Eylül’ün sonlarına doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte New York’a giden ekipteydim! Erdoğan’ın görüşmelerinin perde arkasını almak için çok çaba harcadım! Çok keyifliydi! Bir elde kalem, bir elde kağıt koşturup duruyordum! Ankara’da uçağa binerken arayıp da ulaşamadığım Amerikalı dostumu GÖRECEĞİMİ UMUYORDUM! Ama çok ilginçtir ki bulamadım! Ne evi, ne işyeri cevap verdi! Çok aradım, ulaşamadım! Mesaj kutusu dolup taştı, ama dönmedi! Üzüldüm! “Neler oluyor?” diye düşünmekten kendimi alamadım! Bizim Emre’yi arayıp “Sen de bir sağı-solu yokla!” diye rica ettim! Binbir senaryo aklıma geldi! Korktum!
Ben New York’tan, Emre İstanbul’dan zorladı! Ama sonuç değişmedi! Ulaşamadık!
Ama yersizmiş!
Dün ortaya çıkıp aradı! Amerika’nın içlerine çekilmiş! İletişimi kesmiş! Adeta ortadan kaybolmuş!
Şaşırdım! Hiç böyle yapmazdı!
Habersiz kaybolmazdı! İletişim için araya birini koyar giderdi!
Rahatlamıştım! Derin bir nefes aldım!
Sevinçle ve biraz da merakla sohbet başladı!
Türkiye’de yıllardır kendilerini YAZAR sananların aksine biz odağın ta merkezine ulaştık!“Esad kalacak, Erdoğan gidecek?”, “Ortadoğu’da batağa saplandık!”, “Paralel Yapı geri dönüp hesap soracak!”, “Artık Ortadoğu’da Türk düşmanlığı başlayacak!”, “Dediğimize kimse inanmayacak, yanımızda dost kalmayacak!”, “Erdoğan ve Davutoğlu’nun hırsları bizi uçuruma götürecek!” diye ahkam kesenler aslında hiçbir şeyi bilmiyordu! Asıl dertlerini söyleyemedikleri için de en kolayını yapıp ANKARA’ya çullanıyorlardı! Aşağıdaki satırlarda kime destek verdiklerini anlayacaksınız! Ama Ankara’ya darbe indirmek için PKK’ya bile destek verenlere dikkat edin! Büyük Türkiye’yi engellemek için yola çıkanları not edin! Unutmayın bunları!
Neyse…
Dostumla olan sohbet her zamanki gibi enfesti! Eğer hazırsanız arkanıza yaslanın ve gazetenizi büyük keyifle elinize alın! Çünkü birazdan okuyacaklarınız sadece TAKVİM’deolur! Bakalım beğenecek misiniz?
Haydi kolay gelsin!
İyi ki sizi buldum! Neler oluyor? Demirtaş ve HDP neyin peşinde! Dertleri ne?
Tam hedeften vurdun yine!
Doğru soruyla başladın!
İyi o zaman!
Baştan alayım!
Anlaşılsın!
Tamam!
PKK’nın yapısı IŞİD’e çok benzer!
Çok karışıktır! Hatta daha da karışıktır!
Amerika, İngiltere ve Almanya, PKK’nın içinde çok büyük oranda söz sahibidir!
İsrail, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerin de etkisi vardır! Bütün bu aktörlerin PKK içinde operasyon yapmaya gücü vardır! Yapı budur!
Peki sonra?
Türkiye, Abdullah Öcalan’ı yanına alarak bu ülkelerin elindeki en büyük kozu çekip aldı! Bu beklenmeyen bir durumdu! Öcalan, Suriye, İran ve Irak’taki KÜRTLER’in lideriydi! Etkisi çok büyüktü! Öcalan muhatap alınınca PKK’nın Türkiye’deki etkisi zayıfladı!
Halk desteğini çekmeye başladı! Halkın destek vermediği hiçbir örgüt hayatta kalamazdı!
Yani?
Birkaç kez Türk Ordusu’na BÜYÜK KAYIPLAR verdirmek için geldiler!
Hiçbiri başarılı olamadı! Halk destek vermedi! Ordunun içindeki “çok özel askerler” bunları dağıttı! Ancak kamuoyuna hiç açıklanmadı! Bence bu Ankara’nın hatasıydı! Halkla paylaşılmalıydı! Yapılmadı! PKK’nın başarısızlığı ve yalnızlığı anlatılmadı! Bu yol denenmedi!
Geçelim; başka?
Nereye gelmek istediğini biliyorum!
Gelelim o zaman! Öcalan hiçbir zaman Selahattin Demirtaş ve ekibine güvenmedi! Dün de, bugün de güvenmedi, güvenmiyor!
Neden ama? Mesaj gönderdi o da aldı!
Ona bakma! Öcalan, Demirtaş’ın ALMANYA’ya çok yakın olduğunu düşünüyor! Onlarla çok yakın ilişkiler içinde olduğunu biliyor!
Nasıl yani?
Demirtaş defalarca çözüm için muhatap olunacak kişinin ÖCALAN olduğunu ifade eti! AmaDEVLETİN bunu yapacağını hiç düşünmüyordu!
İnanmadığını, söylüyordu! Oyundu!
Devlet, Öcalan’ı masanın ucuna koyunca açığa çıktı! Bu kez birçok talep Demirtaş’tan gelmeye başladı! Rolüne döndü yani!
Açar mısınız biraz?
Demirtaş, ALMANYA’nın emri ile Doğu’da köy köy, kasaba kasaba gezerek “BARIŞ SADECE ÖCALAN’LA OLMAZ!” diye anlattı! Beklediği desteği bulamayınca perde önünde Öcalan’la, perde gerisinde ise Almanya ile çalıştı!
Öcalan, Demirtaş’ın çalışmalarını kendine bağlı bir ekiple not ettirdi! MİT de saniye saniye izledi! Son olaylara böyle bakmanda büyük yarar var!
İmralı’ya gitti ama?
Orada yaşananlar er ya da geç ortaya çıkacaktır! Dediklerimi not et! O zaman gelince konuşuruz! Unutma!
Eee, başka?
Demirtaş, DOĞU’ya gelen bütün BND ajanlarıyla oturup konuştu!
Görüştü! Gelenlerin hepsi ALMAN VAKIFLARI kimliğiyle geldi tabii!
Nasıl yani?
Heinrich Böll, Berghof, Friedrich Ebert VAKFI adına çok kişi geldi! Amaç ÇÖZÜM SÜRECİNİbitirmekti!
Öcalan da, onun ekibi de biliyordu bütün bunları! Askerler de!
İstihbarat bunları biliyor mu peki?
Elbette! MİT’in bilmemesi mümkün değil! Ama neden engellenmediğini ben anlamış değilim! Bunlardan biri Amerika’ya gelse ve sizin orada yaptıklarının binde birini yapsa bir daha bu ülkeye hayalinde bile giremez! Ama ne hikmetse sizde ellerini kollarını gezip dolaşıyorlar!
Peki, isim verseniz zorda kalır mısınız?
Yok, neden kalayım ki! Sen kalırsın!
Verin o zaman!
Bak, yıllardır bir hanımefendi gelip hep DOĞU’ya gider ve orada uzun süre kalır!
Kim bu yahu?
Claudia Roth!
Siyasetçi değil mi?!
Neredeee! BND’nin en önemli isimlerinden biridir! Çok etkili ve önemlidir! Kürtler için çok kritik bir isimdir! Dikkatli bakarsan Türkiye karşıtı her eylemin içindedir! Eğer “tesadüf” diye yorumlamazsan son olaylardan önce de DOĞU’ya geldiğini görürsün!
Ama neden önlenmediğini ben açıkça bilmiyorum! Bir nedeni olmalı! Dediğim gibi böyle biri Amerika’ya gelse ve değişik eyaletlerde buna benzer işler yapsa nasıl gönderildiğini anlamaz bile!
Peki, bu vakıflar kime neden hizmet eder?
Kurucularına bir bak zahmet olmazsa! Arkasındaki asıl gücü görürsün! Ve aslında Türkiye’nin kiminle mücadele ettiğini anlarsın!
Türkiye’de ANKARA’ya karşı çıkanların da asıl patronlarının kim olduğunu ortaya çıkarırsın! Olay budur!
Gerisi kafa karışıklığı! Türk medyasında bunu saklamak için çok kalem var! İşin gerçeği en büyük düşmanınız içeride!
Bunları yendiğinizde iş tamamdır! Bu da kolay değil! Sorun içeride, dışarıda değil! Baksana Esad’ı sizinkiler savunuyor, Esad bile şaşırıyor! Kendisi bile şaşkın!
NOT 1: Unutmazsak hata yapmayız!
6 Ekim: Alman Yeşiller Partisi Milletvekilli ve Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth, Kobane-
Suruç sınırında birçok ziyaret gerçekleştirdi. Roth, “Kürtler üç yıldır toprakları için direniyor” dedi. Roth’un yanında HDP ve DTK temsilcileri vardı.
7 Ekim: Selahattin Demirtaş, eylem çağrısı yaptı ve “Kobani için sokaklara çıkın” dedi.
8 Ekim: 60 ilde olaylar yaşandı. İlk gün 24 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi yaralandı…
NOT 2: Dostumla sohbeti bölümlere ayırdım! Neler konuştuk neler! Yarın Pensilvanya ile ilgili inanılmaz bilgiler! Ondan sonrası daha da önemli! Beyaz Saray’da son dönemde neler yaşandığını ilk kez okuyacaksınız! Obama’nın verdiği savaşı öğreneceksiniz! Şoke olacaksınız! Bekleyin! Sırayla gidelim!
Herkesi tanıyacaksınız!