Federal İdare Mahkemesi, ABAD’dan “hakların kısıtlaması ilkesi” ile alakalı görüş istedi. Divan’dan olumlu karar gelmesi halinde dil şartı belirli durumlarda tarihe karışacak
Almanya’da Federal İdare Mahkemesi, 26 Ocak’ta aldığı kararla, Avrupa Birliği Adalet Divanı’ndan (ABAD) tekrar Türkler için geçerli olması gereken ve Ortaklık Hukuku’nda düzenlenmiş olan “hakların kısıtlama ilkesi” konusunda ön görüş talep etti. Konuyu gazetemize değerlendiren Münih’teki SANAS Hukuk Ofisi’nden Dr. Temel Nal, “Esasen ABAD, 10.07.2014 tarihli ve C138/13 sayılı kararıyla senelerdir en azından Türk vatandaşları için eş birleşiminde aranan Almanca şartının hukuka aykırı olduğu görüşümü onaylamıştı. ABAD’ın kararından sonra 05.11.2014 tarihli ve 23 K 12.5365 dosya numaralı çıkarttığım kararda da Münih İdare Mahkemesi, Türk vatandaşlarından Almanca şartı aranamayacağına ve Alman Devleti’nin yaptığı uygulamanın yanlış olduğunu kabul etti. Bu karar kesinleşti” dedi.
YENİ DÜZENLEME YAPILMIŞTI
Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi’nin de 30.01.2015 tarihli bir kararında da Türk vatandaşlarından aile birleşiminde Almanca şartının geçerli olmadığı görüşünü tekrar ortaya koyduğunu kaydeden Dr. Nal, şu bilgileri verdi: “Sonra Almanya; Avusturya ve Hollanda gibi dil şartını kaldıracağını ve 01.08.2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren kanun değişikliği ile ABAD’ın kararına uyacağını açıkladı. Yabancılar Yasası’nın 30. maddesinin 1. fıkrasının 3. cümlesine eklenen 6. bendine göre somut durumda aile birleşimini gerçekleştirmek isteyen eşin yurt dışında Almanca öğrenmesinin zor şartlar yüzünden imkânı olmadığında bu şart aranmayacaktır. Yani genel olarak yine Almanca dil şartı Türk vatandaşları için geçerli olacaktır.”
TÜRKLER İÇİN GEÇERLİ Mİ?
1 Ağustos 2015’ten bugüne kadar yeni değişikliğin Türkler için geçerli olup olmayacağının tartışıldığını hatırlatan Nal, “Berlin İdare Mahkemesi’nin konuyla ilgili Alman Yabancılar Yasasının bahsi geçen değişikliğinden sonra çıkardığı kararlarında yapılan kanun değişikliğinin ABAD’ın 10.07.2014 tarihli ve C-138/13 sayılı Dogan kararını yeterince uyduğu tarafındadır. Şimdi ise 26.01.2017’deki Federal İdare Mahkemesi, hem bu konu üzerinde hem de Türkler için genelde aile birleşiminde vize şartı bulunup bulunmadığı konusunda ABAD’dan ön görüş talep etti. Konu olan davada Almanya’daki bir Türk vatandaşın eşi, Schengen vizesi ile Hollanda üzerinden geldikten sonra burada evliliği gerçekleşti. Sonra oturma izni istedi ve Almancayı da okuma yazarlığı olmadığı ve çeşitli kronik hastalıkları olduğu için hızlı bir şekilde öğrenemeyeceğini ve bu yüzden de A1 sertifikasını alamayacağını belirti” dedi.
KARAR İÇİN UMUTLUYUZ
Dr. Nal, Federal İdare Mahkemesi’nin ABAD’a yönlendirdiği soruları şöyle özetledi: “OKK’nın 2/76’da düzenlenmiş olan hakların kısıtlama yasağı, OKK 1/80’nin yürürlüğe girmesinden sonra da uygulanabilir mi? Bir AB üyesi vize şartını mecburi bir kamu yararı için getirdiyse ve önemli durumlar için de istisnalar düzenlediyse hakların kısıtlama yasağı geçerliliğini korur mu?” Avukat Dr. Nal, “ABAD’ın konuyla ilgili kararını, bir Türk vatandaşının yanına yapılacak aile birleşimi için çok önemli konularda açıklık getireceğini düşünüyorum. Umarım ABAD, gereken Türk vatandaşları için olumlu bir karar çıkartacaktır” diye konuştu.
Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER