avrupahollandaalmanyabelcikafransafetoakpchpmhpiyip
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Ahlaksız yapı çöküyor

Ahlaksız yapı çöküyor

Keser döndü, sap döndü, hesap nasıl da döndü!  Dün, “Allah” ve “ahlak” adına mangalda kül bırakmayan, ancak ahlaksızlık ve haysiyet cellatlığı yapanlar, artık hesap verir oldular.

Bu milleti yıllarca Ergenekon’la oyaladılar.
“Balyoz” darbe planı konusunda kafaları bulandırdılar.
“Devrimci Karargâh Örgütü”ne, masum insanları bulaştırıp cezaevlerinde çürümelerine yol açtılar.
Doğrularla yanlışları aynı çuvala koyup, rakiplerini tasfiye ettiler. Devlette alabildiğine yuvalandılar.
Hitler’in Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels ne dediyse onu yaptılar. Hatalı olduklarını ve yanlış yaptıklarını asla kabul etmediler. Tersine, kendilerini yaldızlayıp maske takarak halkın önüne çıktılar. Yaptılar, ettiler; başkalarının üzerine attılar. Tek bir kabahati bile üstlenmediler. Kötü giden her şeyi rakip ve düşmanlarının üzerine attılar. Goebbels’in dediği gibi “halkın inanacağı büyük yalanlar” uydurdular.
Goebbels, “Bir yalanı yeterli sıklıkla tekrarlarsan, halk eninde sonunda ona inanır” demişti. Onlar da bugün yaptıkları gibi geçmişte de aynısını uyguladılar.
Bu ülke insanını hem kandırdılar, hem de zulmettiler!
* * *
Geçmişte “kahraman” ilan edilen “haysiyet cellatları” vardı…
“Bavulcular” sözde bir takım “belgeleri” savcılıklara taşıdılar. Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda pek çok masum insanın cezaevine girmesine ve yıllarca hürriyetinden mahrum kalmasına yol açtılar.
Alkışlandılar!..
Onların verdikleri belgeler üzerinden operasyon yapan yargı mensuplarını kutsadılar ve adeta ilahlaştırıldılar. HSYK zırhıyla da koruma altına aldılar.
“Hukuksuzluk var” denildi, dinleyen kim? HSYK’ya dilekçeler verildi, üzerinde duran kim? Bu dilekçelerin tamamı yok sayılıp “sümenaltı” edildi. Hatta HSYK tarafından bildiriler bile yayımlandı.
O günlerde çoğumuz tam anlamıyla ne olup bittiğinin farkında bile değildik!
Ne zaman ki, “Tamam artık, yeteri kadar güç kazandık, harekete geçme zamanı” dediler, gerçek yüzleri görülmeye başlandı.
7 Şubat’ta, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırıp, tutuklama planları ortaya çıktı, önlendi.
17-25 Aralık tarihlerinde “Seçilmiş Hükümet’e karşı darbe” operasyonları kamuoyunun gözünün önünde gerçekleşti.
Nihayet, muhalefetteki MHP sözcülerinin bile “vatana İhanet” olarak adlandırdıkları MİT TIR’larının durdurulması operasyonuna imza attılar.
Attıkları her adımı da Goebbelsvari yalanlarla tahkim ettiler.
* * *
Allah’tan başaramadılar. Allah’tan engellere takıldılar. Yoksa, rejimi de demokrasiyi de kaybetmiştik bugün!
Son bir iki “intihar saldırısı” daha düzenlediler ama başaramadılar. HSYK zırhının ortadan kalkması, yargının normalleşmesi, bu yapıyı sudan çıkmış balığa çevirdi. Çünkü hesap verme dönemi başladı.
Bu arada, dün iki yargı kararı birden geldi…
Balyoz Davası’nın gerekçeli kararında, bunların “bavulcu kahramanlarının” savcılığa taşıdığı 11 ve 17 numaralı CD’lerin sahte olduğunun ortaya çıktığı, diğer dijital delillerin de sahte olduklarına dair kuvvetle şüphelerin bulunduğu açıkça yer aldı.
Yargıtay da F. Gülen ve örgütü hakkında yazdığı “Haliç’teki Simonlar Kitabı” yüzünden kumpasa maruz kalıp, cezaevine sokulan ve cezalandırılan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı hakkındaki mahkûmiyet kararını bozdu.
Bunların hâkimiyeti kırılınca adalet geri geldi!
Hatırlayın, ne ocaklar söndürdüler! Ne büyük zulümlerin altına imza attılar! Ne kadar çok acı ve gözyaşı ürettiler!
Doğal olarak şimdi hesap veriyorlar ve verecekler.
Yine panik halinde sağa sola saldırıyorlar. Yine Goebbels’in yalan üzerine kurulu propaganda tekniğini uyguluyorlar. Halen on parmaklarında on kara, sağa sola sürmeye devam ediyorlar. Çamur üretme siyasetini sürdürüyorlar.
Ama artık olmuyor, tutmuyor…
Çöküş başladı, çatırtıları her yerden duyuluyor.  Çünkü millet onları tanıdı. Gerçek yüzleri ortaya çıktı. Yalancı Çoban’a döndüler.

Emin Pazarcı – Akşam

YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Avrupa Türk Gazetesi'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.