Medyanın amiral gemisi olan Hürriyet gazetesine 24 yıl kaptanlık yapan Aydın Doğan, dün bu kez veda için geldi. 40 yıl kesintisiz medya patronluğunun ardından Doğan Medya Grubu’nu Demirören ailesine devreden Aydın Doğan, dün Hürriyet’e veda ederken, “Türk basınının amiral gemisi olarak salimen limana gelmiştir” dedi.
DOĞAN Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Aydın Doğan çalışanlarıyla vedalaşmak için Hürriyet Dünyası ile Doğan TV Center’a geldi. Aydın Doğan’a, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Yönetim Kurulu Başkanvekili Hanzade Doğan Boyner, Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı ile Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ eşlik etti. Hürriyet gazetesinde Atrium’da toplanan çalışanlara seslenen Doğan’ın konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Doğan konuşmasında şunları söyledi:
MESLEKTEN AYRILMAK KOLAY DEĞİL
“Buraya sizinle vedalaşmak için geldim. Zor bir iş olduğunu biliyorum. 40 yıldır yaptığım bir meslekten ayrılmak kolay değil ama zor olduğunu bile bile huzurunuza geldim. Bugün (dün) nasip olursa Demirören ailesiyle satış protokolünün ikinci kısmını imzalamış olacağız ve önümüzdeki iki üç gün içerisinde Demirören ailesiyle beraber de geleceğiz. Burada hepinizin bilgisine sunarak devir teslim meselesini de yapacağız. Kendileriyle konuştuğumda bana söyledikleri, ‘Biz hiçbir arkadaşınızdan şikâyetçi değiliz. Hiçbir arkadaşınızı yerinden etmeyeceğiz. Peşin hükümle gelmiyoruz. Tabii biz oraya bazı yöneticiler koyacağız ama kimseyi rahatsız huzursuz etmemeye gayret ediyoruz’ dedi. Ben de kendilerine özellikle bu gazetenin çatısının kuvvetli, güzel bir gazete olduğunu, çalışanları huzursuz etmemelerini rica ettim. Onlar da bana böyle söylediler. Bu haberi de size iletiyorum. Onların da sizle iyi niyetle çalışacaklarını bana söylediler. Kesin devir zannediyorum ki haziran başına kadar sürer. Çünkü birtakım kanuni formaliteler var oralardan geçecek. Formalitedir geçer hepsi, hiçbir aksilik görmüyorum.
HERKESİN HAKKINI KORUMAYA ÇALIŞTIM
Bu mesleği yaparken bütün çalışma arkadaşlarımla iyi ilişkiler içerisinde olmaya, herkesin hakkını korumaya çalıştım. Ama bilmeyerek veya istemeyerek haksızlık ettiklerim de olur. Sizlerden ve haksızlık ettiklerimden helallik istiyorum. Hakkınızı bana helal edin. Benim de eğer sizlerde hakkım varsa hepinize helal olsun.
Çalışma arkadaşlarımın gerek mali hakları gerek yayıncıların yayın özgürlüğü haklarına azami dikkati gösterdim. Herkesin yayın özgürlüğü içerisinde kurumun yayın ilkeleri dahilinde olmak üzere dilediğini yapma hakkı olduğunu söyledim. 20-30 yıl birlikte çalıştığım, 40 yıldır bu işte devam ediyorum, arkadaşlarımın çoğu ‘Bugüne kadar bana bir şey söylenmedi’ diye söyleyebilir. Bazılarına konuşma arasında söylemişimdir. Diyorlar ki ‘Şu şöyle olmasaydı, bu böyle olsaydı daha iyi olsun’ dememişimdir o da bir müdahale. ‘Şöyle yapacaksın, edeceksin’ diye kimseyle böyle bir tartışmaya girmedim. 40 yıllık süre içeresinde bazılarıyla istemeden, bazılarıyla isteyerek yollarımızı ayırdık.
BAZILARI BANA HAKSIZLIK ETTİ
Herhalde Bâb-ı Âli’ye gelmiş geçmiş bütün gazetecilerle çalıştım. İçlerinde belki yüzde 10’u, 15’idir bunun dışında. Yüzde 80’iyle, 90’ıyla çalıştım. Bunların içerisinde bazıları bana haksızlık ettiler. Evet kurumdan ayrılmalarını ben zorladım, ayırdım. Haklarını vererek ayırdım. Bütün yasal haklarını verdim. Ayrıldıktan sonra bana iftira ettiler, yalan söylediler. 20-30 yıl çalıştıkları kurumun, hatta bu kurum sayesinde isim yapanlar hatta bu kurum sayesinde tanınanlar ufak menfaatler ya da kendi egolarını biraz daha tatmin etmek için bana haksızlık ettiler, iftira ettiler, yalan söylediler. Ama ben onlara da hakkımı helal ediyorum. Onlar haklarını helal edip etmemekte serbestler. Kendi vicdanlarıyla baş başa koyuyorum. Zannediyorum ki kendi vicdanlarıyla baş başa gelince onlar da haklarını helal edeceklerdir. Tanrı huzurunda bende hiçbirinin hakkı yoktur. Ama benim hepsinde hakkım var, Allah’ın huzurunda söylüyorum.
Bu gazeteyi aldığımızdan beri, 40 senenin önemli bir kısmı Hürriyet ile geçti, gazetenin daha iyi olması, toplumun daha çok sevmesi, okurların daha çok tatmin olması, Cumhuriyet’in niteliklerine sahiplik, laiklik konusunda hiç taviz vermeden, elimizden geldiği kadar çalıştık. Gayret ettik ve aldığımız güne göre Hürriyet bugün çok daha güçlüdür. Gerek ekonomik yapısı olsun, gerekse personel yapısı olarak çok güçlü hale gelmiştir. Gidenlerin hakkını yemek istemiyorum. Onlar da değerli arkadaşlardı. Ama bugünkü arkadaşlarımızın hepsi de değerli arkadaşlardır. Bu kuruma emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum.”
’40 YILDA DALGALARLA ÇOK BOĞUŞTUM’
DEVİR TESLİM ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA
“Değerli arkadaşlar önümüzdeki hafta içerisinde Demirören ailesi ile buraya geleceğiz. Devir teslim görevini yerine getireceğiz. Onlar da kurumlara kendi bir-iki sorumlularını koyacaklar herhalde. Ama ben kanuni devir yapılıncaya kadar bu kurumların genel mesuliyetini taşıyorum. Yeni sahiplerinin de bu gazeteyi kendi çizgisinde, kendi tutarları içerisinde şerefle yönetmelerini diliyorum. Öyle yapacaklarını ümit ediyorum. İnşallah öyle de yaparlar. Sizlere de bundan sonraki hayatınızda, yeni gazetecilik hayatınızda bu kurumla beraber güzel günler diliyorum.
HÜRRİYET’TEN AYRILIRKEN ÇOK ÜZÜLÜYORUM
Değerli arkadaşlarım 40 yıl evvel bir geminin koltuğuna geçtim. Onun kaptanı olarak dalgalı denizlere çıktım. Hiçbir şey bilmiyordum. Ben de yayıncılığı bilmiyordum. Ama 40 yılda dalgalarla çok boğuştum. Victor Hugo’nun dediği gibi dalgalarla boğuştum gemiyi batırmamak için. Çok çile çektim, bunu dışarıdan görenler fark etmezler. Ama gemiyi limana salimen getirmek için uğraştım. Ve gemi hâlâ Türk basınının amiral gemisi olarak limana salimen gelmiş oturmuştur. Hürriyet’le çalışmış olmakla iftihar ediyorum. Çok onur verici bir şeydir. Ben Hürriyet’ten ayrılırken üzülüyorum. Böyle onurlu bir şeyi gelenlerin de devam ettirmesini diliyorum. Bu vesileyle hepinize canı gönülden teşekkür ediyorum. Tekrardan hakkınızı helal edin.”
FİKRET BİLÂ: GERÇEĞE SADIK KALDIK
HÜRRİYET Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, veda töreninde yaptığı konuşmada Doğan ve Demirören ailelerinin aldıkları kararın basın sektörüne hayırlı olmasını temenni ederek şunları söyledi: “Sayın Aydın Doğan ve Doğan ailesi, Hürriyet de dahil olmak üzere bütün yayın kuruluşlarını Sayın Erdoğan Demirören ve Demirören ailesine satarak, sektörden çıkma kararı aldı. İş ve medya dünyasının bu iki köklü ailesinin aldıkları bu kararın her iki aileye ve sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum.
HÜZÜN VE TEBESSÜM
Her veda hüzün taşır. Her veda tarihi canlandırır. Tarih bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden akarken, birlikte ulaşılmış başarılar, yaşanmış mutluluklar, güzel anlar, unutulmaz anılar tekrar yaşanır. O anılar arasında gezinirken hüzün, zaman zaman tebessüme dönüşür. Ben de bugün bu duygular içindeyim.
Aydın Doğan, medya sektöründe 40 yıl aralıksız gazete sahipliği yapan tek örnektir. Bu 40 yıl boyunca Türkiye’nin yolculuğuna tanıklık eden Aydın Doğan’ın, Türk basınına, demokrasimize ve Cumhuriyetimize katkıları tarihte her zaman özel bir yer tutacaktır.
ÇOK İYİ BİR GAZETECİ
Ben Aydın Bey’i sadece gazete sahibi olarak değil aynı zamanda çok iyi bir gazeteci olarak görmüşümdür. Aydın Doğan gazeteye, gazeteciliğe, olaylara sadece gazete sahibi olarak değil aynı zamanda iyi bir gazeteci olarak bakmış ve her zaman bu bakışı öncelemiştir. Tek ölçüsü doğru haberdir. Doğru haberin sonuna kadar arkasında durmuştur. Sadece haberi değil onu yazan gazeteciyi de sonuna kadar savunmuştur.
Benim Aydın Bey’den öğrendiğim en önemli gazetecilik ilkesi haber yaparken, yazı yazarken gerçeğe sadık kalmaktır. Bu ilkenin tarih açısından önemi büyüktür. Gerçeğe sadık kalmak tarihe sadık kalmaktır. Tarihi doğru kaydetmek, tarihi yapanlar kadar tarihi yazanların da sorumluluğudur.
Bugün Hürriyet sadece basının değil Türkiye’nin de ortak bir değeriyse, bunda Sayın Aydın Doğan ve Doğan ailesinin yayıncılık anlayışının payı büyüktür. Bu yayıncılık anlayışı aynı zamanda Hürriyet Dünyası’nı Avrupa ve dünya çapında bir yayın grubuna da dönüştürmüştür. Aydın Doğan ve Doğan ailesinin evrensel gazetecilik ilkelerinin Türk basınına yerleşmesindeki katkılarının da mutlaka kaydedilmesi gerekir.
İNSANİ DOKUNUŞLARI
Aydın Bey’i ve ailesini anlatırken, hangi görevde olursa olsun birlikte çalıştıkları herkese insani dokunuşlarının önemini ve değerini vurgulamak isterim. Aydın Bey ve Doğan ailesi çalıştıkları herkesi bu büyük ailenin bir parçası olarak görmüş, sorunuyla ilgilenmiş, dertlerini ve sevinçlerini içtenlikle paylaşmışlardır. Bu bağlamda ben, Aydın Doğan ve Doğan ailesine özel olarak teşekkür etmeliyim. Bundan tam 20 yıl önce haber peşinde koşarken geçirdiğim ağır trafik kazasından sonra yaşama dönmem ve tutunmamda Aydın Bey ve ailesinin bütün imkânlarını hesapsız seferber etmiş olmalarının payı büyüktür.
Sevgili Aydın Doğan ve ailesini bu duygu ve düşünceler içinde uğurluyor, dostluğumuzun her zaman devam edeceğini biliyorum. Sayın Erdoğan Demirören ve Demirören ailesine tekrar hayırlı olsun diyor ve başarılar diliyorum.”
AYDIN DOĞAN’LI YILLARI ANLATTILAR
İYİ PATRON OLARAK KALACAK
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök: Aydın Bey adalet ve merhamet arasında hep o dengeleri çok hassas şekilde bulan patron olarak bize her gün dersler verdi. Aydın Bey iyi bir patron. Ve bizim için iyi bir patron olarak kalacak. Umarım 1994 yılından beri sahibi olduğunuz Hürriyet gazetesini sağ ve salim bir limana bırakmışsınızdır, umarım Türkiye için de güzel olur.
BASININ ÖNEMLİ İSMİ
Hürriyet yazarı Sedat Ergin: Aydın Bey, yaklaşık 40 yıldır Türkiye’de basın dünyasında baş aktörlerden biri olmuştur. Son 20 yıla yakın bir süredir de en büyük aktördür. Aydın Bey, bu süre içinde Türkiye’de demokratik hayatın en önemli şahsiyetlerinden biri olmuştur. Türkiye’de geçen 40 yılın tarihi yazılırken Aydın Doğan’a atıf yapılmadan yazılması mümkün değildir. Büyük fotoğrafa baktığımızda, Türkiye’de basın özgürlüğünün, çok sesliliğin, çoğulculuğun yerleşmesinde, ana akım basında evrensel ölçüleri gözeten bir yayıncılık çizgisinin yerleşmesinde Aydın Bey’in büyük bir güvence olduğuna inanıyorum. Aydın Bey’in basındaki rolünden söz ederken değerlendirmeler hep Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler, Kanal D ya da CNNTürk üzerinden yapılır. Ama bu değerlendirmeyi yaparken Aydın Bey’in Radikal gibi bir gazeteyi yayın hayatına sokarak Türkiye’nin fikir hayatına getirdiği çeşitliliği ve zenginliği göz ardı etmek haksızlık olur.
SON DERECE RAHAT ÇALIŞTIK
Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Çağlar Göğüş: İşe başladığımız gün Aydın Bey’in bize söylediği, aslında, sektörün gazeteciliğin, bağımsız kalabilmesi için ticari anlamda da ayakları üzerinde durabilmesiydi. Biz de son 2 senedir bu yolda çok sıkı çalışmalar yürütüyoruz ve tahmin ediyorum da başarılı olduk. Bugüne kadar gerek yetki anlamında, gerek elektrik ve kimya anlamında son derece rahat çalıştık. Bu rahatlık, sizlerle olan çalışma rahatlığımız, aslında kendilerinden aldığımız elektrikle, güvenle ve yetkiyle oluyordu. Bu anlamda da çok çok teşekkür ediyoruz. Çok özel günlerdi.
TÜRKÜLERİ SEVER
Hürriyet Yayın Danışmanı Doğan Hızlan: Aydın Bey kimdir diye sorsanız, iki tane izahat vardır. Biri yaşadığı, doğduğu toprakları manen ve maddeten yeşerten, ikisi bir aradaki insan unsuruna verdiği önemi ve vefayı gösteriyor. İkincisi türkülere aşıktır… Bir de insana saygısı, sevgisi vardır.
Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan: Aydın Bey, bu zamana kadar tavlada ne zaman galip gelsem beni hep işten atmakla tehdit ederdi. Ama Aydın Bey bundan sonra böyle bir psikolojik baskıyı bana karşı kullanamayacaksınız size bugün için verebileceğim en kötü haber bu.