Uluslararası hukuk firmaları Amsterdam & Partners LLP ve Fox Rothscild LLP, aranan terörist Fethullah Gülen aleyhine ABD’de 6 suçlamadan dava açtıklarını bildirdi.
Uluslararası hukuk firmaları Amsterdam & Partners LLP şirketinin yöneticisi Robert Amsterdam ve Fox Rothschild LLP’nin avukatı Patrick Egan tarafından Washington’da kamuoyuna duyurulan dava, Pennsylvania eyaletindeki bölge mahkemesinde 6 başlık altında yöneltilen suçlamalarla açıldı. Sabah’ın haberine göre davacılar Bünyamin Ateş, Turgut Yıldırım ve Murat Öztürk, dava dilekçesinde Fethullah Gülen ve yaklaşık 50 isimsiz kişi hakkında şikayette bulunarak jürinin şikayet hakkında bir karara varmasını talep etti.
ABD’deki ‘yabancı uyruklu kişilerle ilgili haksız fiil yasası’ kapsamında açılan davada, Gülen’in önemli konumlardaki takipçileri vasıtasıyla “Türkiye’deki bir dini gruba yönelik zulüm başlattığını, bunun sonucunda davacıların onlarca kişiyle beraber keyfi şekilde uzun süre tutuklu kaldığı” belirtildi.
Gülen’in kendisine yönelik bahsi geçen kişilerden gelen eleştiriler nedeniyle böyle bir eylemde bulunduğu kaydedilirken, Gülen’in Türkiye’de polis ve yargı içinde kendisine sadık kişilerden oluşan bir ağa sahip olduğu ifade edildi.
“Bu davranış, oturmuş uluslararası hukuku ve davacıların ABD mahkemelerinin ihlallerle ilgili hüküm vermesi için müracaat edebileceği Yabancılar Hakkındaki Haksız Fiil Yasası’nı ihlal etmektedir” denilen dilekçede, Gülen’in emriyle Türkiye’deki komplocularının yasaya aykırı şekilde kanıt yerleştirdikleri, arama emri uydurdukları, yasa dışı şekilde dinleme yaptıkları ve bunların sonucunda davacıları yasal zemin olmadan tutuklayarak 20 aya kadar hapiste tuttukları ifade edildi.
– “Siyasi strateji izlemiştir”
Dilekçede Fetullah Gülen’in 1998’den beri Pennsylvania eyaletinde yasal oturma izniyle bulunduğu, buna rağmen yardımcıları vasıtasıyla Türkiye’de aktif olduğu belirtildi. Dilekçede, “Son 20 yılda Gülen, takipçilerinin özellikle polis ve yargı gibi resmi makamlarda yer edinmelerini destekleyen bir siyasi strateji izlemiştir ve bu kişiler sayesinde Türk halkı üzerinde yozlaşmış bir etki sürdürme imkanı bulunmaktadır” denildi.
Türkiye’deki Balyoz davası ve 17 ile 25 Aralık soruşturmalarının hatırlatıldığı dilekçede, Gülen’in Türkiye’de seçimle iş başına gelmiş hükümeti devirmek amacıyla önemli devlet kurumlarına sızmakla suçlandığı, ayrıca Türkiye’nin Gülen’in iadesini talep ettiği hatırlatması da yapıldı.
– “25 milyar doları idare ediyor”
Dilekçede Gülen’in uluslararası anlamda yaklaşık 10 milyon takipçisi bulunduğu, kendisine mali destek sunan bir şirketler ve sivil toplum ağı kurduğu, yaklaşık 25 milyar dolarlık bir varlığı yönettiği, ABD’de çeşitli soruşturmalara maruz kalan 120 okulu kontrol ettiği ifade edildi. Adı verilmeyen yaklaşık 50 kişinin de Gülen ile hareket ederek dava konusu olan komploları kurdukları belirtildi.
– Tahşiye yayınevi
Davacılar Bünyamin Ateş, Turgut Yıldırım ve Murat Öztürk’ün Türk vatandaşı oldukları, Türkiye’de ikamet ettikleri ve “Nur hareketinin bir kolu olan Mehmet Doğan hareketi” ile bağlantılı oldukları belirtilen dilekçede, Mehmet Doğan ve Doğan hareketi mensuplarının Bünyamin Ateş’in ortağı olduğu Tahşiye ve Rahle adlı yayınevlerinde basılan kitaplarla Gülen’e yönelik eleştiriler getirdikleri, bu nedenle Gülen’in hedefi oldukları kaydedildi.
2009 yılının nisan ayında Gülen’in herkul.org sitesindeki konuşmasında davacıları da içeren çok sayıda kişiyi hedef aldığı, Tahşiye ile El Kaide örgütü arasında benzerlik kurduğu, Gülen’in emirlerinin bir televizyon kanalında yayınlanan “Tek Türkiye” dizisi yoluyla devam ettiği, Gülen’in dizinin içeriğini yayından önce gizlice onayladığı iddia edildi.
Dilekçede, “Gülen’in emirlerinden günler sonra Ali Fuat Yılmazer dahil Paralel Yapı’ya bağlı bir grup polis müdürü ve savcının harekete geçerek davacıların da içinde bulunduğu Doğan hareketi üyelerini gözaltına aldığı, Gülen’e bağlı yargıçların kararlarıyla birçok kişinin dinlendiği ve takip edildiği” belirtildi.
– “Cezai tazminat gerektirecek kadar zalimce”
Davacı Ateş, Yıldırım ve Öztürk’ün silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlandığı, bunun sonucunda 8 ay ile 20 ay arasında değişen süreler boyunca tutuklu kaldığı hatırlatılarak, “Buna ek olarak davacılar haksız tutukluluk nedeniyle maddi kaybın dışında ağır manevi zarara uğramışlar, ailelerinden ayrı kalmışlardır. Davalının davranışı kasıtlı, kötü niyetli ve cezai tazminat gerektirecek kadar zalimcedir” denildi.
Dilekçede ayrıca, Gülen’in eylemleri nedeniyle davacıların eşitlik, inanç özgürlüğü, özel hayatın gizliği gibi temel haklarından mahrum kaldıkları, keyfi tutuklama ve tutukluluk süresinin uzatılması gibi durumlarla karşılaştıkları, bunların da uluslararası hukuka aykırı olduğu ifade edildi.
Dava dilekçesinin sonunda, “Bunun karşılığında davacılar Bünyamin Ateş, Turgut Yıldırım ve Murat Öztürk, mahkemenin kendileri lehine, zararlarının karşılanması için miktarı davada belirlenecek bir tazminata, mahkemenin adil ve uygun bulacağı faiz, masraf, avukatlık ücretleri, cezai tazminat ve benzeri hususlar konusunda karara varmasını talep etmektedir” ifadesi yer aldı.
Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER | ATGtv