Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nin yazarı Özlem Kardeş Sancar yazdı.
Yılın son ayındayız…
Yılın son günleri…
Yeni bir yıla gülerek, eğlenerek girmek için hazırlık yapılacak zamanlar bu zamanlar…
Yapanlarda var aslında.
Mesela ;
İngiltere’nin güneyindeki Brighton’da, insanlar 31 Aralık’ta buz gibi denize giriyor ve iyi şans getirmesi için dalgalara karşı durmaya çalışıyor.Almanya’da hayvan kılığına girip her tarafına dikenli otlar bağlayan birilerini görürseniz bilin ki yeni yıla hazırlanıyorlar.
Danimarka’da yeni yıla şanslı bir şekilde girmek isteyen herkes evinin önünde tabak kırıyor.Şili’de ise yeni yıla girmeden tüm evi süpürmek kötü şansları da süpürmek anlamına geliyor.
Japonya’nın Kyoto kentinde yeni yıl için yüzlerce Noel Baba düzenlenen maratonda yarışıyor. Yine Japonlar saat tam 00:00’da kocaman kahkahalar atmaya başlıyorlar!İtalya’nın Urbania kentinde cadı kılığına giren tatlıs teyzeler, çocuklara şeker dağıtıyor.
İspanya’da yeni yıla girdikten hemen sonra 12 adet zil çalıyor, bu sırada İspanyollar her zil çaldığında, ellerinde tuttukları 12 adet üzümü iyi şans getirmesi için yiyorlar.
Güney Afrika’da ise yeni yıla girerken herkes eski ev eşyalarını pencereden dışarı atıyor! Kolombiya’da yılbaşı gecesi ellerinde valizlerle sokaklarda koşan insanlar görebilirsiniz!
Muassır medeniyetlerin ışıl ışıl sokaklarında, yarına çıkacaklarının umudu sağlam insanları mutluluk,aşk ve dilek şarkıları söyleyip yeni bir yılın planını yapmakla meşguller. Sağlıklı, mutlu, aydınlık, huzurlu, şanslı, başarılı ve bu senesinden daha iyi bir sene diliyorlar kendileri için .
Bizde diliyoruz bir şeyler milletçe.
Mesela;
Hergün gencecik fidanların hayatlarının sonlandığı,umutlarının hayallerinin yarım kaldığı haberlerini almamayı diliyoruz.
Şehit haberlerinin artık sıradan haberler gibi verilmediğini dileyip; hiç kimsenin vakitsiz parçalanarak ölmeyeceğinden emin olmak istiyoruz.
Tek suçu taksiyle oradan geçmek olan gencecik bedenleri toprağa vermek istemiyoruz..
Sokalarımızda korkmadan dolaşmayı diliyoruz, Allahım sağ salim evime gideyim diyoruz..
Yaşamımızdan son dakkika haberlerini çıkarmayı diliyoruz..
Aslına bakarsanız biz artık sadece YAŞAM diliyoruz.
Çünkü ;puslu ,soğuk ve karanlık sokaklari guzel ulkemin ve her yerde ölüm,kan gözyaşı var.
Aydınlığa en yakın zamandır derler zifiri karanlık için ama niyeyse biz kitlenip kaldık seher vaktine güneş bi doğmadı gitti ..
Bir memleket her gün ölüme uyanır mı?
Uyanır!
Bu kadar ölümden bahsedilen, şehadete özendirilen bir yerde cıvıl cıvıl hayatlardan bahsedilemezki.
Yaşam; kenara atılmış, köşelerde üvey evlat.
Ölüm; masanın başına kurulmuş sürekli şımartılan mirasyedi şımarık evlat gibi surekli tepemizde.
Düşünmeli sormalıyız kendimize,birbirimize bütün bu olanları.
Konuşması kolay şehitlik mertebesi elbet çok mukaddes ama yaşamakta her şeye rağmen herkesin hakkı ve çok güzel .. Biri yere bir çanta koysa panikler olduk,dışarı çıkmaya çekiniyoruz ..
Ne oldu da son yıllarda ölüm bize bu kadar yakın oldu?
Özelliklede son bir senedir!
Biz niye yaşıyoruz ki bunca acıyı,sancıyı,korkuyu?
Bir gün, en yakınımızda bir çığlıkla irkilmeden anlamayacağız sanırım.
Bir an dur ve düşün kardeşim , şehitlik güzelde ya o mertbeye yükselen senin çocuğun olsa yine böyle vakur mu olacaksın?
Yemeyip yedirdiğin ,giymeyip giydirdiğin eve gelmesini beklediğin, canının canı yavrunun sokakta parçalanıp tanıyamayacağın halde ölüm haberini alsan yine bana ne ben memnunum halimden diyebilecek misin ?
Dürüst olalım lütfen, diyemeyiz hiç birimiz.
Sonu yok bunun!
Bu sitemlerin siyasi yani yok, belki de vardır …
Ama tek bildiğim ;
Bıktık, usandık, ağlamaktan korkmaktan.
Yorulduk savaşmaktan, gözyaşından, feryattan.
Biraz mutluluk, biraz umut…
Ey Barış ey huzur neredesiniz ?
Çıkın gelin artık !
Bitsin bu kırgınlık…
Özlem Kardeş Sancar – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI
Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları Başkanı – Eğitimci