CHP’nin, İzmir Seferihisar Belediyesi için adaylık başvurusu yapmayan Yelda Celiloğlu’nu aday göstermesi, tepkilere neden oldu.
Mevcut Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmişti.
Celiloğlu, aday gösterilmesinden sonra DHA’ya yaptığı açıklamada, ev kadını olduğunu ancak sürekli siyasetin içinde yer aldığını kaydederek şunları söylemişti:
“Benim aday adaylığı için başvurum olmadı. Genel merkez, benim aday gösterilmem konusunda bir irade gösterdi. Kadın başkan adayı görmek istedikleri için sanırım beni aday gösterdiler. Bu da kadınlara verdikleri değeri gösteriyor. Beni de bu göreve layık gördüler. Çok memnunum. Bu süreç benim için zor olmayacak. Başkan vekilliği görevlerinde bulundum, encümen üyeliği yaptım. Partim ve belediye için hiç durmadan çalıştım. Siyasetin içindeyim.”
Eski CHP İlçe Başkanı Koray Acaroğlu ise istifa açıklamasında, Seferihisar Belediye Başkanı adayı olarak Yelda Celiloğlu’nun seçilmesini eleştirdi.
Seferihisar Yeni Haber gazetesinin haberine göre, ‘amacının başka bir adaya destek olmadığını’ vurgulayan Acaroğlu, istifa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımın en büyük boşluğunu yaratmak pahasına, içim acıyarak partimden istifa ediyorum. Benim için Cumhuriyet Halk Partisi baba ocağıdır. Bu kapıyı çarpıp çıkmak çok can yakıcı. Ancak gelinen noktada 13 adayın yok sayılarak şapkadan tavşan çıkarma gibi hiç olmayacak bir şekilde atama aday yapılması, benim için bardağı taşıran son damla oldu. İstifam hiçbir aday adayının lehine ya da aleyhine değildir. Sadece bu yönteme karşıdır.
Ancak ilçe örgütü, adayın belirlenmesinde tamamen yok sayılmış, kimseye danışmadan, adaylık başvurusu bile olmayan, böyle bir düşüncesi hiç olmayan bir Meclis üyemiz hanımefendi durup dururken aday yapılmıştır. Bu, örgüte küfretmektir.
Maalesef parti emekçilerinin nasıl küstürüldüğünü, emeğin nasıl yok sayıldığını ibretle izliyorum. Kurucu ayarlarından uzaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütü nasıl yok saydığı, kişisel hedeflerin kurumsal hedeflerin nasıl önüne geçtiği artık herkesin malumudur. Teşkilatın içi öylesine boşaltıldı ki, yarın seçim kaybedilse ilçe binasının kapısını açacak yoldaş bulamayacak hale gelindi… Gönül yoldaşları küstürüldü.
Belki de birtakım kirli pazarlıklar yapıldı. Tabanın sesini dinlemeyeceksek, kapatalım ilçe teşkilatlarını, taban yerine birisi adayımızı belirlesin! Bu anlayışa karşı sessiz kalmam ya da böylesi bir yapının içinde olmam, hele oy vermem mümkün değildir. Oy bile vermekten imtina ettiğim bir yapıya üye olmam zaten anlamsızdır.”