avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,3421
EURO
36,7112
ALTIN
2.953,06
BIST
9.889,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Atatürk’ün kardeşi Makbule Hanım’dan CHP’ye mektup

Atatürk’ün kardeşi Makbule Hanım’dan CHP’ye mektup
08.04.2018
A+
A-


Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım “Geçinemiyorum” deyip CHP’den yardım istemiş ama parti talebi reddetmişti. Gazete Habertürk yazarı Murat Bardakçı yazdı…

 

Atatürk’ün artık gündemde pek olmayan ve isminden az bahsedilen bir kızkardeşi vardır: Makbule Atadan… 1956’da vefat eden Makbule Hanım, 1947’de Cumhuriyet Halk Partisi’ne ardarda iki mektupla müracaat ederek ağabeyinin vasiyetnamesi gereği aldığı bin lira aylık ile geçinemediğini ve geçim sıkıntısı çektiğini söyleyerek maaşının arttırılmasını istemiş ama Parti bu isteği reddetmiş ve Atatürk’ün kızkardeşinin sıkıntısını Meclis 1958’de vatanî hizmet aylığı bağlayarak çözmeye çalışmıştı.

ATATÜRK’ün ailesi hakkında okullarda öğretilenler babasının gümrük muhafaza memuru Ali Rıza Bey, annesinin de Zübeyde Hanım ile sınırlıdır, arada bir nadir de olsa “Makbule” adında bir kızkardeşinden bahsedilir ama küçük yaşlarında ölen diğer kardeşlerinin isimleri bile geçmez.

Doğum tarihi hakkında kaynaklarda 1885 ile 1889 arasında değişik seneler verilen, Ankara’da bulunan kabrindeki mezartaşında ise 1892 yazan Makbule Hanım, ağabeyinin Cumhurbaşkanı olmasının ardından annesi Zübeyde Hanım ile bir müddet Ankara’da yaşadı. Milletvekili ve işadamı Mecdi Boysan ile evlendi, sonra ayrıldı, 1930’da ağabeyinin talimatı ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’na girdi ve uzun seneler Ankara’da, Çankaya Köşkü’nün yakınında kendisi için inşa edilen Camlı Köşk’te yaşadı ve 1956’da vefat etti.

AYNI HAFTA REDDETTİLER

Atatürk, 5 Eylül 1938’deki vasiyetnamesinde Makbule Hanım’ın yaşadığı evi ölümüne kadar kullanabilmesini istemiş ve İş Bankası’ndaki hisselerinin gelirinden de her ay bin lira aylık bağlamıştı.

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri’nde bulunan bazı belgeler, Makbule Hanım’ın son senelerinde maddî sıkıntı içerisine düştüğünü, aylığının arttırılması için Cumhuriyet Halk Partisi’ne müracaat ettiğini, Parti’nin önce “Atatürk’ün vasiyetinin dışına çıkamayız” yani “Aylığınızı arttıramayız” cevabını verdiğini ve Makbule Hanım’ın bunun üzerine “Bana ağabeyimin hizmetlerine dayanarak vatanî hizmet tertibinden maaş bağlayın” diye ısrar ettiğini gösteriyor.

Makbule Hanım’ın talebi Meclis’in 1948’de aldığı bir kararla yerine getirildi ve bin liralık yeni bir aylık bağlandı…

‘GEÇİNEMİYORUM, HASTAYIM’

Atatürk’ün kızkardeşinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönderdiği ilk talep mektubu 7 Eylül 1947 tarihini taşıyor ve “Atatürk Hemşiresi Makbule Atadan” antetli kâğıda yazılmış olan mektupta şöyle deniyordu:

“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Kurul Sayın Başkanlığı’na,

Ağabeyim merhum Atatürk’ün vasiyetnamesi mucebince, tevkifatı çıktıktan sonra her ay Parti’den bana ödenmekte olan 840 lira ile bu günkü hayat şartlarına intibak edemiyor ve geçinmekte çok müşkilât çekiyorum. Çünki, bu paranın tahsis edildiği zamanla bugünün parası arasında iştira (satın alma) kabiliyeti bakımından en ez beş misli fark bulunmaktadır.

Atatürk’ün hayatta kalmış yegâne kardeşi ve vârisiyim. Ağabeyimin vasiyetname ile izhar ettiği arzu, hayatta oldukça müreffeh bir hayat sürebilmekliğimi sağlamaktı. Halbuki o zamanın geçinme şartlarına uygun olarak tahsis olunan bu para bugünün apartıman kirası, şoför ve hizmetçi ücretleri ile sair müteferrik masraflarımı bile karşılamamaktadır.

Benimle yakından alâka gösterecek kimsem yoktur. Âhiren kocamdan de boşanmış olduğumdan, en büyük tesellimi Cumhuriyet Halk Partisi’nin sine-i şefaketine (şefkatli göğsüne) sığınmakla buluyorum.

Vaziyetimi ve mâruzatımı nazar-ı itibara alarak, sayılı bulunan ömrümü rahatça geçirebilmek için ödeneğimin artırılmasını dilemekteyim.

Şayet vasiyetname hükümlerine göre böyle bir artırma mümkün görülmese bile alınacak başka tedbirlerle ihtiyaçlarımın giderilmesini ve Atatürk’ün beni müreffeh yaşatmak yolundaki asıl arzusunun yerine getirilmesini, başta zât-ı âlîleri olmak üzere bütün Halk Partisi’nin yetkili mensuplarından rica ve istida ederim. Makbule Atadan”.



DOKTORDAN RAPOR ALDI

Parti, kurucusunun kızkardeşi olan Makbule Hanım’a beş gün sonra, 12 Eylül 1949’da bir cevap mektubu hazırladı ve mektubu 16 Eylül’de gönderdi. Genel Sekreter adına Zonguldak Milletvekili Emin Erişirgil’in imzaladığı mektupta, “Her ay verilmekte olan bin lira ödenek vasiyetnameye dayanmaktadır. Bu ödeneğin çoğaltılmasına Parti’nin yetkili olmadığını derin saygı ile arzederim”, yani “Aylığınızı arttıramayız” cevabı veriliyordu.

Masraflarını azaltabilmek için Ankara’daki Camlı Köşk’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşen ve Taksim’deki bir apartman dairesine kiracı olarak yaşamaya başlayan Makbule Hanım, 1947 Aralık’ının ilk haftasında Parti’ye yeni bir müracaatta bulundu. Mektubuna röntgen mütehassısı Prof. Dr. Kazım Nuri İçgören’in “omurgasında ağrılı romatizma ile diz mafsallarında ve kemiklerinde deformasyona sebebiyet veren ostreo artrid bulunduğuna” dair bir raporunu da ilâve ediyor ve “Ağabeyimin bu azîz vatana yaptığı hizmetleri dikkate alınarak bu âciz halimde bana vatanî hizmet tertibinden bir geçim aylığı bağlayın” diyordu. Sonra, mektubun birer suretini Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis Başkanlığı’na, Başbakanlık’a ve yeni kurulmuş olan Demokrat Parti’ye de gönderdi.

Makbule Hanım’ın yine aynı şekilde “Atatürk Hemşiresi Makbule Atadan” antetli kâğıda yazılı olan mektubu şöyle idi:

“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği’ne,

Ahvâl-i hâzıra (son durumlar) ve hayat pahalılığı malûmdur. Sevgili ağabeyim merhum Atatürk’ün bana bıraktığı malûm olan maaşla geçinmek imkân haricine gelmiştir. İlişik mütalâa da göstereceği gibi mâlûl bulunuyorum. Bu yüzden otomobil ve şoför masrafım olduğundan maaşımın yarısından yakın bir parayı eritiyor. İstanbul’da başımı sokacak ve barınacak bir evim olmadığı için ev kirası aylık 200 lira veriyorum. Bu hesaplardan çektiğim geçim sıkıntısı açıkça anlaşılır. Merhum ağabeyimin bu aziz vatana yaptığı hizmetler itibara alınarak bu âciz halimde bana vatan hidemat tertibinden bir geçim aylığı tahsisini isterim”.



Atatürk’ün kızkardeşinin içerisinde bulunduğu geçim sıkıntısını, Büyük Millet Meclisi halletti. Meclis’te bu konuda verilen kanun teklifinin görüşülmesi sırasında Makbule Hanım’ın ağabeyi Mustafa Kemal Atatürk’ten kalan Türkiye’nin değişik yerlerindeki bazı gayrımenkulleri geçim sıkıntısı sebebi ile daha önce satmış olduğu da gündeme getirildi ve 18 Şubat 1948’de Makbule Hanım’a ağabeyinin memlekete yaptığı hizmetler sebebi ile vatanî hizmet tertibinden bin lira aylık bağlanması 197 kabul, 26 red ve dört de çekimser oy ile kabul edildi.

AĞABEYİNİN RUHUNA MEVLİD

Atatürk’ün cenaze namazının Dolmabahçe Sarayı’nda uzun ısrarları neticesinde kılınmasını sağlamış olan Makbule Hanım, sonraki senelerde her 10 Kasım’da camilerde ağabeyinin ruhu için mevlidler okutturacaktı…

Makbule Hanım’ın maddî vaziyeti hakkında daha fazla malûmat edinmek istediğiniz takdirde, Gültekin Kâmil Birlik’in Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nin 2015’te yayınlanan 92. sayısında yayınlanan “Makbule Atadan’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün Mirasına Yaklaşımı” başlıklı araştırmasını okuyabilirsiniz…

Atatürk’ün kızkardeşinin bugün burada yayınladığım mektupları ve verilen cevap, devletin ve o günlerin “devlet” demek olan partisinin sadece eski devletlûlara, yani hanedan mensuplarına değil, kurucusu olan kişinin kızkardeşine bile “Bize ne?” şeklindeki ceberutî yaklaşımının mükemmel bir misalidir!

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.