AVRUPA TÜRK GAZETESİ yazarı Damla Çiğdem yazısında PKK terör örgütünün Avrupa’daki faaliyetlerinin arka planını anlattı.
Avusturya, Almanya ve Belçika gibi ülkelerin bazı şehirlerinde PKK stantları kurulup terör propagandası yapılmaktadır. İnsan haklarının savunucusu olan Avrupa PKK terör örgütüne destek vererek ve terör listesinde olmasına rağmen insanlara zulüm etmiş oluyor. Bebek katili olarak bilinen ve 40.000 kişinin ölümüne sebep olan Abdullah Öcalan Avrupa nasıl olurda bunları görmezden gelerek PKK terör örgütünü destekler? Avrupa bunu yaparak daha çok insanların ölümüne sebep olmuş oluyor.
PKK Marksist ve Leninist terör örgütüdür. Aile ve dine karşı kindar bir bakış açısına sahip olan Abdullah Öcalan sözlerinde bu sapkın zihniyeti tüm açıklığıyla ortadadır. Aşağıdaki sözlerden Yüce Allah’ımızı ve Peygamberimiz (sav)’i tenzih ederim:
Lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum. (Abdullah Öcalan, Özgür Yaşamla Diyaloglar, Ekim 2002, s. 257)
Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. (Abdullah Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 354)
(Hz. Muhammed) … kendi Allah’ını yeniden tasarlamaktan geri durmamıştır. Tarihsel ve toplumsal gerçeklik budur. Günümüzün Allah’ı ise bilimin özüdür.
“Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız Tanrı’dan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda Tanrıdan koptum.”
“Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim.”
Böyle bir sapkın zihniyete sahip olan terörist lideri Abdullah Öcalan kürt halkını yani kendi halkını da acımasızca işkence ederek öldürmektedir. Avrupa’nın yansıttığı gibi PKK Kürt halkının koruyucusu değildir. Aksine Kürt halkı yıllardır PKK’nın onlara yapmış olduğu zulümden bıkmış durumdalar. Avrupa’nın medyaya yansıtmadığı PKK’nın diğer yüzü.
Türk ve Kürt halkı yıllardır barış ve huzur içinde bir arada yaşamıştır. PKK’nın amacı yabancı güçlerin desteğiyle ülkede huzursuzluk çıkararak ülkeyi bölmektir. Buna karşı Türk milleti son derece uyanık olup buna asla izin vermemelidir. Bu ancak dini ve manevi değerlerimizi korumakla mümkündür. Dini ve manevi değerlere bağlılığın bir toplum için hayati önem taşımaktadır. Manevi değerlerine bağlılık o derece büyük bir güçtür ki, milletin siyasi çalkantıları atlatmasını, dışarıdan gelebilecek bir saldırı ya da tacize karşı dayanaklı olmasını ve ayakta kalmasını sağlar.
Terörle mücadele konusunda ise mutlaka fikri bir mücadele yürütülmelidir. PKK’ya karşı kalıcı bir çözümü fikri mücadele olmadan elde etmek olanaksızdır. Sivrisineklerle tek tek mücadele etmenin sonu yoktur, çözüm bataklığın kurutulmasıdır. Marksist-Leninist, bölücü propagandaya karşı Yaratılışçı, milliyetçi, Atatürkçü, üniter devleti ve milli manevi değerleri savunan bir karşı propaganda mutlaka şarttır. Fikri mücadele terör örgütüne psikolojik açıdan da büyük darbe vurmaktadır. Bu propagandaya toplumun tüm kesimlerinin destek olmaları, teröre öldürücü darbe vurulana kadar bunu kararlılıkla sürdürmeleri ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir.
Adnan Oktar’ın fikirlerinden faydalanmıştır.
Damla Çiğdem – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI