Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı eğitimci-gazeteci Oğuzhan Kılıç, 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajında ‘ulusal bilinç’ vurgusu yaparak zaferin Türkiye dışında bazı odaklarca küçümsendiğini ve bu yöntemle yüce Türk milleti’ne ve Türkiye’ye saldırıldığını anlattı.
Atalarımızdan Türk’ün Başbuğu unvanlı beyaz kefenli Sultan Alparslan’ın kutlu önderliğinde 26 Ağustos 1071 tarihinde kazanılan Malazgirt Meydan Muharebesiyle Türkler, yurtları olan Anadolu’dan bir daha çıkmamak üzere bu kutlu yurda yerleştikleri tescil edilmiştir.
Büyük deha Mustafa Kemal bu tarihi göz önünde bulundurarak, tüm emperyalist çabalara rağmen Türklerin tarihten ve Anadolu’dan silinmeyeceğini kutlu önderliğinde verilen Ulusal Mücadele’yle yeniden dünya’ya göstermiştir. 26 Ağustos 1922’de başlayan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 30 Ağustos’ta başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edilmiştir. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz tam bağımsızlığına kavuşmuştur. 30 Ağustos 1922; Türk yurdunu işgal etmek üzere dünya’nın dört bir köşesinden gelen emperyalistlerin haksızca ve alçakça işgaline direnerek ‘hayır’ diyen ve kanımızın son damlasını kadar yurdumuzu bırakmayacağımızı tüm dünyaya ispatlayan; Türk ulusunun kadın, çocuğu ve ordusuyla topyekûn verdiği şerefli mücadelenin, savaşın kazanıldığı ve Zafer Destanı’nın yazıldığı gündür.
Bugünde Türkiye dışında bazı odalarca; işgalci düşmanının küçümsendiği ve tarihin saptırıldığı, küçük görünen ancak esasında gelecek nesillerin ulusal bilincini oluşturmak bakımından büyük olan yüce Türk ulusu ve Türkiye’nin hedef alındığı saldırılarla karşı karşıyadır. Bunun örneğini, aslen tarihçi olmayan Hollandalı profesör Erik Jan Zürcher’ün Türkiye hakkında yazdığı kitapta görmek mümkündür. Derinden sipariş edilerek toplum mühendisliğinin somut ürünü olan ‘Modernleşen Türkiye’nin tarihi’ adlı kitapta Türk Kurtuluş Mücadelesi, ‘Ermeni ve Rumların Anadolu’dan etnik olarak temizlendiği’ şeklinde gerçekleri yansıtmayan küstah, aşağılayıcı ve küçümseyici bir şekilde tanımlanmaktadır. Şerefli tarihi olan Türkiye’ye yeniden tarih yazdırma ihtiyacı ve bunun üzerine birilerini görevlendirme eylemi, yükselen ‘Türkiye ve Atatürk sevgisini’ sindirmek ve Türkleri aşağılamak için yapılan çapı ve etkisi düşük, açık bir emperyalist operasyonudur. Ermeni lobisi ve Türkiye düşmanı ırkçı terör örgütü sempatizanlarıyla içli dışlı olan birisinin tarih yazamaya kalması bir yana objektif olması abesle iştigaldir. Aynı şahıs Türkiye’nin yakın tarihini anlattığı kitabında emperyalizm’den ve Cumhuriyet döneminde meclise seçilen gayri-Müslim milletvekillerinden hiç bahsetmemekte; Türkiye’yi etnik temeli bir yapı, Atatürk’ü de diktatör olarak tarif ederek uyuşturucu distribütörü, bebek katili, ırkçı-bölücü terör örgütünü ‘Kürt mücadeleciler’, ‘özgürlük savaşçıları’, ‘gerilla’, ‘Kürtlerin temsilcisi’ ve ‘Türkiye’nin savaştığı bir güç’ olarak adlandırmaktadır.
İşte çağımız böyle bir çağdır! Silahımız kalemimiz, cehaletledir savaşımız! Büyük Atatürk’ten aldığımız feyizle demokrasi, bilim ve hukuk temelinde direneceğiz. Zaferi, büyük Türk ulusuna yaşatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, tüm şehit ve gazilerimiz ile kahraman ordumuza gönül borcumuzu sunarken, yüce Türk milletinin Zafer Bayramını bir kez daha kutluyoruz.
Kaynak: Son Havadis Gazetesi – Avrupa Gazetesi – Vatan Öz – AB Vizyonu – e-Haber Ajansı – Habercinin Yeri – Hollanda Türkİnfo – Kamu Gazetesi – Haber Kritik Gazetesi