Avrupalı Türklerin cesur sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nin yazarı TABGED-Derneği Başkanı Psikolojik Danışman Güven KARDEŞ yazdı.
Eğitim yılı içinde ya da karne zamanı, Ders bitiminde bu değerlendirmelerle çokça karşılaşıyoruz.
Hem öğrenci gözünden hem de veli gözünden…
Aslında bu değerlendirme;
Sadece Karne notun değerlendirmesi olarak değil de, insanların kendi yaptıklarının sonuçlarını
kabulleniş, ya da kabullenmeyişi içerisinde gizli;
Yaşamda, insanlar; yaptıklarının ödüllerinin ve cezasının olduğunu, aslında biliyorlar…
Ancak, Bu Ödül ve Cezanın, sahiplenmesi çoğu zaman; öyle de objektif yapılamıyor,
Ödül diye düşündüğü, olumlu şeylerin kendisi tarafından yapıldığını düşünürken;
Ceza diye düşündüğü;( olmayan ve başarılamayan olay) durumlarda çok da sorumluluk almak
istemeyip, yaşananların dışarı kaynaklı ve başkasının sorumlusu olduğunu düşünmeleri insana daha
kolay gelebiliyor.
İşte yaşamda, tam da böyle;
Bizim, objektif değerlendirmelerimizle; kendimizi geliştirip değiştire biliyoruz, ya da; başkasının
üzerine sorumlulukları atarak aslında kendimizin körelmemize de gözümüzü yumuyoruz?
Şimdi;
Öğrencimizin ve velimizin, Karne değerlendirmesini geri dönersek (okulda bireysel olarak öğretmen-
öğrenci ilişkisinde yaşanan kasıtlı olumsuz davranışları dışında) Buradaki velimizin ve öğrencilerimizin
değerlendirmelerde objektif olamamayışlarını ve kendilerinin güçlü ve geliştirilmesi gereken
yanlarının, neler olduğu konusunda gerçekçi bir bakış açılarının olamadığını görüyoruz
Bu değerlendirmeler aslında, o eğitim süreci içerisinde hem öğrencinin hem de velinin kendi üzerine
düşen sorumluluklarını ne kadar yaptığı ya da yapmadığı çerçevesinde bize bir fikir de verebiliyor,
Eğer, objektif değerlendirme yapmış olmuş olsalardı kendisinin güçlü yanları olan ve iyi not aldığı
derslerinin kendisine neler kattığını ve bunu nasıl yaptığını daha sağlıklı değerlendirtilebilecekti,
Diğer taraftan da, zayıf aldığı ya da eksik yaptığı derslerin ve konuların nedenleri ve sonucunu üzerine
kafa yormayıp, orada problem olarak görülen her neyse onun çözümü üzerinde de aslında yıl
içerisinde çok bir şey yapmadığını gösteriyor,
O zaman değerlendirme yaparken; gerçekten ciddi miyiz; ya da o anın veya günün, gündeminin
getirdiği konu üzerine, konuşma ihtiyacımızı mı gideriyoruz; bir buna bakmamız gerekiyor…
Yani, gerçekten alınan karneler üzerin mi konuşuyoruz,
Çocuğumuzun eğitiminin, değerli ve önemli olduğunu hissedip, bu eğitimde de, hem çocuğumuzun
hem de kendimizin yaşananların içinde bir aktör olduğumuzu görebiliyor muyuz; bunu yapabiliyorsak,
İşte o zaman, gerçekten gelişim ve değişim içerisinde olduğumuzu düşünebiliriz.
Tabi; değerlendirmeler veya yaşanan olaylar tek başına bağımsız bir durumda değil; eğer biz karneyi
değerlendirirken Eğitim Sisteminden, Öğretim Ortamından, Öğretmenlerden ve Eğitim Materlerinden
uzak değerlendirirsek; bu değerlendirme eksik olabilir.
Ancak; değerlendirme çerçevesinde birey kendisi ile ilgili olan durumunu objektif görebilirse yani
herkes kendi sorumluluğu çerçevesinde neler olduğunu, neyi olumlu ya da neyi eksik yaptığı
konusunda hemfikir olursa, bir çok şeyi daha hızlı ve gerçekçi çözebiliriz …
Yani; çocuğumuzun karnesini, elimize aldığımız zaman ders yılı başından ve ders yılı veya dönem
sonuna kadar yaptıklarımızı ve üzerimize düşen sorumluluklar her neyse; onunla ilgili yıl içinde
gerçekleştirdiğimiz ve yapabildiğimiz ya da eksik yaptığımız konuları, objektif değerlendirip yâda
değerlendiremediğimizi incelememiz gerekiyor.
Bu durumda, öğrencimize veli/ebeveyn olarak bizim bu sorumluluğumuzu onlara nasıl yansıttığımızı
ve bunun ciddiyetini kavrayıp kavramadığını noktasında değerlendirebiliriz.
Bu değerlendirme sonucunda, bizden kaynaklanan yani Öğrenciden ve Ebeveynden/veli den
kaynaklanan durumların dışındaki faktörleri, düzeltmek için gücümüzün yettiği yapmak ya da
kabullenmemiz gerektiği durumları da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Daha nitelikli eğitim yılları dileği ile;
İyi tatiller…
Eğitimci/ Psikolojik Danışman Güven KARDEŞ
TABGED-Derneği Başkanı
Ankara, Ocak 2023