Terörle mücadele adımlarını Sabah’a değerlendiren Başbakan Yardımcı Yalçın Akdoğan: Paralel Yapı çözüm sürecinde sabotajlar yaptı PKK terörüyle mücadelede de sabotajlar sürebilir. Bu ittifak eşzamanlı çökertilmeli.
Başbakan yardımcısı Akdoğan PKK-paralel işbirliğiyle mücadele için formülü verdi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Sabah’a, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Terörle mücadeleye yönelik atılan adımları değerlendiren Akdoğan, PKK-Paralel Yapı işbirliğine dikkat çekti. “Su uyur düşman uyumaz” dedi. Paralel Yapı için “Hem MİT’in, hem de -daha sonra- emniyet istihbaratın örgüt içindeki canlı istihbarat kaynaklarını bir şekilde deşifre etmeleri terörle mücadeledeki insan istihbaratına darbe vurdu” diyen Akdoğan, “Paralel-PKK ittifakını çökertmek, bunlarla eş zamanlı mücadele etmek, terörle mücadeleden netice alabilmemiz için şart” ifadelerini kullandı. Akdoğan şunları söyledi:
ALGI OPERASYONUYLA BAŞLADI
Su uyur düşman uyumaz. Türkiye eş zamanlı terör saldırılarına maruz kalıyor. Saldırılar uluslararası zeminde algı operasyonlarıyla başladı. Ondan sonra fiili terör saldırılarına dönüştü. Hem Türkiye’ye karşı hem de Tayyip Erdoğan ve AK Partiye karşı bir durum yaşıyoruz. Bu uluslararası zemine kadar uzantıları olan bir işbirliği. Bu yüzden paralel konusunda rehavete kapılmadan müteyakkız bir şekilde bu mücadelenin sürmesi lazım. PKK’nın ekonomik yapısı, uluslararası zeminde bir takım işbirlikleri var. Ama paralel yapının uluslararası zeminde daha geniş bir işbirliği alanı var. Bunu da Türkiye’nin aleyhine harekete geçirip kullanabiliyor.
Paralel yapı çözüm sürecinde bir takım sabotajlar yaptı. Terörle mücadele için bu yapıyla mücadele oldukça önemli. Paralel-PKK ittifakını çökertmek, bunlarla eş zamanlı mücadele etmek, terörle mücadeleden netice alabilmemiz için şart. Oslo’dan bu tarafa nasıl çözüm sürecini sabote ettiler ve sonuç almamızı engelledilerse aynı şekilde terörle mücadelede de benzer sabotajlar içine girebilirler. O yüzden eş zamanlı mücadele içinde olmak gerekiyor. Rehavete kapılmamak gerekiyor.
AMAÇ, MİT’İ ZAYIFLATMAKTI
Bu örgütün süreci sabote etmek için yaptığı KCK operasyonları ve benzeri girişimlerin amacı MİT’in PKK terör örgütü üzerindeki istihbarat gücünü zayıflatmaktı. Yani amaç MİT mensuplarının bir şekilde deşifre edilmesiydi. O terörle mücadeleye çok zarar verdi. Hem MİT’in, hem de -daha sonraemniyet istihbaratın örgüt içindeki canlı istihbarat kaynaklarını bir şekilde deşifre etmeleri terörle mücadeledeki insan istihbaratına darbe vuruldu. Bunlar uzun bir süre emniyet istihbaratı ele geçirmişlerdi. MİT’e dönük saldırıları, emniyet istihbarata dönük hamleleri devletin güvenlik birimlerini felç etti.
HALKIN DESTEĞİ YÜZDE 80
Örgüt halktan beklediği desteği bulamadı. Bölge halkı bu işten rahatsız. En son yapılan araştırmaya göre bu operasyonlara halkın desteği yüzde 80′ler civarında. Çünkü örgüt bölge halkına zulmediyor. Adeta halkı rehin almışlar. “Devlet devlet olmanın gereğini yapsın” deniyordu. Zaten bu operasyonlar da öyle başladı. Halk “devlet nerede” dedi. Devlet de devlet olmanın gereğini yapıyor. Şu anda bir güvenlik açığı oluştu. Yol kesmeler, saldırılar süreci sürdürülemez hale getirdi. Her halükarda bu operasyonların yapılması gerekiyordu. Bu yapılan operasyonlar olmazsa olmaz bir noktadır. Onun dışında devlet çok boyutlu olarak meseleye bakmaya devam ediyor.
İŞBİRLİĞİ OY VERMENİN ÖTESİNDE
Geçen seçimde paralel yapı bütün imkanlarıyla HDP’ye çalıştı ve şu anda da PKK’ya müzahir bir yapı içinde. Paralel yapının özellikle Cizre hadisesinde verdiği haberlere bakılırsa devleti suçlayan bir şekilde örgütün amaçlarına hizmet eden yayınlar yapıyor. Paralel-PKK ittifakı, Paralel-HDP ittifakı… Bunun iyi görülmesi lazım. Bu sadece “paralelciler geçmişte şu partiye oy veriyordu, şimdi HDP’ye oy veriyor” meselesi değil. Oy meselesinin ötesinde işbirliği ve ittifak zemini var. Bunun da terörle mücadelede başarılı olunması için çökertilmesi gerekiyor.
‘HAFIZAYI ÇALDILAR’
Çözüm sürecinde bugün atıf yapılan olumsuzlukların çoğunda bunların perdelemesi, görmezden gelmesinin de etkisi var. Terörle mücadelede bu kurumlar yeniden yapılandırıldı. Terörle mücadeleden emniyet istihbarata kadar… Burada gerçekten çok fedakarane bir çalışma var. Ama neredeyse sıfırdan yapılan bir iş var. Çünkü bunlar devletin hafızasını, terörle mücadele hafızasını, her şeyini bir şekilde çalıp gitmişler. İstihbaratı çökertmeye çalıştılar. Burada bütün bunlar yeniden yapılandırıldı. Emniyet, istihbarat, MİT, terörle mücadele, özel harekat. İnsan üstü gayretle açıklar giderilmeye ve etkili bir terörle mücadele ortaya koymaya çalışıyorlar. Terörle mücadelede etkili sonuçlar almaya başladık.
“MİT TIR’LARINA SABOTAJ PKK’YE DOLAYLI DESTEKTİ”
Bu MİT TIR’ları operasyonu hem Esed’e can suyu olmuştur. Hem de kuzey Suriye’de PKK-PYD yapılanmasına da bir şekilde destek mahiyeti taşımıştır. Oradaki Türkmenlerin, Arapların bölgeden çekilmesi, kovulması, etkisizleştirilmesi ve PYD’nin orada güç sahibi olabilmesi için bu operasyon sembolik bir anlam ifade ediyordu. MİT TIR’larına operasyon da sabotajlardan bir tanesidir ve PKK ve PYD’ye de dolaylı destek anlamına gelmiştir.
Kobani olaylarından sonra bölgeye çok sayıda gazeteci görünümlü kişi geldi. Anlaşıldı ki birçoğu ajan faaliyetleri için burada bulunuyorlarmış. Bunu en son Cizre’de gördük. Onların hepsi sınırdışı edildi.