIM BEKLEMİYORUZ”
“AB ilişkileri ile ilgili önemli adımlar bekliyoruz. Kurz aşırı sağ partiden daha aşırı uçta. Avusturya’nın başkanlığında önemli bir fasıl açılmasını bekliyoruz. 6 kiriterde neler yapabileceğimizi, neler yapamayacağımızı belirttik. Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi herkesin yararına. Ortak çalışabileceğimiz alanlar var. Fasıl açıllması ve açılmaması siyasi konu. Bunlar teknik konu değil maalesef. Avusturya’nın dönem başkanlığı bitince daha olumlu bir durum bekliyoruz. Avusturya dönem başkanlığı çok aktif olmayacak.”
“OHAL, BİZİM İÇİN BİR SEÇENEK DEĞİLDİ, ZARURİYETTİ”
Avrupa Birliği (AB) ile bu konuyu aşacaklarını düşündüklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında bir çalışma grubu olduğunu ve Genel Sekreter Thorbjorn Jagland’in “bu konuyu ilerde çözeriz” diye taahhütte de bulunduğunu söyledi. Bazı Türkiye karşıtlarının ise bunu engellemeye çalıştığını anlatan Çavuşoğlu, “Eğer AB gerçekten samimiyse bu konuyu da aşarız. Diğer çalışmalardan da memnunlarsa, biz terörle mücadele ederken bizi zafiyete düşürecek bir konuda bize baskı yapmamaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, Hollanda’nın Rotterdam kentinde AB dışındaki ülke vatandaşlarının seçim düzenlenmesi ve oy kullanmasını yasaklanması yönündeki yerel kararın hatırlatılması üzerine, AB ve üyesi ülkelerin demokrasi, insan hakları gibi konularda bütün dünyaya ders vermeye çalıştığını ancak özellikle son 5 yılda artan yabancı düşmanlığı ve aşırıcılığın AB’yi sorgular hale getirdiğine işaret etti.
“Darbe girişiminden sonra OHAL getirdik. Bizim için seçenek değil, zaruriyet. Avrupa Birliği’ndeki bazı ülkeler çok katı kurallar getirirken, Türkiye’den terörle mücadeleyle ilgili bazı talepleri adil değil. Eğer AB gerçekten samimiyse biz bu konuyu da aşarız. Bizi zaafiyete düşüren konularda sıkıştırmamaları gerekiyor. Bugün fasıllar konusunda eskiden Kıbrıs Rum Kesimi’nin arkasına sığınıyorlardı. Biz göç anlaşmasını imzalarken bu şartları yazdık zaten.”
“AB ve AB üyesi ülkeler, dünyaya ders vermeye çalışıyor. Ama Avrupa’da son zamanlarda artan terör, ırkçılık sorgulamaya neden oluyor. Özellikle Hollanda. Eleştiriyi sevmiyor ve kabullenmiyorlar, ama kabullenmeleri gerekiyor. Danimarka bakanına da söyledim, her gün Türkiye hakkında konuşuyorsunuz, ders vermeyi bırakın dedim.”
24 Haziran seçimleri için yurt dışına gidip kampanya yapmama yönünde parti kararını uyguladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Gitmeye de gerek kalmadı zaten. Vatandaşlarımız ‘Gelmenize gerek yok. Biz zaten kararımızı verdik’ dediler. Ve bu tür açıklama yapan ülkelere bakın, AK Parti ve Cumhurbaşkanımızın en çok oyunun olduğu ülkeler. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız son 16 yılda Türkiye’deki büyük değişimini gördüğü gibi bu ülkelerin bu tür politikalarına tepki olarak bize olan desteğini de sürekli artırıyor.”
“Suriye rejiminin garantörü İran ve Rusya, muhalefetin garantörü Türkiye. Daha sonra ABD ve Rusya bu konuda çatışmasızlık mutabakatı sağladı. Rejim bu bölgeye saldırdı, mutabakatı kim sağladı? ABD ve Rusya… Anlaşmalar biterse, Cenevre, Astana, Soçi, hiçbirinin anlamı kalmaz. Biz anlaşma sağladık ama biz ne yapalım başınız çaresine bakın demek insani değildir.”
MÜNBİÇ YOL HARİTASI
“Münbiç planlandığı şekilde devam ediyor. 6 devriye görevi gerçekleşti. Bir aylık hazırlık dönemi vardı. Hepsi hazırlık döneminin içindeki faaliyetler. ABD ile ortak şekilde çalışmalar devam ediyor. Trump ile Cumhurbaşkanımız telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bizim ABD’den birçok beklentimiz olduğunu biliyorlar. Diğer taraftan ABD ile iki çalışma daha gerçekleştireceğiz. Bir tanesi hukuki meseleler. 13 Temmuz’da Ankara’da toplanılacak. Diğeri de PKK ile mücadele ile ilgili. Üçüncü çalışma grubu da bunun için toplanacak. Tarih belirlemeye çalışıyoruz. ABD’nin daha önce sözünde durmadığı konular var Münbiç gibi. İlerleyen günlerde sözünü tutarsa, daha somut adımlar atabiliriz.”
“Silahları ABD verdi, bizim YPG/PKK ile muhattap olmadığımız için, onlar toplayacak. Esasen bu silahları verirken, Trump’a bunları söylediğimiz zaman, seri numaralarının alındığını, silahların geri alınacağını söyledi. Yüzde yüz hepsi alınmaz, çünkü bazıları kayıp, YPG/PKK bunları sattı, bazılarını sakladılar, bazıları eskimiştir. Önemli olan kalanların alınmasıdır. Bizim için asıl esas, atılacak adımlardır. Biz onlarla muhatap olmadığımız için kaç tane olduğunu bilmiyoruz.”
“Suriye’de kimlerin görev alacağına Türkiye-ABD birlikte karar verecek. Bunların kim olduğunu yerel halk da, istihbaratımız da biliyor. Burası %95 oranında Arap şehri, %95 oranında Araplar tarafından yönetilecek. Girişimler boşa çabadır, müsade etmeyiz. Kendi halkına teslim etmeyiz. YPG üstündeki elbiseleri çıkarıp, burada görev alacağım dediğinde bunu kimse yutmaz. Yerel halk kendi şehrine kendi sahip çıkmak istiyor. PKK/YPG’nin burada görev alması mümkün değil.”
“PKK Sincar’dan çekildiğiklerini söylüyorlar. Irak yönetimi kurmaya çalışıyor, desteğimizi arttıracağız. NATO’nun burada eğitim kampı olacak. Basra bölgesinde başkonsolosluğumuzu açıyoruz. Bizim amacımız PKK neredeyse orayı temizlemektir. Sınırın ötesinde devam ederken kendimizi güvende hissedemeyiz.”
“AB ile ilişkilerimizi güçlendirmek isteriz. Pompeo geldikten sonra seçim yoluna girdik. Seçim sonuçları ortaya çıktıktan sonra, Cumhurbaşkanımızı her yerden aramaya devam ediyorlar. Türkiye ili ilişkilerini güçlendirmek istediklerini hepsi söyledi. ABD’nin kendi başına karar alması, herkesin buna katılacağı anlamına gelmez. İran ile nükleer anlaşmadan çekildi, Avrupa ülkeleri bu karar katılmadı. ABD’nin aldığı kararlar istikrar ve barışa yönelikse destekleriz. Müttefik olmanız, onun söylediği her şeye uymanız anlamına gelmez. Biz olaylara gerçekçi bakıyoruz. Politika doğru değilse, desteklemez zorunda değiliz.”
“İRAN’DA KAOS KİMSENİN YARARINA DEĞİL”
Çavuşoğlu, İran’daki gelişmelere ilişkin, ülkedeki herhangi bir olumsuz gelişmenin sadece İran’ı ilgilendirmeyeceği, bölgedeki tüm ülkelere yansıyacağının altını çizdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, “İran gibi büyük bir ülkenin istikrarının bozulması ve kaosun oluşması hiç kimsenin yararına değildir. Bu, ABD’nin de yararına değildir. Bu konularda İsrail’in yönlendirmesi ile hareket etmek de doğru değildir. O nedenle biz İran’ın istikrarına önem veriyoruz. İran bizim önemli bir komşumuzdur.” dedi.
“TRUMP GEREKLİ ADIMLARI ATACAĞINI SÖYLEDİ”
“Trump, bize gerekli adımların atılacağını söyledi. F-35 teslimatı konusunda bir sorun yok. İleride de bir sorun olacağınız düşünmüyoruz. Yeni Türkiye’ye böyle davranamazsınız. Savunmöa sanayiinde bizden ilerde olabilirsiniz, ama Türkiye’ye böyle davranamazsınız. FETÖ’yü vermediği halde! Biz de tehdit gibi kullanabiliriz. Bunu istiyorlarsa o başka! Bizim görevimiz diplomatlar olarak, liderlerin aldığı kararları uygulamak… Biz F-35’leri hava savunmamız için aldık. Herhangi bir müttefike tehdit olsun diye almadık. Neden Rusya’dan aldık diye tepki gösteriyorlar. Biz sizden istedik, vermediniz. Bunu sorgulamak şimdi ne kadar adil?”
“Tillerson döneminde oyalama dönemi, topu taca atma dönemi bitti demiştik. FETÖ konusunda, muhalefetin sorunu da en az iktidar kadardır. Koli koli delil verdik. Adalet Bakanlığı’ndan geldikçe, hemen Washington Dışişleri Bakanlığı’na iletiyoruz. Belgeyle ilgili tereddütleri varsa, masaya yatırılır. Ama artık oyalama dönemi bitti. Somut adımlar bekliyoruz.”
“Girişimci ve insani dış politikamız devam edecek. Bölgesel mekanizmalarımız devam edecek. Hem misyon sayımız hem ticaret, yakınlıklar açısından da önemli. Gücümüzü tüm dünyada arttırmaya devam edeceğiz. Mazlumların ve en az gelişmiş ülkelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Düşmanlarımızın sayısını azaltacağız, dostlarımızın sayısını artıracağız.”