‘Bahiste Neler Var: Küresel Dünyanın Geleceği’ adlı yeni kitabında Sovyetler Birliği’ni nasıl ayakta tutmak istediğinden bahseden Mihail Gorbaçov, şu satırlara yer verdi:
“SSCB bünyesindeki cumhuriyetlerin siyasi egemenliğine, ekonomik bağımsızlığına, birliğin korunmasına giden yolun SSCB’yi yenilemekten, onu cumhuriyetlerin bazı yetkilerini devrettiği demokratik, gerçek ve etkili bir federasyona dönüştürmekten geçtiğine dair derin bir inanç besliyordum.”
ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyet Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, iki ülke arasında silah kontrolünü sağlayan anlaşmayı 8 Aralık 1987 tarihinde imzalarken.
Bu yoldaki belirleyici adımın yeni ‘Birlik Anlaşması’ olduğunu, ancak Ağustos 1991’deki darbenin anlaşmanın imzalanmasını engellediğine vurgu yapan Gorbaçov, “Ülkenin birliği için son ana dek mücadele ettim. Ancak SSCB’deki en büyük ülke olan Boris Yeltsin liderliğindeki Rusya, bölünme yoluna gitti.” diyerek, dağılmadan Boris Yeltsin’i sorumlu tuttu.
Milyonlarca insanın, bu adımın ağır bedellerini kısa sürede hissettiğini kaydeden Gorbaçov, “Tüm kamuoyu anketlerinde çıkan sonuçlara göre Rusların büyük bölümünün, SSCB’nin dağılmasından pişmanlık duyması ve hayatlarındaki en zor dönemin 90’lar olduğunu düşünmesi kimseyi şaşırtmamalı.” ifadelerini kullandı.