EdelStaal Group şirketleri Yönetim Kurulu Üyesi ve NETUBA (Hollanda Türk İş Konseyim Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Torunoğulları, gazeteci Oğuzhan Kılıç’a verdiği söyleşide çarpıcı konuştu. Ertan Torunoğulları’yla gündem yaratan söyleşi AVRUPA TÜRK GAZETESİ’nde.
Başarı bakımından Avrupa’da kısa sürede en hızlı büyüyen ve en fazla toplumsal farkındalık oluşturan şirketler grubu olan EdelStaal Group şirketleri’nin Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Torunoğulları, Avrupa Türk Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç ve Genel Sekreteri Anıl Yüce‘den oluşan gazeteci heyetle gündemi değerlendirdi.
Avrupalı Türk iş-adamı Ertan Torunoğulları gazetecilerin sorularına içtenlikle cevaplar vererek vizyonunu paylaştı.
İŞTE O SÖYLEŞİDE, ERTAN TORUNOĞULLARI‘NIN SORULARA VERDİĞİ CEVAPLAR;
O.KILIÇ: Bakıyorum gerek ofisinizdeki gözleri kapalı terazili adalet heykeli, gerekse de taktığınız yüzükte, adalet vurgusu sürekli yapılıyor.
E.TORUNOĞULLARI: Adalet felsefesi babamızdan aldığımız öğüttür. Turgut bey ağabeyimin önderlik ettiği çalışmalarımızda daima adaletli olmaya dikkat ediyor ve çalışmalarımızı bu yönde ilerletmeye gayret ediyoruz. Adalet vizyonu, ecdadımızdan bize kalan en önemli mirastır esasında. Bakın örneğin 700 yıllık Osmanlı’ya. Bunu modern çağın gereksinimlerine ayak uydurarak yolumuza devam ediyoruz.
O.KILIÇ: Torunoğulları Beşiktaş’lı bilinir, sizin büronuzda Fenerbahçe’den plaketler görüyorum.
E.TORUNOĞULLARI: Bildiğiniz gibi Erdal bey ağabeyim Beşiktaş yöneticisidir ancak çeşitli takımları tutanlarımız vardır. Fenerbahçe’li olmakla gurur duyarım, sadece maç günü ayrıyız. Ayrıyız derken farklı takımları tutarız. Birlikte maçları izlediğimiz de olur. Siz bakmayın bugünlerde futbolun suyuna çıkaranlara; spor esasında barıştır, karşılıklı hoşgörüdür, kardeşliktir.
O.KILIÇ: Torunoğulları’nın sivil toplum alanındaki etkinliğini yöneten kişi olduğunuzu biliyoruz. Bu bakımdan toplumsal çalışmalara hangi felsefeyle bakıyor ve yürütüyorsunuz?
E.TORUNOĞULLARI: Bizim, sivil topluma yönelik desteğimizin temelinde, toplumsal dokumuzun içinde yer alan ‘derin saygıyı, aile değerlerini, öz-kültürü – Anadolu kültürünü yaşatma’ düşüncesi başta gelir. Bunun üzerinde duruyorum. Bizler Hollanda’da yaşıyoruz, burada yaşayan Türkleriz, ancak bir o kadar da Hollanda toplumunun vazgeçilmez parçasıyız. Bu olguyu her zaman işleriz.
Çünkü gün geçtikçe, değerlerimizin dejenere edilmesi tehlikesiyle toplum daha fazla yüzleşir hale geliyor. Ne yazık ki böyle bir sorun var. STK faaliyetleriyle değerlerimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Sevgi ve saygı’nın olduğu yerde ancak başarı vardır. Çalışanlarımıza verdiğim seminerlerde bunu anlatıyorum, bunu veriyorum, bunu işliyorum. Türk kültürü bu açıdan önemli ve zengindir, çünkü bizim kültürümüzde herşey var.
O.KILIÇ: Kadınlara yönelik yaptığınız açılım meyvelerini vermeye başladı ve ayakları yere basan, artık oturaklı bir derneğin teşkilatlı halini görüyoruz.
E.TORUNOĞULLARI: Hollanda Türk Kadınları Derneği’nin üye sayısı 780’e dayandı ve gün geçtikçe artıyor. Toplumsal anlamda bu alanda ve bu konuda büyük bir ihtiyaç olduğundan, bize ulaşan talepleri değerlendirerek destek olmaya karar verdik ve dernekle birlikte adımımızı attık. Bizim Türk kadınlarında yüksek bir potansiyel var. Biz, ihtiyaç duyduklarında destekçileriyiz. Bizim konumumuz budur. Bu ihtiyacı gördük ve desteğimizle böyle bir oluşumun filizlenmesi için destek olduk. Sonuç olarak, kadınların olduğu yerde barış daha çok olur. Şunu da söyleyeyim, bayanlar daha disiplinli, bunu deneyimlerimle gördüm.
O.KILIÇ: 15 Mart Hollanda genel seçimlerine doğru gelinirken 11 Mart’tan itibaren Rutte hükümetinin attığı şiddet ve sertlik yanlısı gereksiz adımlar nedeniyle ülkede büyük bir gerilim ve huzursuzluk yaşandı, faşizmi aratmayan anti-demokratik uygulamalar nedeniyle Hollanda’daki çok-kültürlü hayat baskı altına girdi, darbe yedi. Giderek daha fazla yumuşamakta olan Hollanda-Türkiye krizini yaşıyoruz. Hollanda’da artan bir ırkçılık görüyoruz. Bu eğilimler toplumsal yapıyı ve toplumsal barışı nasıl etkiliyor? Sivil toplumun üzerine düşen görevler nelerdir? Haksızlıklara karşı küresel çapta işbirliğini vurguladığınızı biliyoruz. Bu nasıl mümkün olur?
E.TORUNOĞULLARI: Hollanda Türkiye kavgası aile bireylerinin kavgası gibidir, kısa sürede biter umudundayız. Her şeyden önce kendi toplumumuzdaki ayrılık çok daha can sıkıcı. Çünkü değerlerimiz hep aynı. Toplumdaki siyasi temelli ayrışmada endişeliyim. Hedefimiz ayrışmayı bitirmek. Zaten bu yönde toplantılar da yapıyoruz. STK’lara bu bağlamda seslenmek istiyorum; görevimiz büyük!
Bizim sivil toplum’daki temel anlayışımız; hayat standartlarımızı yükseltmeye yönelik lobicilik yapmak. Bir diğer öge ise kültürümüzü yaşatmaktır. STK’lar işbirliği yapmalıdır, işbirliği içinde olmalıdır. Dayanışmanın değerini anlamak için dünya’da Türkler birbirlerini daha iyi tanımak için küresel ittifaklara girmelidir. Küresel güç-birliği için Avrupa’daki Türkleri dahi aşan küresel anlayışla hareket edilmeli. Kaderimiz hep aynıdır. Dünya etrafımızda gördüğümüzden daha büyük.
O.KILIÇ: Türkiye ve Türkler bu sıralarda neden bu kadar tartışılıyor veya tartışma konusu ediliyor?
E.TORUNOĞULLARI: Yüksek nüfusumuz var dolayısıyla insan potansiyelimiz büyük. Ama sadece yüksek nüfus yetmez, önemsenmek ve ciddiye alınmak için var olan genç nüfusun etkisi ve dinamizmi çok daha önemlidir. Dışarıdan Türkiye’ye bakanlar açısından; Müslüman oluşumuz yanı sıra Türkiye’nin işlenmemiş toprağı ve doğal zenginliklerimiz gözlerine batmaktadır. Terörizmin esas nedeni de budur. Güçlü oluşumuz, Türkiye’nin Avrupa’daki gündemde bu kadar tartışıldığının bir diğer nedenidir. Türklere karşı bu tür yanlış ve olumsuz bakış açıları her zaman olmuştur, önemli olan değerlerimize sahip çıkmamızdır. Türk milleti sıradan bir millet değildir, tarihte her döneme zaferlerle damgasını vurmuş köklü değerler bütününü temsil etmektedir.
O.KILIÇ: Toplumda neye ihtiyaç duyulmaktadır? Topluma neyi öğütlemek istersiniz?
E.TORUNOĞULLARI: İhtiyaç duyduğumuz davranış biçimlerini şöyle sıralayabilirim; değerlerimize sahip çıkmak, kültürümüzü yaşatmak, yaşadığımız ülkenin kültürüne saygılı olmak ve sevmek. Toplumumuzun bireylerini; sağduyuyla hareket etmeyi, birlik olmayı, provokasyonlara ve oyuna gelmemeyi öğütlüyorum.
Avrupa Türk Gazetesi © SÖYLEŞİ | ÖZEL HABER