Biz de yazmaya başladık

Başladık da bakalım tutacak mi? Öyle ya , seni adam yerine koymuşlar , aha bu kösede sen de birşeyler yaz, yaz ki bu millet senin eşsiz bilgi, görgü ve de deneyimlerinden faydalansın ,ufku genişlesin demişler , (bu arada okur sayısını benim üzerimden arttırma niyetlerini ilk yazımda belirtmeyi yazarlık geleceğimin selameti açısından uygun görmüyorum) biz de kabul etmişiz. Anlayacağınız yola yeni çıktık. Bakalım „sefer bizden,zafer Allah tan“.Bu son bölüm Cenge giden Yeniçerinin lakırdısına benzedi ama olsun.

Cenk demişken hepimiz bir Cengin içinde değilmiyiz zaten. Herkezin kendine göre bir Cengi var ve bu cenginin içinde cebelleşip duruyor. Kimisi geçim derdinde,kimisi okul derdinde kimisi evinin kimisi isinin derdinde.Ama hepimizin derdi farklı gibi görünse de aslında aynı. Yasamak. Adam gibi yaşamak. İnsan gibi yaşamak. İyi güzel de bir insanin derdi niye „İnsan gibi yaşamak“ olsun. İnsan dediğin mahlukatın zaten insan gibi yaşaması gerekmiyor mu? Ahha. Hani derler ya „Zurnanın zırt dediği yer“. İşte o Zırt yeri burada.

Geldik mi bir anda Cenk ten Zırta. İnsan dediğimiz bu mahlukatın insanca yaşamasının önündeki dolaylı ya da dolaysız tek engel her zaman yine insandır. Bak bi etrafına. Bakta gör. İnsanın insana verdiği zararı, hiç bir mahlukat, bırak kendi cinsine, başka bir cinse modele bile vermiyor. Bu ulvi ve yüce davranış maalesef sadece insana özgü bir davranış.“İnsanın insana„ diye dediğime bakmayın. Bunun aslı İnsanın canlıya ,cansıza ,taşa, toprağa, börtü böceğe verdiği zarardır.

Yaşadığı dünyanın her bir köşesini kan gölüne çeviren insanoğlunun neyi paylaşamadığını 7 den 70’e kime sorarsanız sorun mantıklı ve de geçerli bir cevap alamazsınız. Dünya büyük ve herkeze yeter. Amma buna rağmen Ensesi kalın olan, bedeni zayıf olanın elinde , kendi isine yarayacak ne varsa almayı kendinde bir hak olarak görüyor. Böyle de olunca da bir tarafta ezen ,bir tarafta da ezilenleri görebiliyoruz. Kim ne yaparsa yapsın . Ben karışmam karışamam deme sansın yok. Durduğun yere baktığın açıya göre ya ezensin, ya ezilen ya da ezenin karşısında durup ezileni savunan koruyan kollayan.

Ortadoğu kan gölünde, milyonlarca insan yerinden yurdundan sökülmüş, evlerinden uzakta, çadırlarda barakalarda yaşam savaşında akşama yemeği var da sabaha ne yiyecek belli değil. İşte burada insan olana safını belli etmek düşüyor. Zulmün karşısında gücün yetiyorsa elinle, yetmiyorsa dilinle o da olmadı gönlünle karşı geleceksin deniyor ya işte öyle birşey.

Neyse, daha ilk yazıda konu ağırlaşmaya başladı. Fazla derine girmeden Aydın Havası gibi kısa kesmekte fayda var. Daha ilk yazımızda sayın Editör’ü kızdırmayalım. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Allah’a emanet olun.

Halit Turanoğlu – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği – UETD Bonn Şube Başkanı