Avrupalı Türklerin sesi AVRUPA TÜRK GAZETESİ yazarı Hatice Kalinda Sezer yazdı.
Artık kendi başımıza olmanın zamanı gelmedi mi? İhtiyacımız olan sevgiyi, güveni başkalarının onaylarıyla, bir şeye ve bir kimseye ait olma duygusuyla karşılayamayacağımızı kabul etmenin zamanı gelmedi mi?
Dışarıdaki hiçbir etken bizim kim olduğumuzu tanımlayamaz ya da bizi tamamlayamaz. Diğer insanların onayı ve sevgisi peşinde koştuğumuz sürece yok oluruz ve gerçekte kim olduğumuzu anlayamayız.
Kim olduğumuzu bilmek,yeteneklerimizi keşfetmek,içimizdeki ışığı ortaya çıkarmak için dış dünyayı ve başta kendimizi yargılamayı ve de suçlamayı bırakmamız gerekir.
Geçmişimize, taa bebekliğimize gidelim. İçimizi aydınlatan ışığımızı hissedelim, ne kadar özel ve biricik olduğumuzu anımsatan bir yanımız vardı hatırlar mısınız? Büyüdükçe bu ışığı söndürdük ya da bunun söndürülmesine izin verdik. Gerçek yüzümüzü,özümüzü gizlemeyi seçtik; her güne özel maskeler edindik. İyi insan maskesini takındık, arkadaşlarımızla birlikteyken; işe giderken rekabetçi, hoşgörüsüz, mükemmelliyetçi maskemizi takındık. İdeal eş maskemiz, mükemmel anne maskemiz, kahraman baba maskemiz, hayırlı evlat maskemiz, duyarlı vatandaş maskemiz… Her şeye ve herkese ayrı bir maske seçtik. Bu maskelerle gerçekte kim olduğumuzu, yüzümüzü ve özümüzü gizledik, öyle derinlere gömdük ki kendimiz bile kendimizi unuttuk; kim olduğumuzu, özümüzü nerede bıraktığımızı.
Gerçekte kim olduğumuzu gösterirsek sevilmeyeceğimizi, saygı duyulmayacağımızı, onay ve kabul görmeyeceğimizi düşündük.Aslında ne kadar tek ve özel olduğumuzu başkalarına gösterirsek insanların bizi dışlayacağını ve kabul görmeyeceğimizi sandık yıllar boyunca.
Sorun şu ki sahip olduğumuz bütünlüğümüzü, biricik ve mükemmelliğimizi, yeteneklerimizi ve eşsizliğimizi, var olan zengin potansiyelimizi yok saydığımız için kendimizi affedebilecek miyiz? Hissetiğimiz ama bir türlü adını koyamadığımız, içimizdeki o büyük suçluluk duygusunu zihnimizden söküp atabilecek miyiz?
Evrenin sana ihtiyacı var. Bunu biliyor musun? Evet, sana ve hatta sadece sana ihtiyacı var. Aslında şöyle sorarsam daha doğru olur: Bu gerçeğin farkında mısın? Sana, başını kuma gömen, maskeler arkasına gizlenen, kendi gerçekliğini yaşamaktan korkan yanına soruyorum bu soruyu.
Evrenin ve insanlığın sana ihtiyacı var. Senin bu dünyaya gelmenin bir amacı var, burada olmanın bir anlamı var, bunun farkına varmalısın. Şimdi hemen şimdi, başını o sakladığın yerden çıkarmalısın. Arkasına saklandığın mazeretlerinden,kendi oluşturduğun engellerinden,çizdiğin sınırlarından yersiz korkularından vazgeçmeli ve bunların tamamından özgürleşmelisin. En güçlü bahanenden bile daha güçlü olmalısın. Sen zaten bu güce sahipsin ve tek yapman gereken bu gücün farkına varmak. Yaşadığın bu dünyada payına ne düşüyorsa onu yapmalı ve hakkıyla yaşamalısın. Çünkü bu dünyanın ve insanlığın en çok buna ihtiyacı var.
İçindeki Tanrı’yı hissediyor musun? İçindeki o büyük ve sonsuz kudretin farkında mısın? Yaratılışının yegane ve tek amacının saf sevgi olduğunu hatırlamanın zamanı gelmedi mi?
Bunca yıldır sakladığın gerçeği yani asıl seni ortaya çıkarmanın zamanı geldi. Artık güvendesin; tüm yaşadıkların, etrafında gördüklerin sadece bir rüyadan ibaret.Bu rüyadan uyanmanın zamanı da geldi artık. Öyleyse kabuğundan çıkman gerekiyor. Belki şimdiye kadar içinde, bu güveni ve gücü hissetmiyordun ama şimdi bunu kendine hatırlatabilirsin. Artık yaşamın armağanlarını alma ve bunların keyfini yaşama zamanı geldi.
İçindeki Tanrı’dan ya da her neye inanıyorsan içsel benliğinden, özünden, ruhundan, kalbinin en derinliklerinden gelen bu gücü ve ışığı açığa çıkarmanın herhangi bir sakıncası olmadığını ve bunu hak ettiğini önce kendine söylemelisin.
En değerli varlığını ortaya çıkarabildiğin için,bunu başarabildiğin için kendine saygı, sevgi ve şükran duymalısın. Şimdi şu “An”da olduğun ve farkındalığın için kendini kutsamalısın. Yeteneklerinin, armağanlarının neler olduğunu anlamalı, kabullenmeli ve yaşamında ve dünyada yaratabileceğin farklara odaklanmalısın. Senden başka hiç kimse fark yaratamaz ve senin içindeki boşluğu kimse dolduramaz. Yüreğinin en derinliklerinden kendi yarattığın yaşam hikayenin dışına çıkmanın ve en değerli armağanın olan yeteneklerini dünyaya sunmanın şimdi tam zamanı.
Olan ve olacak olan her şeyin en yüksek hayrına, Tanrı’nın en doğru şekilde en doğru zamanda en doğru olanı gerçekleştireceğini hatırla. Yaşamına ait tekamülünde tüm ders ve deneyimlerini sevgiyle, kolaylıkla ve neşeyle deneyimlemeyi ve de öğrenmeyi seç.
Eğer sen şu “AN” bu yazıyı okuyorsan hiçbir şeyin tesadüften ibaret olmadığını anlamalı ve yoluna çıkan işaretleri fark etme zamanının geldiğini bilmelisin.
“İçsel ben”i tanıma: Evrende asla unutmaman gereken şu”AN”da,tek,bir ve bütün olan yaratan tarafından en derin ve sonsuz sevgiyle seviliyor olmandır.Kendi gerçekliğini keşfetme yolculuğunda, gideceğin rotada aşk ve sevgiyle önce içindeki yaraları fark etmen, yaralarını iyileştirmen için onları sevmen ve sana verdiği mesajları anlaman ve bunları fark etmen, yolculuğun boyunca yapman gereken şeyler.
Farkındalık bir anahtardır, farkındalık aslında her kilidi açan bir anahtardır. Eğer neyi, neden yaptığını fark edersen kendini keşfetme gerçekliğinin ilk adımını atmış olursun. Bunun farkındaysan hem kendini hem de dünyayı değiştirebilirsin. Unutmamalısın ki ancak sen değişirsen değişecek dünyan da.Eğer bundan haberdar bile değilsen pasif bir varlık olarak kalırsın. Belki de bir kurban ya da fail ipine tutunuyor ya da kendini böyleymiş gibi hissediyor da olabilirsin. Kendini ve dünyayı bilinçsizce yaratımının da bu şekilde gerçekleştiğinin farkında değilsindir. Yaptığının, ve yaydığının ayırdında bile olmadan enerjini katıyorsun dünyaya ama ne kattığın konusunda tek bir düşüncen bile olmuyor.
Eğer yaşamın şu anda olmasını istediğin gibiyse kafanı gömdüğün yerde huzur içinde kalabilir dünya illüzyonunda yaşamına devam edersin seçim sana ait her zamanki gibi… Unutma ki bilinçli ya da bilinçsiz neyi seçersen onu yaşarsın!
Yazımı her zaman olduğu gibi anlamlı bir sözle bitirmek istiyorum.
“Can konağını aramadaysan cansın;bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin. Şu nükteyi biliyorsan işi biliyorsun demektir: NEYİ ARIYORSAN O’SUN SENNN…
Bu dünyanın sana ihtiyacı olduğunu unutma!
Sevgi ve aşkla…
Hatice Kalinda Sezer – Avrupa Türk Gazetesi yazarı
Avrupa Türk Gazetesi © GAZETEMİZİN YAZARI