ABD’den kimyasal saldırı açıklaması!

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Duma’daki kimyasal saldırıyı kınadı. “Suriye rejimine karşı askeri yolları seçeneklerimiz dışında tutmuyorum. Kimyasal silah saldırısı sonrası askeri müdahale seçeneği ihtimal dışı değil.” açıklamasında bulundu

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, “Askeri bir operasyonu gözardı edemem. Suriye rejimine karşı askeri yolları seçeneklerimiz dışında tutmuyorum. Kimyasal silah saldırısı sonrası askeri müdahale seçeneği ihtimal dışı değil.” açıklamasında bulundu.

Mattis, Suriye rejiminin kimyasal silah kapasitesini terk etmesini sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle Rusya’yı da eleştirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Suriyeli muhaliflerin bulunduğu Duma kentine kimyasal saldırı yapıldığına dair yardım
örgütlerinin açıklamasının ardından, “büyük bedel ödenecek” açıklamasında bulunmuş, birkaç saat sonra da Suriye devlet televizyonu bir hava üssüne ABD’nin sorumlu olduğu düşünülen bir saldırı yapıldığını duyurmuştu. ABD ise söz konusu askeri üsse saldırı düzenlediğini yalanlamıştı.

Mattis Katar Emiri ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, “İlk olarak, Rusya Suriye’deki kimyasal silahların ortadan kaldırılmasının garantörü iken neden hala ülkede kimyasal silahların kullanıldığına bakmalıyız. Ayrıca, NATO’daki ortaklarımızdan Katar’a kadar müttefiklerimizle ve ortaklarımızla çalışırken, bu konuya değineceğiz” dedi.

Mattis’e ABD’nin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın kimyasal silah tesislerini vurup vuramayacağı soruldu. Mattis, Esad rejimini hava saldırıları ile hedef almak gibi bir adımın atılıp atılmayacağının da sorulması üzerine “Şu anda hiçbir şey ihtimal dışı değil” dedi.

Duma’daki kimyasal saldırının ardından ülkelerden tepki mesajları yağarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin telefonda görüştü. İki liderin görüşmesinde Suriye’de birlikte çalışmanın önemi vurgulandı. Duma ve Doğu Guta konusunun ele alındığı görüşmede Erdoğan, Doğu Guta’daki saldırılarla ilgili endişesini dile getirdi.

İngiltere Başbakanı Theresa May, Duma’daki kimyasal saldırıyı kınadı. “Gerekli adımları müttefiklerimizle müzakere edeceğiz. Kimyasal saldırıdan Suriye’yi destekleyenler sorumlu” açıklamasında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump ile Irak Başbakanı Haydar el-İbadi arasındaki telefon görüşmesinde de, Beşar Esad rejiminin Doğu Guta’daki kimyasal silah saldırısının da ele alındığı bildirilmiş, Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Başkan Putin, Rusya ve İran, hayvan Esad’ı destekledikleri için sorumlular. Büyük bedel ödenecek.” değerlendirmesini yapmıştı.

Suriye’de rejiminin, Doğu Guta’da muhaliflerin kontrolündeki son nokta olan Duma ilçesinde sivil yerleşimlere düzenlediği kimyasal silah saldırısında 78 sivil ölmüştü.

Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee’den yapılan yazılı açıklamada, Macron ve Trump’ın Suriye konusunun ele alındığı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi.

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Berlin’deki basın toplantısında, Esad rejiminin yaklaşık 1 yıl önce de kendi halkına yönelik kimyasal silah saldırısında bulunduğunu hatırlatarak şu ana kadar yapılan araştırmaların Duma’daki son saldırıların da Esad rejimi tarafından düzenlendiğini gösterdiğini belirtti. Seibert, “Rejimin tutumu iğrenç ve insani devletler hukukunun temel kurallarını ihlal ediyor. Bu cezasız kalmamalı. Zehirli gaz kullanımının ve sivil tıbbi altyapının kasten bombalanmasının sorumluları cezalandırılmalı.” diye konuştu.

Sözcü Seibert, Esad rejiminin en büyük destekçisi olarak Rusya’nın da BM Güvenlik Konseyindeki tutumunu değiştirmesi gerektiğini vurgulayarak ”Rusya’nın yapıcı bir şekilde kimyasal gaz saldırılarının araştırılmasına katkı sağlaması gerekiyor. Rusya, BM Güvenlik Konseyinde kimyasal saldırıların araştırılmasına karşı olan tutumunu değiştirmeli.” ifadesini kullandı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Duma’da düzenlenen kimyasal saldırıyla ilgili olarak Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile görüştü. Esad rejiminin 2014’ten bu yana en az dört kez zehirli gaz kullandığının uluslararası soruşturmalarla tespit edildiğine dikkati çeken iki bakan, bu saldırının sorumlularından hesap sorulması gerektiği konusunda görüş birliğine vardı.